Dolar aldı başını gidiyor. Dolar ve altın fiyatları her gün, her saat grafikler yukarı doğru tırmanışı gösteriyor. Aşağıya doğru kırılmasını dört gözle bekliyoruz ama beklentiler hep boşa çıkıyor. Türk lirası bir türlü barikat olup, dolar ve altını frenleyemiyor. Bu gidişle dolar on beş liralara dayanacak gibi gözüküyor. Ekranlarda görüntünün her değişinde doların bir kademe daha yukarı çıkması, hepimizin kalp atışlarını da ister istemez hızlandırıyor. Kısa sürede bu kadar paramızın aleyhine değişimden kaygı duymayan var mı?
Para piyasasındaki bu alt üst oluşların, ekonomiye ve bizim günlük yaşantımıza etkileri yıkıcı ve uzun süreli olacaktır. Bu değişimlere bağlı olarak gıdan kullanım eşyalarına kadar olan fiyat etiketleri yenilenecektir. Zaten markete her gittiğimizde etiketler sürekli değiştiğinden bir önceki fiyatları görmek neredeyse imkânsız oluyor. Zaten zar zor geçinmek durumunda olan yoksul kesimler bu değişime nasıl ayak uyduracağız diye kara kara düşünüyoruz. Çünkü gıdadan akaryakıta peş peşe yansıyacaktır.
Bir taraftan da kış kapıda, evin ekonomik gelirleri yerinde sayarken sürekli artan zamlara karşı cebimizdeki para neye yetecek. Beslenme ihtiyacına ayırsak, ısınma sorununu nasıl çözeceğiz. Diğer faturalar da cabası. Faiz artırımı, indirimi gibi kavramlardan çoğumuz zaten anlamıyoruz. Çoğumuz için en anlaşılan olay pazardaki, marketteki etiket fiyatlarıdır. Bir süredir bu fiyat etiketlerini gördüğümüzden ürünün yanına bile yaklaşmadan uzaklaşıyorduk. Bu gidişle oralara uğramak bile hayal olacak. Pazarlarda insanların tezgâhların yanına dahi yaklaşmadan uzaktan bakıp gitmesi karşısında acımaktadır. Hatta bir kısmı sattıkları ürünleri kendi evlerine bile götürememekten yakınmaktadırlar.
SSK 1 milyon 190 bin kişinin borç yapılandırma başvurunda bulunduğunu açıklaması ve ekonomik sıkıntıda olan ailelere yapılan yardım desteklerin geçen yıla göre ikiye katlanması ve bu sayılara her geçen gün yenilerinin eklenmesi karşısında politikacıların ve ekonomistlerin kısa sürede nasıl çözüm bulacaklarını ortaya koyarak en azından önümüzü görmemize katkı sunabilirler. Bu durumda önümüz toz duman ve geleceğe dair hayal kuracak gücü dahi göremez duruma geleceğiz.