Ali Abbas Yılmaz - Özel
TİGRİS HABER - Dicle Üniversitesi bünyesinde 8 yıl önce kurulan DÜBTAM’da müdür yardımcısı olarak görev yapan Dr. Öğretim Üyesi Mustafa Abdullah Yılmaz ayrıca Kütle Spektrometre ve Kromatografi Biriminin sorumlusu olarak görev yapıyor. Dr. Yılmaz ise aromatik bitkiler üzerine yaptığı çalışmalara ilişkin Tigris Habere değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye’de bilinmeyen önemli bitkilerimiz var
Kütle Spektrometre ve Kromatografi Biriminde yaklaşık 8 yıldır sorumlu olarak çalıştığını ifade eden Yılmaz, şöyle konuştu: “Laboratuvarımızda canlı bilimiyle alakalı çalışmalar yapılıyor. Yani biraz daha açacak olursak bu laboratuvarda bitkiler, hayvanlar, insanlar ve mantarlar gibi biyolojik matrikslerdeki sekonder metabolitlerin analizini yapabiliyoruz. Örneğin daha çok burada bitkilerdeki antioksidan antikanser bileşenlerini tespit etmeye çalışıyoruz. Bununla ilgili bu laboratuvarda yapılan çalışmalar sonucunda ilimiz, ülkemiz ve farklı ülkelerdeki bilim adamlarıyla yüzün üzerinde uluslararası SCİ endeksli dergilerde makaleler yayınlanmıştır. Tıbbi aromatik bitkiler ülkemizde ve dünyada halk arasında binlerce yıldır kullanılagelmiştir. Biz bu bitkilerin içinde ne gibi biyoaktif yani insanlara faydalı bileşenler barındırdığını ve hangi bileşenlerin bu faydalara sebep olmuş olabileceğini bilimsel olarak araştırıyoruz. Halk arasında kullanılan ve tıbbi aromatik öneme sahip ayrıca dünyada bilinen fakat Türkiye’de bilinmeyen fakat çok önemli bazı bitkilerimiz var biz bunların içerisinde hangi bileşenlerin bu etkiye neden olmuş olabileceğini araştırmak için içindeki maddeleri tespit etmemiz gerekiyor. Bizde bu bileşiklerin, örneğin fenolik asitler, flavonoidler, terpenoidler, vitaminler v.b. yöremizde ve ülkemizin faklı yerlerinde yetişen bitkilerde miktarlarının ne kadar çok olduğunu veya var mı yok mu bunları araştırıyoruz.”
Bitkilerin ne kadar kıymetli olduğu ortaya çıktı
Bugüne kadar yüzlerce bitkiyi araştırdığını ifade eden Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: “Örneğin bizim burada Güneydoğu’ya özel buralarda yetişen özel bitkiler var sadece dünyada bu bölgede yetişiyor Diyarbakır’da Mardin’de Urfa’da ya da Bingöl’de doğu Anadolu ve güneydoğu Anadolu’da var. Bunlara endemik bitkiler denir hatta bazıları nokta endemik diyoruz yani mesela bitki sadece belli bir ilçede veya yörede yetişiyor, Dünyada başka hiçbir yerde yetişme alanı yok. Şimdi bu tarz bitkilerin ne kadar kıymetli olduğunu biz biliyoruz. Artık biz bunu bilim dünyasına ispatlamak istiyoruz bunun için içerik çalışmalarına yapmamız gerekiyor. Örneğin ülkemize ve bölgemize endemik olan Allium (soğanlı bitkiler), Thymus (kekik), Salvia (Adaçayı) ve nice bitki cinslerinin yüzlerce türünü çalıştık. Bu bitkilerin antioksidan, çeşitli anti-enzim ve antikanser aktiviteleriyle beraber laboratuvarımızda bulunan LC-MS/MS cihazlarında geliştirdiğim metotlarla faydalı kimyasalların içerik çalışmaları yapıldı. Dediğim gibi geliştirdiğimiz metotlar hem üniversitemiz ve ülkemizdeki diğer üniversiteler ve diğer dünya ülkelerindeki bilim adamlarının hizmetindedir. Türkiye’nin her yerinden laboratuvarımıza numuneler geliyor.”
8 yıldır buradayım
DÜBTAM laboratuarlarının Türkiye’de sayılı merkezler arasında olduğuna vurgu yapan Yılmaz, şunları söyledi: “Dicle üniversitesi DÜBTAM laboratuarı Kütle Spektrometre ve Kromatografi birimi olarak özellikle bu alanda Türkiye’nin en iyi merkezlerinden biriyiz. Bu alanda biraz zor bir alan. Bitkileri biliyorsunuz milyonlarca bileşik var aminoasitlerden yağ asitlerinden proteinlere organik asitlerden diğer metabolitlere birçok bileşik var. Şimdi bu bileşiklerin içinde istediğiniz bileşiğin miktarını ve varlığını bulmak samanlıkta iğne aramak gibi bir şey o yüzden çok zor olduğu için insanlar veya hocalar her zaman bunu başaramayabilir ben 8 yıldır buradayım. Burada Türkiye’deki bilime katkıda bulunma anlamında çok ciddi bir dönüt var. Burada hocalar araştırma yapıyorlar. Yaklaşık 7 yıl önce burada pet şişelerdeki toksit maddelerin varlığının suya geçip geçmediğini tespit ettik. Burası ciddi bilimsel alt yapısı olan bir laboratuar.”
Kekik çayı koronavirüse karşı iyi gelebilir
DÜBTAM’da bugüne kadar aromatik bitkiler üzerine yaptığı çalışmalar sonunda edindiği izlenimleri aktaran Yılmaz, pandemi sürecince korona salgınından korunmak için bağışıklık sistemini güçlendiren bitkisel karışımlara ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Kekikte karvakrol var ve bunun antiviral etkisinin olduğu biliniyor. Vücuda da bir zararının olmadığı biliniyor. Koronaya karşı kekik çayının faydası olur. Tabii ilaçların yanında, koruyucu bir etkisi olduğunu düşünmek gerek. Kaynatılıp buharını soluyarak içtiğinizde bunun antiviral etkisi olacaktır. Yine, propolisin ciddi yararları var. Polen ya da arı sütü değil, propolis. Arılar kendi kovanlarını hastalıklardan, zararlılardan, virüslerden, bakterilerden ve yabancı haşerelerden korumak için kovanların etrafını siyah-kahverengi karışımı reçineli, zamkımsı bir madde ile kaplıyorlar. Bu izolasyon ayrıca ısı kaybını da önlüyor. Propoliste bulunan ve bitkilerden toplanan özler inanılmaz yararlı. Burada yüzlerce propolis örneği inceledim. Bu laboratuarda 8 yılda on binlerce bitki analizi yaptım. Fakat hiç biri propolis kadar daha fazla aktif bileşen içermiyor. Onun kadar antioksidan, fenorik bileşen başka bir şeyin analizini yapmadım. Bu bilimsel bir gerçektir. Ben de kullanıyorum. Bunun 2 şekilde kullanımı var. Öncelikle söyleyeyim çok acı bir tadı var. Biber acısı değil, bitki acısı. Dünyada bunun 2 şekilde kullanışı var. Müslüman olduğumuz için bir kullanışı bize uymuyor. Etil alkolle onu çözüyorlar ve onu birkaç damla kullanıyorlar. Bir diğeri ise zeytinyağında çözme var. Yaklaşık 100-150 gram propolisi bir cam kavanoza koyuyoruz. Üzerine doğal sıkım zeytinyağı koyuyoruz. Bunu ise Kaynamış su dolu olan bir tencerede ısıtmaya bırakıyorum. Propolisi zeytinyağının içinde çözüyorum. Daha sonra bir blender yardımı ile bunu karıştırıyorum. Tıpkı konserve kaynatır gibi propolisile zeytinyağını kaynatıyorum. Kavanozun kapağını çok sıkı kapatmıyorum. Bu karışımdan bir tatlı kaşığı aldığınızda vücudunuzun bağışıklık sistemini güçlendiren bir ürün. Tabii ki, bu tür ürünler ilaç yerine kullanılamaz ama vücuda yardımcı olarak kullanılabilir. Birçok insan bunu bilmiyor ama bu aralar yeni yeni yaygınlaşıyor. Ve tabii bu arada propolis fiyatları da ciddi şekilde artıyor. Kilosunun 3 bin TL’yi bulduğu söyleniyor. Arıcıların en sevmediği ürün şimdilerde en kıymetli ürün oldu. Arıcılar peteklerden o zamksı maddeyi temizleyene kadar ciddi sıkıntı yaşıyorlardı.”