Meteoroloji ve AFAD’ın vatandaşları doğal felaketlere karşı dikkatli olunması yönünde uyarıları sıklaşmaya başladı. Son zamanlarda bazı kentlerde yaşanan yağmur sağanakları yıkıcı olmaya başladı. Birden bastıran yağmur sağanağı koskoca bir kentin yaşamını, düzenini alt üst etmektedir. Bu doğal felaketler sadece maddi kayıplara yol açmakla kalmayıp bazen insanların hayatlarına da mal olmaktadır.
Biraz fazla yağan yağmur neden bu kadar yıkıcı sonuçlar ortaya çıkarmaktadır? Bir kent biraz fazla yağan yağmura teslim olmaktadır. Uzayı fethetmeye hazırlanan bir teknoloji karşısında biraz fazla yağan yağmura karşı nasıl çaresiz kalınmaktadır.
Teknoloji çok gelişti. Sanayi devrimlerinden sonra bilgisayar çağı, uzay çağı gibi son derece gelişen teknolojik gelişmelerle neredeyse her şey mikro teknolojiye kucak açtı. Uzayın fethine çıkıldı.
İnsan bütün bu konularda neredeyse sınır tanımayan bir gelişme seyri içerisine girdi ama bir şeyi hep göz ardı etti. Üzerinde yaşadığı dünyanın kaynaklarını sınırsız bir yağmaya kalktı. Doğal dengesini bozdu. Atalardan devralınan temiz ve yaşanabilir bir çevreyi korumadı. Plansız kentleşmenin getirdiği her tarafı betona çevirerek ayakları topraktan kesildi. Sanayileşmenin getirdiği atıklar ve küresel ısınma sonucu mevsimsel dengeler bozuldu. Denizler kirlendi, ormanlık alanlar talan edildi. Yeşil ortadan kaldırıldı. İnsan tarafından yaşam alanı bırakılmayan türlerin çeşitliği azalmaya başladı. Akarsular ve göller kurumaya başladı. Yer altı suları tükendi. Betona dönüşen kentlerde toprakla buluşamayan yağmur suları nasıl akacaktı. Üstelik dere boyları da hesapsız yapılaşma nedeniyle suya akacağı alan bırakılmamışken, dereler nasıl akacaktı. Bu yüzden eskilerin dere kenarına ev yapılmaz sözleri sonraki kuşaklarda yerini bulmadı. Bu yüzden dere yatağını bulmak için önünde engel tanımadığı için önen çıkanı kendisiyle beraber sürüklemeye başladı.
Son yağışlarda kentlerin kasabaların sular altında kalması doğal yaşama insan tarafından yapılan yanlış müdahalelerin sonucu, atalarımızın geçmiş yaşam deneylerinden yeterince ders çıkarılamamasının bir sonucudur. Ama gelecekte doğal dengeyi ve doğal yaşamı bozmamızın faturası bizlere daha ne tür felaketlerle geri dönecek bunu şimdiden bilmeye imkân yok ama bilim adamlarının uyarıları nelerin olabileceğine ilişkin sürekli dikkatleri çekmektedirler.
Sağanak yağmurun nelere yol açabileceğini sadece son Ankara’da görmedik. Şimdiye kadar birçok ilde hatta ülkelerde yaşanmaktadır. Çevre sorunu günümüzde kapitalist sistem gibi globalleştiğinden sadece bir ülkenin değil bütün dünyanın sorunu haline gelmiştir.
Sonuç olarak ormanlarımızı, akarsularımızı, denizlerimizi, doğamızı koruyamadığımız için doğa da kendi yaşam döngüsü içinde akacaktır. İntikamını alacaktır.