Diyarbekirli Ramazan Ve Yasa

Fatih Yokuş

Halkın sosyal medyada verdiği destek ile yasal mağduriyet yaşayan Ramazan BÖÇKÜN (PİŞKİN) özgürlüğüne kavuşarak şimdilik mağduriyeti giderildi.

Şimdilik dedim, çünkü; Ramazan (bana göre mahkemenin kanaatini iyi yönde kullanması sonucu)'ı tımarhaneye gönderen yasa olduğu gibi duruyor ve de düzelme yönünde hiçbir emarede gözükmüyor.

Yasal mağduriyetin yaşanmasıyla gündeme gelen olayda gözden kaçan, önem verilmeyen, dikkate alınmayan ve de konuşulmayan işin yasa boyutu daha nice mağdurların oluşmasına dayanak teşkil edeceğidir.

Mübalağa yaparak ve de affınıza sığınarak bikini giyen birkaç bayan arkadaşın cami içerisinde dolaşmaya kalkıştıkları zaman (girilmez diye bir yasa yok) engellemek veya uygun kıyafet giyiniz diyecek herkes, o bayan/bayanların şikâyeti üzerine ( Şahitler ve olay yerinin önemi olmadığı gibi "Kadının beyanı esastır) "Cinsel tecavüzden" ceza alabilir, tecavüzcü diye hapse veya tımarhaneye girebilir.

Bu kadar da olmaz demeyin, çünkü Ramazan BİÇKİN'ın başına gelenler canlı bir örnektir.

Doktor arkadaşım : "Hocam onun durumu farklı bir de tecavüz var" dediğinde işin aslını (savcılık tutanağına dayanarak) anlatınca "Vay be" diyerek hayretini ortaya koymuştu.

Beşinci harem de denilen tarih boyunca saygı görülen, ulu Cami'de uygunsuz kıyafetli bayanlara "Cami olduğunu, kıyafetlerini..." hatırlatması veya ikaz etmesi üzerine bayanlardan birinin şikâyeti üzerine, şahit ve diğer iki bayanın aksi ifadelerine rağmen "Kadının beyanı esastır" yasası ile RAMAZAN'DA ceza almış ve cezası onanmıştır.

Yasa o kadar tehlikeli ki "Tecavüzcü" diye hapse girdiğin zaman çocuklara tecavüz edenle yasal olarak aynı suçu işlemiş ve aynı sicile sahip oluyorsun.

Bu olayda işin vahametini bilmeyen, iktidarı desteklediği izlenimini veren, bölgenin tanınmış alimleri ve İslami kimliği ile öne çıkan kişilerin olumsuz tavırlarıdır.

Hatta öyle çirkin tavır ve medya paylaşımları var ki mide bulandıran cinste idi.

Bu kişiler işin ''yasa" boyutunu bir tarafa bırakıp, "Tecavüzcü", "Vahabi", "Provokatör", "Selefi", "Deli", "Cahil"... Ve benzeri suçlamalar yaparak olayı saptırmaları, işin aslını gizlemeleri; ilimleri ve Dinlerine ters bir durum sergilemeleri idi.

 İstanbul sözleşmesi hepimizin başını ağrıtacak ve nice mağduriyetlerin oluşmasına yasal dayanak olacaktır. Hacı, hoca, şeyh, İslami hassasiyeti olanlar ve insani değerlere önem verenler; geleceğe kötü bir miras bırakmamak ve vebal altında kalmamak için şimdiden mağduriyetin yaşanmasına vesile olan bu yasaya karşı bir olmalı, birlikte hareket etmeli ve gerektiğinde siyasi tercihlerini değiştirme yoluna gitmelidirler.

Bu yasa kendini bilmeyen, Allah korkusu olmayan, adap, ahlak ve hayaya önem vermeyen çok az sayıdaki insanı memnun edebilir ancak milyonların mağdur olmasına yasal dayanak teşkil eden cinstedir.

Bu yasanın kaldırılması için siyasi farkımızı bir kenara bırakalım, birlik ve beraberlik içinde hareket edelim.

Selam ve dua ile

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.