Diyarbakır ‘da 14 Nisan tarihinde yapılacak olan Ticaret ve Sanayi Odası seçimlerinde ‘Yeşil’ listesinin başkan adayı olan Mehmet Kaya, “Bağımsız bir listeyiz, ama tarafsız değiliz. Diyarbakır, barış ve Kürt sorunun çözümü taraftarıyız" dedi.
Siyasilerin müdahalesi olmasa oda seçimlerinde tek listeyi sağlayabileceklerine işaret eden Kaya, “Tek listenin oluşmasının önündeki en büyük engel dış müdahaledir. Yoksa bugün sunduğumuz çalışma programında bugün aday olan tüm aktörler de hem fikirdir. O zaman neden bir araya gelmediğimizi çok rahat bir şekilde konuşabiliriz. Yani, dışarıdan müdahaleler ayrışmanın oluşmasına neden oluyor. Şuan 5 renkli bir aday listesi var; kırmızı, turuncu, sarı, beyaz ve yeşil” şeklinde konuştu.
14 Nisan’da yapılacak olan DTSO seçimlerine bir ay kalası adayların faaliyetleri hızlandı. DTSO seçimlerine Yeşil Listeden giren başkan adayı Mehmet Kaya ve listede yer alan iş insanları ve ekonomi örgütleri kahvaltılı bir toplantıda basın mensupları ile bir araya geldi.
Toplantının açılış konuşmasını yapan DİSİAD Başkanı Burç Baysal, oda seçimlerine siyasetin gölgesinin düşmememsi için yoğun bir çaba harcadıklarına vurgu yaptı.
Ardından DTSO'nun eski başkanlarından ve Nisan ayında yapılacak seçimlerde ise Yeşil Listeden Başkan adayı olan Mehmet Kaya, projelerini madde madde paylaştı.
Kaya, Diyarbakır'ın yapısal dönüşüme ihtiyacı olduğunu, kentin sadece merkezi hükümetin açıkladığı teşvik paketlerle değil, yerel ayaklarının da hazır olmasıyla gelişebileceğini ifade etti. Ortadoğu'da barışın sağlanması, Kürt sorunun eşitlikçi ve özgürlükçü çözümü konusunda Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası en önemli aktör olmak zorunda olduğunu söyleyen Mehmet Kaya, "Savaşın sonlanması ile ilgili çalışmayı önümüze koymamız gerekir. İş insanlarının bu tür durumlarda müdahil olmasıyla barışın daha hızlı gerçekleştiği örnekleri vardır" diye konuştu.
Kaya, yerel medyanın güçlendirilmesine ilişkin olarak aralarında bir tartışma yürüttüklerini ve seçimlerden başarıyla çıktıkları taktirde yerel medya mensuplarıyla bu konuda bir çalışma yürüteceklerini söyledi.
Kentin tüm dinamikleri Yeşil Listede
Yeşil Listenin bir kişi üzerine kurulmuş bir yapı olmadığını iş insanları, ekonomi örgütleri ve STK’ların birlikteliğiyle oluşan bir ortak aklın ürünü olduğunu belirten Kaya, “Başta DİSİAD olmak üzere GÜNTİAD, DOGÜNSİFED gibi birçok iş camiasını temsil eden STK’ların uzun süre çalışması, insanları ikna etmesi sonucunda oluşan bir listedir. Kentin tüm dinamiklerini içerisinde barındıran, yalnız siyasi yelpaze anlamında değil gerçekten iş gücü, sektör dağılımı anlamında tüm sektörlerini temsil eden bir meclis oluşturmaya çalışıyoruz. Bunda da gerçekten başarılı olduğumuza inanıyoruz. Toplumdan ve iş insanlarından geri dönüşlere baktığımızda da bunun karşılığını görmekteyiz” dedi.
Yapısal dönüşüm yapılmalı ve işlevsellik sağlanmalı
Yeşil Listenin çalışmalarını yapısal dönüşüm ve işlevsellik kazandırmak olarak iki başlık altında topladıklarını ifade eden Kaya, “Diyarbakır’ın yapısal bir dönüşüme ihtiyacı var. Bununla birlikte temsiliyeti tek merkezden çıkararak, kentimize sanayi odası, kadın meclisi, Bismil ilçesine ticaret odası ve iş konseyi gibi yapıları kurarak bu yapısal dönüşümün ilk adımlarını atacağız. Bunları da bir yıl içerisinde gerçekleştireceğiz. Aynı zamanda Ticaret Odasının işlevsel boyutunu geliştireceğiz. Özellikle bölgede kuracağımız iktisadi işletmelerle, başta fuarcılık olmak üzere, organize sanayi bölgeleri olsun, güç birliği anonim şirketleri gibi yapıları da hızla faaliyete geçireceğiz” diye konuştu.
Ekonominin gelişmesi için barış sağlanmalı
Savaşlardan en çok etkilenen kesimler arasında iş insanlarının da olduğuna vurgu yapan Kaya, “Dünyadaki çatışmalı örneklerde iş insanları sorunun çözümü noktasında bir taraf olmuş ise daha hızlı yol alınmış, barış daha çabuk sağlanmış bunu görmek lazım. Onun için de biz Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odasının ekonomiyi önceleyen ama aynı zamanda barışı da önceleyen bir yapısının olması gerektiğine inanıyoruz” şeklinde konuştu.
Siyasiler oda seçimlerine müdahale etmesin!
Daha sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Kaya, Diyarbakır'da oda seçimlere siyasetin müdahalesine ilişkin şunları söyledi: "Sivil toplum kuruluşlarının en büyük handikabı bir siyasi yapının arka bahçesi olmasıdır. Böyle olduğu zaman o sivil toplum kuruluşunun işlevini bitirir. Tarafsız olmak sivil toplum kuruluşlarının en önemli özelliklerinden biridir. Sivil toplum kuruluşlarını güçlendiren, onları işlevsel hale getiren şey onların bağımsızlığıdır. Tabii ki, STK’lar evrensel değerler ve temel insan hakları konusunda bir taraftır. Ama özellikle belli siyasetlerin uzantısı olabilecek ya da bir siyasetin yanında görünebilecek yaklaşımlardan kesinlikle kaçınması gerekir. Belki de son iki dönem bazı siyasi aktörlere önemli mesajlar verdi ki, artık dönüp baktığımız zaman DTSO’ya merkezi anlamda siyasetin müdahalesini bu dönem çok hissetmiyoruz. Ama maalesef yerel bazlı siyasilerin gerek DTSO seçimlerine gerekse de Ticaret Borsası seçimlerine müdahalesi de çok net bir şekilde ortadır. Geçmişte bir siyasi partinin yaptığı yanlışı bugün başka bir siyasi parti yapıyorsa o da yanlıştır. Geçmiş deneyim bu müdahalenin yanlışlığını göstermesine rağmen hala bazı siyasetçilerin DTSO’yu kendi yönetim anlayışları doğrultusunda oluşturmaya çalışmaları gerçekten kendilerine de fayda sağlamayacaktır. Türkiye büyük bir kopuş yaşıyor ve büyük bir çatışma içerisinde. Bizim Ticaret ve Sanayi Odası gibi Baro gibi, İHD gibi, Ticaret Borsası gibi yapılarda kesinlikle bağımsızlığımız korumak bütün bu kurumların temel felsefesi olmalıdır. Biz bu listeyi oluştururken 15’ten fazla STK bir araya geldi ve bu ortak çalışma ile Yeşil Liste ortaya çıktı. Ekim ayında yaptığımız bir basın toplantısı ile de bu listenin duyurusunu yapmıştık. O listedeki renklere de baktığımızda kentin tüm siyasi, ekonomik, kültürel anlamda tüm kesimlerini içeren bir tabloyu ortaya çıkarmıştık. Belki de bu birliktelik bazı insanları rahatsız etti. Diyarbakır’daki çok kültürlülüğün tek bir çatıda toplanması, kendilerini kamplaşmadan var edenleri rahatsız etti. Bu müdahale üzerine Ekim ayında hiç aday olmayı düşünmeyen arkadaşlarımız bir anda yeniden adaylıklarını ortaya koymaya başladılar. Böyle bir tabloda Diyarbakır kaybediyor, bizim tek endişemiz budur. Herkese bu kapı açıktır, hiç kimseye kapalı değildir. Siyaset ve siyasi yapının Ticaret ve Sanayi Odasını yönetmesinin kente ne kadar zarar verdiğini gördük. Bundan ders almamız gerekiyor. Bundan hareketle net olarak söylüyorum bu yapı bağımsız bir yapıdır. Hiçbir siyasi partiden bir beklentisi olmadan çalışmalarını sürdürmektedir. Siyasi partileri bu nedenle ziyaret etmeme kararı aldık. Yerel ve merkezi anlamda, siyasi partilerin yapılanmaların müdahalesine izin vermeyeceğiz. Bağımsızız, ama tarafsız değiliz. Biz, Diyarbakır’dan, barıştan ve Kürt sorunun çözümünden, kentin ekonomisinin gelişmesinden ve işsizliğin bitirilmesinden tarafız. " dedi.
‘Siyasi müdahale olmasa tek liste oluşur’
Siyasilerin müdahalesi olmasa oda seçimlerinde tek listeyi sağlayabileceklerine işaret eden Kaya, “Tek listenin oluşmasının önündeki en büyük engel dış müdahaledir. Yoksa bugün sunduğumuz çalışma programında bugün aday olan tüm aktörler de hem fikirdir. O zaman neden bir araya gelmediğimizi çok rahat bir şekilde konuşabiliriz. Yani, dışarıdan müdahaleler ayrışmanın oluşmasına neden oluyor. Şuan 5 renkli bir aday listesi var; kırmızı, turuncu, sarı, beyaz ve yeşil” şeklinde konuştu.
‘Barışı söylemezsek kendimizi inkar etmiş oluruz’
Belediyelere kayyum atanmasının doğru olmadığına vurgu yapan Kaya, “Çünkü o kenti temsil eden, o kentin ruhunu bilen ve o kentle ilgili çalışma yapan yapıların getiremediği çözümü kayyumun getirme olanağı yok. Kayyum uygulamasının da Türkiye’de kısa süre içinde sonlanacağına inanıyorum. Biz barış gelmezse ekonominin düzelmeyeceği anlayışına sahibiz. Eğer biz kayyum atanacak korkusu ile barışı söylemezsek kendimizi inkar etmiş oluruz” ifadelerini kullandı.
‘Sur’da yapboz yapıldığı duyumları alıyoruz’
Sur’daki yeniden inşa faaliyetlerine ilişkin konuşan Kaya, “Yeniden güvenlik eksenli bir politika ile oranın ruhunu ortadan kaldırırsınız. Kesinlikle bu kentte atılacak her adımda her yapılaşmada yerel paydaşlar, başta Ticaret ve Sanayi odası olmak üzere bu işin içinde olacağız. Bunun başka yolu yok. Bu kentte Ticaret ve Sanayi odasının müdahil olmadığı bir asfalt çalışması bile doğru değildir. Sonuçta bu iş orada yaşayan insanların, esnafların, iş insanlarının yararına yapılıyorsa o işin içinde o insanların da aklı olmalı. Bu yönetişim anlayışını yapmak zorundayız. Yoksa Ankara’da veya kapalı ortamlarda yapılan projelerle bu kentin insanına yönelik doğru şeyler yapamazsınız. Geçmiş dönemlerde Sur’la ilgili rehabilitasyon çalışmalarında STK’lar önemli rol aldılar. O zaman bu süreç sağlıklı atlatılıyordu. Bugün ise yapılan işlerin niteliğiyle ilgili yapboz şeklinde yapıldığı yönünde duyumlar alıyoruz” dedi.
Yeşil listede hangi projeler var?
Yeşil listenin projelerine ilişkin konuşan Kaya, son olarak şunları söyledi: “Türkiye’de ilk kez tamamen kadınlardan oluşan bir kadın meclisi adında bir yapı kuruyoruz. Bu TOBB’un tüzüğünde olmayan bir şeydir. Evet, kadın girişimciler kurulu var ama sadece kurulmakla kalındı, görünür çalışmaları olmadı. Yani, Ticaret ve Sanayi Odalarının gölgesinde kaldı. Biz, Bismil’de Ticaret Odası kuracağız diyoruz, çünkü Bismil’in potansiyeli buna uygun. Kentin finans sorununu çözmek için ekspertiz şirketi kuruyoruz. Bugün hangi iş adamına giderseniz gidin banka kredilerinde gayrimenkullerin değerinin yarısının altında değerlendirildiğini göreceksiniz. Bu kentte bir ekspertiz değerlendirme şirketi yoktur. Dışarıdaki ekspertiz şirketleri ise yatırımcının sermayesini yarı yarıya düşürüyor. Bugün bölgeden Batıya yoğun bir beyin ve sermaye göçünün bir nedeni de budur. Odanın içerisinde üye endeksli çok sayıda birim kuracağız. Yatırım destekleme ofisinden tutun da proje geliştirme ofisine kadar. Önemli bir çalışmamız da güç birliği anonim şirketini bölgede kuracağız. Çünkü bazı büyük yatırımlarda sermayeleri birleştirme zorunluluğu ortadadır ve bunu biz bölgede sağlayacağız. Bir diğer projemiz ise fuarcılığı odanın bünyesinden çıkarıp bir anonim şirketi haline getirerek kentin yerel yönetimi, STK’lar gibi yapılarla birlikte çalışacağız. Bunun örnekleri İstanbul’da da İzmir’de de var. Kentin her yerinde yürüme alanı fuarları, ihtisas alanı fuarları yapacağız. Yine, Urfa Yolu üzerinde yeni bir fuar alanı yapmayı da hedefliyoruz. Son olarak şunu vurgulamak istiyorum; kentimize özel üniversite kurulmasına yönelik olarak kent dinamikleriyle birlikte bir çalışma başlatacağız.”