"Muztar (çok zor durumda) kalanların dualarının hatırına bazen en büyük bir şey, en küçük bir şeye muti' ve musahhar olur. Mesela; kırık bir tahta parçası üzerindeki çocuğun duasının hürmetine koca denizin dalgaları, hiddeti ve şiddeti inmeye başlar." (B. Said Nursi)
Yukarıda ifade edilen ve duanın ehemmiyetini anlatan vecize ile ilgili yaşanmış bir ibretli hikayeyi okuyucularımın istifadelerine sunuyorum.
Dr. İşân Hüseyni, Pakistanlı bir doktor. Yaptığı büyük hizmetlerden dolayı ödül almak için uluslararası bir konferansa gidiyordu uçağa bindi..
Ancak hava bozuk olduğu için gök gürültüsü şimşekler içinde ilerlerken uçağa yıldırım düşmüş ve arızalanıp acil iniş yapar.
Bir sonraki uçak 16 saat sonra kalkacaktı sinirlendi ve o toplantıya muhakkak yetişmem lazım. 16 saat bekleyemem diye sinirlenerek bağırdı.
Görevliler gideceği şehrin 6 saat uzaklıkta olduğunu ve isterse araba kiralayarak gidebileceğini söylediler.
Acele yola çıktı ama aksilik bu sefer de yolda şiddetli yağmurdan göz gözü görmez olmuş ve selden dolayı araç gidemez olmuştu.
Yol kenarında eski bir evin kapısını çalıp hızla içeri girdi. Yaşlı bir teyze içeride oturuyordu. Süratle ona telefonu verir misin telefon etmem lazım!! dediğinde teyze tebessüm ederek dedi ki;
-Görmüyor musun evladım ne telefonu. Burada ne telefon ne de elektrik var. Geç az dinlen ve az yemek ye çay içip dinlen. Sonra düşünürsün bu işleri.
Adam çaresiz az ısınarak yemek yedi ve çayını yudumlarken yaşlı kadın namaz kılıp uzun uzun dualar etti.
Dikkatle baktığında kadının bir beşiği salladığını ve beşikte çok küçük bir bebeğin hareketsiz durduğunu gördü.
- Kimin bu bebek anacığım? Hayırdır bu kadar uzun ağlayarak dua ettin.
Yaşlı kadın ;
- Hem annesi hem de babasından yetim olan torunumdur. Ağır hastalığı var. Bölgedeki hiçbir doktor çaresini bulamadı. Dediler ki: İşan Hüseyni adlı bir doktor var. Çaresi ondadır. Ancak çok uzakta olduğundan birkaç gündür Allaha dua ediyorum ki Allah bu bebeğin işini kolaylaştırsın.
Doktor Hüseyni ağlayarak dedi ki :
Kalk anacığım kalk Allah senin duanı öyle bir kabul etti ki senin duan yıldırımlar çaktırıp uçağı yere indirdi seller akıttı ve sonunda beni size ulaştırdı. Dr. İşan Hüseyni benim.