DOĞRULTU

Bêjdar Ro Amed

Doğrultu, yaşamın özüdür. Kavram olarak doğrultu, yaşam bütünlüğümüzü ifade eder ve ilişkiyle gösterir kendini. Yaşam, bu temel üzerinden inşa edilir. Tüm ilişkilerde, paylaşımlarda bu algı ve anlayış esastır. Bunun dışına çıkmak, ciddi bir yaşam ihlalidir. Bunu yapmak akla bile gelmemelidir. Yaşam ve pratik anlamını yitirmeye başlayınca, bu tür kavramlar hayatımızda yer edinmeye başlar.

Yaşam Temelinin Esası

Yaşam ve özgürlük, esaslı temeller üzerinden kendini var eder. İnsan varlığının hakikat doğrultusu, bu inşada belirleyicidir.

Dağınıklık

Dağınıklık; tekdüzelik, yaşama kast etme ve kendini bitirme anlamına gelir. Hayat aşamalarının zorlukları göz önüne getirildiğinde, yaşamın anlamı daha iyi anlaşılır. Bu anlamda doğanın insan karşısına çıkardığı zorluklar da vardır. Doğa, insan yaşamı için ne denli bolluk ve bereketse, bir o kadar da zorluklarla doludur. Bunu anlamaya çalışmak, yaşamı bütünlükten koparmadan inşa etmek, ciddi bir zeka ve emeği gerekli kılar. İnsanın toplumsal yoğunlaşması bunun üzerinedir. Bunun dışına çıkmak doğrultudan dolayısıyla yaşamdan kopmaktır.

Riskler

Bunun da ne gibi riskler getireceği ortadadır. İnsan yaşamı, bu riskleri taşıyacak bir toplum gerçeği değildir. Bu açıdan doğrultuları tam, bütünlüklü ve daimidir. Bu bütünlük, genetik bir özellik gibidir. Ciddi bir kriz yaşanmadığı sürece sapmaya yol açmaz. Doğrultu, bu bütünlüğün adıdır. Başka türlüsünün olabilmesi de zordur. İnsan göstergesi ve yaşam bütünlüğü bu oluşumların ipuçlarını verir bizlere.

Doğrultunun İçselliği

Burada esas olan, doğrultunun içsel olmasıdır. Doğrultu biçimsel olduğu zaman yaşam ve bütünlük kaybedilmiş demektir. İçten olan daimidir, köklü ve kalıcıdır. İnsanı, yaşamı, doğrultuyu ve ilerlemeyi esas kılan da bunlardır. Bu olmadığı zaman ciddi engellerle karşı karşıya kalırız. Engellerlerden kastımız, basit yaşam alışkanlıklarıyla yansımadır. İnsanın, kendisi olmadığı yerde, yaşam kaybedilmiş demektir. Kendini kaybeden insan, bütün alanları bozar.

Doğrultu Hayatın Kendisidir

Yaşamın doğrularla sınanmış hali ve daimliği hakikat kurumunu ortaya çıkarır. Bu hayatın kendisidir. Söz bu paralellikte gelişir. Anlam, bununla var eder kendini. Doğruluk doğrultudur. Doğrultusunu bilmeyen, yaşamı da, katılımı da bilmez. Doğrultu bilindi mi, insan ve toplum kendi akışında ilerler. Hakikat, sınanmış yaşam olarak kendini var eder. Doğrultu bu bütünlükle gelişir. İnsanın yaşam öncülüğü, bu nitelik ve kapsayıcılıkta olmazsa, özgürlüğün gelişmesi mümkün olmaz. Özgürlük, bu hakikatin kurumlaşmış halidir. Yaşamı, kendimiz dışında düşünmemek gerekir.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.