Dolandırıcılar Diyarbakır’a sızmış, Vali ve valilik çalışanlarının isimlerini kullanarak para talebinde bulunuyorlarmış. Bu bilgiler ışığında valilik bir açıklama yaparak, masum vatandaşları uyardı; denk gelirse emniyet birimleriyle durumu paylaşmalarını ivedilikle rica etti.
Duyurulur ey Diyarbakır halkı; böyle bir durum var, aman ha denk gelirse elinizden kaçırmayın, derhal emniyet birimlerine başvurun.
Uyarı benden, pratik size ait olsun.
Sizi, olayın içinden sıyırıp ben sorayım valiye ve devleti temsil edenlere;
‘Devlet bu kadar acze mi düştü, hırsızı, arsızı, dolandırıcıyı yurttaşa şikâyet ediyorsunuz.’
Bakın, uyarı demiyorum, şikâyet diyorum.
Valinin ve valilik çalışanlarının adı kullanılmış, vatandaşlardan para talep edilmiş, yani suç oluşmuş, siz kalkmış, ‘bir daha olursa polise bildirin’ diyorsunuz. Ben Vali olsam, kentin altını üstüne getirir, o dolandırıcıları bulurum, kamuoyuna yönelik açıklamayı da o zaman yaparım. Çünkü suç oluşmuş, tahkikat ve soruşturma gerektiriyor. Kimseyi uyandırmadan tereyağının içindeki kılı alır, yurttaşın emir ve görüşlerine amade bir hale getirirdim.
Bu açıklamadan sonra, ‘dolandırıcılar’, eğer Diyarbakır’a dadanmış iseler ki, kayyum ataması yapıldığı günden beri her ne hikmetse mesken seçtiler Diyarbakır’ı. O yüzden şimdi daha dikkatli davranacaklardır. Mesele de valiliğin tüzel kişiliğiyle ilgili değil zaten, iştahlar ve kursaklar belediyedeki rant için çalışıyor, yani, kentin ve kent halkının malı için.
**
Bir de hatırlatma yapayım Sayın Karaloğlu, henüz siz teşrif etmemişken, kısa bir süre önce müthiş bir dolandırıcılık olayı patlak verdi Diyarbakır’da, rakam 200-300 trilyon diye telaffuz edildi. Kuyumcu-faizci-tefeci-rüşvetçi-kamu görevlisi kumpasında dönen bir para trafiği ki, maazallah. Günlerce medyanın manşetini, yurttaşın gündemini belirledi.
Ne oldu?
Paralar ortada yok!
Kim kimi dolandırdı, kim parasından vazgeçti, kimler kimleri tehdit etti. İddia edildiği gibi para trafiğinin içinde kamu görevlisi var mıydı?
Tövbe, tek santim bilgisi olmadı yurttaşın.
Yakalananlar oldu, kuyumcu, para trafiği yöneticisi falan filan. Sonradan öğrendik ki, bu tosunlar, giden valiye yakın, hatta çok samimi kişilermiş!
Yani, demem o ki; bu dolandırıcılık yöntemi genelde yakın ilişkilerin gözden geçirilmemesi sonucunda gerçekleşip, patlak veriyor. Devlet erkini yönetenler ve onun emrindekiler önce bu ilişkilerin kendilerine doğru sirayet etmesini engellemelidir. Hem valilik hem de Belediye Başkanlığı görevi bir arada ifa edilince rant çarkı ister istemez yakaya yapışıyor, direk ya da endirekt dolandırıcıların muhatabı olunuyor.
Dikkatli olmak lazım!
Naci Sapan