Düzen bir bütünü ifade eder. Düzen dahilinde olan yapılar, yapı taşlarının sağlamlığından ve kendi olma hallerinden ibarettir . Düzen, kendin olma ve bu bütünlük kapsamında formlaşma halidir. Düzensizlik ise yapay olan ikilemlerle oluşmaktır. Farkındalık bu yapay ikilemlere son verip, olanı olduğu gibi anlamanın görme ve dikkat halidir.
Doğadaki İkilemler
Doğadaki ikilemler oluşturandır. Doğada ikili yapı formunda olup, oluşum dahilinde olmayan ikilem yoktur. Olanlar ise ikilem olmaktan çıkıp daha çok radyasyonu ifade eden bozulmalardır.
Evrendeki formların yapı taşları, evrendeki desenleri görünür kılan temel yapılardır. Bu paylaşımlarla bir farkındalık oluşturmak istiyoruz.
Doğadaki ikilemler oluşturmaya yönelik iken, insan zihninde yer alan ikilemler neden çatıştırıcıdır. Burada ters giden bir şeyin olduğu açıktır. İnsan yaşamındaki problemlerin ana kaynağını görmek ve bilmek istiyorsak bu inceleme alanına girmek ve bazı şeyleri görünür kılmak zorundayız.
Ego Artı Düzensizlik
Bir, enerji artı düzen vardır -ki bu tüm canlıları kapsayan, esas olan ve evrenin zekasını ifade eden düzendir- bir de bundan sapan, başka bir yol içine girerek oluşturduğumuz ego artı düzensizlik vardır. Ben-benlik, bu sapma düzensizliğin ana merkezidir. Her şey buradan doğar ve düzensizlik halini alır. Ben-benlik yani ego birikimlere dayanır. Bu birikimler insan elinde süzülüp derli toplu hale getirildiğinde ideolojiler, inançlar ve bunlarla şekillenen felsefeler oluşur. Ben, artı düzensizlik bu içeriği kapsar. Dünyanın hemen hemen her metrekaresi bu kapsama dahil olup, bunun hükmü altındadır. Biz insanlar oluşturmuş olduğumuz bu sınırlar dahilinde yaşamakta, bunun kölesi olmak da ve herkesi de bunun kölesi yapmaktayız.
Benlik-Ego Gerçekliği
Benlik-ego gerçekliği nedir? Benlik dediğimiz gerçeklik özünde kendini izole etme halidir. Bu izole haliyle insan doğadan canlılardan ve gerçeklerden kopar. İnsan, bu izole etme halini zihninde başlatır ve oradan tüm hayata yansıtır. İdeolojiler ve inançlar zihnin kemikleşmiş haline böyle dönüşür. Bilinç ise bu kapsam ve içerikten oluşan zihinsel bir yapıdır. Zihnimiz, bu kimlikleşme ve benleşme hallerini her boyut ve çeşitlilikte oluşturabilir. Bir insan, herhangi bir sözcük kalıbıyla (bu benim evim, bu benim gücüm, bu benim ideolojim ya da ben Amerikalı veya Afrikalıyım, ben sosyalist, anarşist, feminist veya kapitalistim, şu veya bu inancın sahibiyim diyerek) kendini özdeş kılıp tanımlar. Bu tanımlama zihnin içinde yerleşik hale geçer. Tekrarlandıkça da ideolojik, inançsal, kimliksel veya kuramsal bir kemikleşmeye dönüşür. Bu durum tüm insanları kapsadığından, insanların vazgeçemediği ortak yaşam anlayışı haline gelir. Yaşam krizleri ise bu anlayıştan doğar.
Sağlık ve Düzen
Sağlık kavramını canlı yaşamımızın tüm alanları için geçerli bir kavram olarak ele alırsak, zihnimizde gerçekleşen düzensizlik bu alanları tümden zedelemiş ve özünü bozmuştur. Dolayısıyla zihnimizdeki düzensizlik görülüp aşılmadan sağlıklı bir yaşam düzeni oluşturabilmemiz mümkün değildir. Ego artı düzensizlikten kurtulup enerji artı düzen yani görme ve dikkat halinde olan bir zihin düzeni içinde olmamız şarttır. Bu olmadığında hem zihinsel ve hem de bedensel düzensizlik devam eder ve bu tüm yaşama ve doğaya yansır.