Şevval Filiz - Yılmaz Yiğitler / Özel
TİGRİS HABER - Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Akdağ, Dicle Üniversitesi tıp fakültesi hastanesinin fiziki yapısını, iç işleyişini, bıçak parası alınıp alınmadığı iddialarıyla ilgili Tigris haber’e konuştu.
Prof. Dr. Mehmet Akdağ, son dönemlerde tıp fakültesi hastanesinde doktorların bıçak parası aldığı iddiaları ile gündeme gelmiş olmalarının can sıkıcı bir durum olduğunu, iddiaların asılsız olduğunu söyledi. Akdağ: “Bunlar tamamen iddia. Türkiye'deki birçok üniversite hastanesinde olduğu gibi bizde de YÖK’ün belirlediği kurallar, mevzuatlar çerçevesinde ameliyatlar yapılıyor, hastanın hekimi, hastaneyi seçme hakkından kaynaklı doğal bir süreç izleniyor. Zaten çok yoğunluklu bir durumda değil” dedi.
‘Herhangi bir gayri resmi veya direk elden para alımı ile bıçak parası adı altındaki olan uygulamaların tamamı ile yanlış olduğunu biliyoruz ve zaten mevzuat gereği yapan olursa da hemen hızlı bir şekilde kanuni bir şekilde savcılığa yönlendiriyoruz’ diyen başhekim Akdağ, durumu şöyle izah etti; “Bu konuda da tedbirlerimiz var. Örneğin her katta bütün hasta yakınlarımızı bilgilendiriyoruz. Hastaya özellikle elden veya farklı bir şekilde herhangi bir fatura fiş vermeden para meselesi söz konusu olduğunda başhekimliğe başvurmaları gerektiği konusunda bilgilendiriyoruz.”
Gelir-gider arasında dengesizlik var
Kamu hastanelerinde, özellikle üniversite hastanelerinde gelir gider konusunda sıkıntıların varlığına dikkat çeken Akdağ, hastanenin genel durumu ile ilgili şu bilgileri verdi: “Bizimde gelirimiz az giderimiz çok. Dicle Üniversitesi Hastanesi olarak 3 bin 400 ila 3 bin 500’e yakın personel sayımız var. Ciddi anlamda bir personel sayısı var. 5 binamız var. Onkoloji hastanemiz var, çocuk hastanemiz var, Kardiyoloji hastanemiz var ve ana binada dâhili bölümler içeren bölümler var. Dolayısıyla buralarda temizlik, hasta destek ve sağlık hizmeti çok elemanla yapılması gerekiyor. Dicle Üniversitesi aynı zamanda bölge hastanesi, çok hasta çekiyor. Bununla ilgili sıkıntılarımız var.
Protokol hastanesiyiz. İlk kez Dicle üniversitesinde organ nakli ile ilgili birim kurma çalışmalarımız var. İhtiyaçlarımız var, biz bu ihtiyaçlarımızı 2021 yılına girmeden rektörlük aracılığıyla ilettik. Muhtemelen Cumhurbaşkanlığı ve maliyedekiler tarafından değerlendirme yapılmakta ve buna istinaden böyle bir kadro açılışı olacak. Biz ihtiyaçlarımızı gidereceğiz.”
Yeni bir hastaneye ihtiyaç var
1973 yılında temeli atılan 47 yıllık bir binada sağlık hizmeti verdiklerini söyleyen Başhekim Akdağ, hala 4 kişinin kaldığı koğuş sistemi odalarda hastaları ağırladıklarını, odaların çoğunda banyo, tuvalet bulunmadığını, bu durumu mutlaka düzeltmeleri gerektiğini ifade ederek şöyle dedi;
“Otelcilik hizmetiniz iyi değilse müşteriyi memnun etme oranınız azalmaktadır. İçinde banyosu, duşu olan tek kişi odalarda tedaviyle, hasta memnuniyetiyle, aynı anda 3-4 kişinin kaldığı hasta memnuniyeti karşılaştırılamaz. Bu kronik bir sorun. Biz bu konuyu rektörümüz vasıtasıyla hem Sağlık Baklanlığına hem valiliğe hem de sivil toplum örgütlerine aktardık, projelerimizi bildirdik. Hastane yönetimi ve rektörlük olarak yeni bir hastaneye en az iki bina şeklinde bir bina, Dâhili ve cerrahi bir bina da fizik tedavi ve psikiyatri olmak üzere 300 yataklı bir hastanenin yapımı için girişimde bulunduk. Mevcut hastanenin bazı yerlerinde onarımlar yaptık, ancak yeterli değil. Asıl çözüm, yeni bir hastanenin yapılmasıdır. Dicle Üniversitesi 10 milyon kişiye hitap eden, böyle bir Hinterlandı olan bir üniversite, bu nedenle yeni ve modern bir hastaneyi hak ediyor.”