DÜNYAMIZI KURAKLIĞA MAHKÛM EDENLER İNSANI DA KURUTMAKTADIR-1
Basında da izlediğiniz gibi bir yeniye daha şahit olduk. Küresel ısınmadan ve doğanın dengesiyle haddinden fazla oynandığı için artık doğru dürüst ne yağmur ne de kar yağışı gerçekleşmiyor. Bulutlar adeta üzerimizden teğet geçiyor. Meteorolojinin verilerine göre son kırk yılın en kurak mevsimi yaşanıyormuş. Bu durumu gelecekte yaşanması olası felaketlerin habercisi gibi anlamak doğrusudur. Doğa dengeleriyle bu kadar oynamanın da bir bedeli kaçınılmaz görünüyor. Acı olanı da ceremesini çekmenin gelecek kuşaklara miras olarak kalıyor olmasıdır. Sayılı yıllar da günler gibi çabuk geçmektedir. Gelecekte insanoğlunun yaşayacağı ve bizimde bundan etkileneceğimiz felaketleri çok uzağımızda görmememiz gerekiyor. Bizler atlatmış olsak da tehlike çanlarının torunlarımızın kapısını çalması uzak bir ihtimal değildir. Artık gerekli tedbirleri mi alırız yoksa gelecekte olması kaçınılmaz ihtimali mi, felaketi mi bekleriz bu insanların, kurumların, devletlerin tercihine kalmaktadır.
Eskiden kuraklık dönemlerinde yağmur duasına çıkılırdı. Bu kez bir ilk gerçekleştirildi. Her yıl kışın metrelerce karın yağdığı, Sivas’ta ve Muş’ta kar duasına çıkıldı. “ hayırlı ve bereketli karlar nasip eyle” diye dua ettiler. Kışın çok sert geçtiği ve kar yağışının metreleri bulduğu illerde, kış sporlarının yapıldığı kayak merkezlerinde bile, bu sene yeterli kar yağışı gerçekleşmedi. Karın yağmaması hiç de iyiye alamet değil. Çünkü yer altı su kaynaklarını besleyen; adeta depo işlevi görüyor, yağmur ise akıp gidiyor. Yağmur toprak üzerinden akıp giderken; kar ise yavaş yavaş eriyerek toprağın daha fazla derinliklerine doğru işlemektedir. Ayrıca doğayı dezenfekte eden özelliğiyle de doğayı insan için daha sağlıklı bir ortamda yaşamını devam ettirmesine zemin hazırlıyor.
Doğa olayları ve iklimsel gidişat normal seyrinden; en uç noktalara doğru kaymaktadır. Mevsiminde yaşanması gereken sıcaklıklar ve yağışlar ya normalin altında ya da normalin üstünde seyretmektedir. Bu durum da kuraklığa neden olmaktadır. Ayrıca; depremler, volkanlar, tusunamiler; savaşlar, küresel ısınma sonucu buzulların erimesi, metropol kentlerle her tarafın betonlaştırılması, atıkların yarattığı kirlenme; önemli soruna yol açmaktadır. Kasırgalar, hortumlar, fırtınalar sonucu ortaya çıkan büyük enerji her yıl ciddi mal ve binlerle ifade edilen can kayıplarına yol açmaktadır. Yaşadığımız coğrafyanın; Sibirya soğuklarıyla, Afrika sıcaklarının etki alanında olması da bizleri yakından etkilemektedir.