TİGRİS HABER - Dağcı, Diyarbakır’da dostlarıyla bir araya geldi, kitabını imzaladı. Diyarbakır Cezaevi'nde 4 yılı geçen ve aslen Gaziantepli olan Aile Hekimi Dr. Mustafa Dağcı, cezaevinde yaşadıklarını "Elbet Gün Ağarır Anne" isimli kitabında anlattı. Yenişehir ilçesi Elazığ Caddesi üzerindeki bir alışveriş merkezinin zemin katında düzenlenen imza gününde Dr. Dağcı'yı Diyarbakır’daki dostları yalnız bırakmadı.
İmza gününde İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine Diyarbakır'da 36 yılının geçtiğini ve bunun 4 yılının Diyarbakır Cezaevi'nde geçtiğini anlatan Dr. Mustafa Dağcı, "Hem ailemin maceralı yaşamı hem de Diyarbakır'daki siyasi hayatım ve cezaevini derleyip topladım, kaybolmasını istemedim. Özellikle Diyarbakır Cezaevi'ndeki işkenceler var. 1982-1986 yılları arasındaki 12 Eylül sonrası. Diyarbakır Cezaevi konusunda çok kitap yazıldı ama bence azdır. Ne kadar yazılsa yeridir. Çünkü dünyanın en kötü üç hapishanesinden biri olarak anlatılan Diyarbakır Cezaevi yazılmakla bitmez. Ben de kendi payıma düşen şeyi yazmak istedim" diye konuştu.
"İşkencelerin tarihe gömülmeli"
Kitabında özellikle 12 Eylül darbesine yer verdiğini belirten Dr. Dağcı, "12 Eylül 1982'de biliyorsunuz darbe oldu. Darbe olduktan sonra da insanların siyasi görüşlerine bakmaksızın herkesi cezaevine tıktılar. Cezaevinde artık siz tutuklu değilsiniz, bir esirsiniz. Esir olduğunuz için günün 24 saatiniz işkence altında geçiyordu. Esat Oktay zamanındaki Diyarbakır Cezaevi'nden bahsediyorum. Onun için bütün bu işkencelerin tarihe gömülüp kalmasını istemedim ve yazıya döktüm. Kenan Evren'in yargılanması benim için çok önemli, çok da değerli bir olgudur. Ama bu darbecilerin çok daha önce yargılanması gerekirdi. Çok gecikti. Artık yatalak olduktan sonra yargılanmış, yine de benim için çok mutlu eden olaylardan birisidir. Rütbeleri söküldü. Her türlü yargılanmalar oldu kamuoyunda. Bizim hiç olmazsa bir nebze de olsa içimizi rahatlatmış oldu" şeklinde konuştu.
Gençlere tavsiyede bulundu
Gençlere okumaları tavsiyesinde bulunan Dr. Dağcı, "Gençlere okumalarını tavsiye ediyorum, ne kadar çok okurlarsa o kadar onlar için iyi olacaktır. Türkiye'nin parlak geleceği, ışıklı geleceği buna bağlıdır" dedi.