Dostum Misbah Hicri’nin ardından…

Müslüm Üzülmez

 “ağzımda beslediğim kelimeler!

titreyen bir ses yüreğimi simgeler

sevdam size emanet”

Misbah Hicri

Zaman kötü, amansız bir süreçten geçiyoruz. Bunca sorun yetmezmiş gibi, Korona her gün peşpeşe sevdiklerimizi bizden alıyor. Ellerimiz bağlı. Elimizden hiçbir şey gelmiyor. Bir araya gelemiyor, acımızı paylaşamıyor, yaslarımızıtutamıyoruz.Ölümbile çok sinsileşti bu süreçte. Acılar katmerleşti.

Böylesi berbat günlerde Misbah Hicri’yi dün, yani 27 Kasım 2020 günü Korona’dan kaybettiğimizin acı haberini aldım.Bir dostun, bir arkadaşın, en önemlisi güzel bir insanın kaybının acısını yüreğimde yaşadım.

En verimli döneminde ölüm onu aramızdan aldı.

O, doğumunu şöyle anlatır özgeçmişinde: “1952 yılında ayı ve günü belli olmayan, bahar mevsimi başlarında Urfa’nın bir köyünde, bana anlatıldığına göre toprak damın damlacıkları arasında dünyaya gözlerimi açtım. Eski adıyla Kerpiç, şimdiki adıyla Onikiler mahallesinde taş yapılı bir evde yaşama sarıldım.”

Sevgili Şeyhmus Çakırtaş’ın hakkında yazdığı yazıdaki güzel tanımlamayla: “Yıllardır kendisini tanırdım. Urfa gibi çorak bir toplumda, düşünce dünyası oldukça ışıltılıydı. Türkçe dışında kendi anadili olan Kürtçe kitaplar da yazan ve Arapça kendini ifade edebilen nadir yazarlardan biriydi. Kişiliği ile ilgili bir şey yazmaya gerek yok. Tek kelimeyle doğru bir dost ve namuslu bir kalemdi.” (3uncugoz.com /27.11.2020)

Misbah Hicri ile kanımca 2008 yazında tanışmıştık. Bizleri İstanbul’da Nûbihar Yayınları’nın yayın yönetmenisevgili Süleyman Çevik tanıştırmıştı. Tanıştığımız günü hiç unutmam. NûbiharKitapevi’nden birlikte çıkıp Şehzadebaşı’nda bir kafenin bahçesinde oturmuş,demli çaylar içip saatlerce sorunlarımızdan, hayata bakışımızdan, yazı ve kitaplarımızdan, şiirden, hikâyeden, romandan sohbet etmiştik. Sonraki günlerde sık sık e-postayla, telefonla haberleşir ve her İstanbul’a geldiğinde de mutlaka görüşürdük. Baskısı yapıldığında kitaplarımızıbirbirimize gönderir, bazen de çıkan kitaplarımıza dair düşüncelerimizi gazete, dergi ya da web sitelerindekaleme alırdık. 2015’te Kent Işıkları tarafından yayımlanan Gönülden Kaleme kitabı için benden Önsöz istediğinde severek ve gönülden yazmıştım.

Misbah Hicri gerçek bir gönül dostuydu. Ölümü çok erken oldu. O, Kürtçe ve Türkçe yüzlerce yazıya, onlarca kitaba imza atan iyi bir kalem erbabıydı. Ben bir dostumu, Kürtler bir aydınını, Türkiyebir değerini yitirdi.Bildiğim kadarıyla, FablênKurdî (Nûbihar Yayınları) adıyla Türkiye’de Kürtçe ilk fabl yazan yazarımızdı. Ekim sonlarında yaptığımız son telefon görüşmemizde Kürtçe ve Türkçe birkaç kitap hazırladığını, yayına hazır duruma getirdiğini söylemişti. Hazırlanan bu kitapların bir bir yayınlanacağını umuyorum.

Dediğim gibi, hep haberleşirdik. 28 Eylül-6 Ekim 2019 tarihleri arasında düzenlenen Diyarbakır 7. Kitap Fuarı’nda buluşmuş birlikte kitap reyonlarını ziyaret ederek birçok yazarla tanışmış ve sohbetler etmiştik. Ben İsmail Beşikçi Yayınları, kendisi Nûbihar Yayınları reyonunda kitaplarımızı imzalamıştık. Bu, benim için güzel bir anıdır. Bundan sonra artık kendisi fiziksel olarakaramızda olmasa da kitapları hep bizimle olacak, var olacaktır.

Ne yazayım hakkında, bilemiyorum. O, kendi özgülünde bir düşünür, aydındı.Ve en önemlisi bir kitap ve yazma sevdalısıydı.Değişimin, gelişmenin peşindeydi. Dünyayı değiştiremesem de ülkem ve halkım için ne yapabilirim, toplumuma ve insanlığa ne katkım olur derdinde bir yazarımızdı.

Acımız büyük.Ailesine, yakınlarına, dostlarına ve sevenlerine baş sağlığı diliyorum.

Unutmayacağım seni sevgili dostum, güle güle arkadaşım.

Yattığın yer gül ve gülistanlık olsun.

Müslüm Üzülmez