Kürtler, Ortadoğu coğrafyasında iç içe yaşadığı dört devlet için hala Sendrom.
Birbirleriyle sorunlu olmalarına rağmen Kürtler söz konusu olduğunda aralarındaki sorunlar mutlak ertelenmeye tabi oluyor ve ortaya‘Kürt Sendrom’u çıkıyor.
‘Bu dört devlet bu hastalıktan ne zaman kurtulur geleceğe dönük komşuluk ilişkilerini Kürtlerle nasıl tesis eder’ diye bir soruyla başlarsak, şimdilik bir cevap yakıştırmak sorulan sorudan çok daha zor. Sendrom bir hastalık ve kolayca atlatılır cinsten değil. Ortadoğu coğrafyasındaki mevcut durumu göz önüne aldığımızda dört devletinde bu hastalığı üzerinden kolay atamayacağı gerçeği çıkıyor karşımıza.
Sadece dört devletin Sendromu olsa, Kürtler bu hastalığı tespit etmiş bir halk olarak tedavi yöntemini de biliyor. Ancak, çok sayıda devlet ve uluslar arası güçlerin de böyle bir hastalıktan kaynaklı müdahilliği söz konusu olduğu için tamda hal olacak denildiği andan itibaren ortaya çıkan yeni sorunlar, yeni ve ağır çözüm yollarını koyuyor Kürtlerin önüne.
Tabii ki, Kürtlerin kendi aralarındaki sorunları da bu Sendromdan ayrı tutmamak gerekiyor. Hal böyle olunca, uluslar arası güçlerin, Sendromlu dört devletin de Kürtlerle ilgili coğrafyaya karşı tarzına katkı sunuyor.
Nedenlerini sorgulayalım;
Federal Kürdistan bölgesinde 21 Eylül 2013 tarihinde parlamento seçimi yapılmış olmasına, aradan 4 ay gibi önemli bir zaman geçmesine rağmen henüz yeni hükümet kurulamadı, yakın zamanda kurulma ihtimali de zayıf görünüyor.
Dünyanın tüm coğrafyalarından katılımın olacağı uluslar arası Kürt konferansı 3 kez ertelendi, yapılma ihtimali şimdilik görünmüyor. Bunun gerçekleşmemiş olması Kürtler açısından olumsuzluk.
Batı Kürdistan’da her ne kadar ‘Rojava devrimi’, ‘Kanton özerkliği’ gibi sevinmelerle gün geçiştirilse de böylesi ortamlarda bu durumların ‘Geçiciliğini’ gözden kaçırmamak gerekir. Çünkü uluslar arası güçler ‘Ben yaptım’ a geçit vermiyor. Bundan kurtulmak da mümkün değil. Nedeni ise çok basit; uluslar arası güçler de kendi menfaatleri söz konusu olduğunda ‘Kürt Sendromlu’ dört devletle aynı kulvarda buluşabiliyor.
Ortaya şimdi de El-Kaide patentli Irak-Şam İslam Devleti sürüldü ki, son kertede muhatapları Kürtler olacak. Çünkü adamlar silahlı ve Kürtlerin de bu arenaya çekilme ihtimali çok yüksek.
Bu durum; Federal Kürdistan Bölgesinin de, Rojava’nın da, Türkiye’deki çözüm sürecinin de dengesini bozacak şekilde dizayn edilmiş. Kürtlerin yapacağı tek şey; uluslar arası Kürt konferansını bir an önce gerçekleştirip, bir daha bozmamak kaydıyla birlik mesajı vermeleridir.