TİGRİS HABER - İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUM-DER) Diyarbakır Kurucu Şube Başkanı Avukat Nesip Yıldırım geçtiğimiz günlerde ‘FETÖ soruşturması’ kapsamında şafak operasyonuyla gözaltına alınmıştı. Yıldırım'ın FETÖ'cü olduğu iddiasıyla emniyete götürülmesi kısa sürede büyük tepki topladı. Yıldırım tanıyan pek çok hukukçu, "Bir kere daha baltayı taşa vurdunuz. Yıldırım'dan asla FETÖ'cü çıkmaz" dedi.
İki gün Diyarbakır Emniyet'inde kalan Yıldırım, 13 Şubat Pazar günü önce savcılığa ardından da mahkemeye çıkartıldı, ifade işlemlerinin ardından serbest bırakıldı.
Hukuk herkes için adil uygulanmalı
Gözaltı sonrası serbest bırakılan Yıldırım yaşadıklarını Independent Türkçe'ye anlattı. Muhafazakar kimliğiyle bilinen Yıldırım, hukukun herkes için eşit ve adil uygulanması gerektiğini söyledi. Baskı, cebir ve şiddet gibi zulüm niteliğinde olan faaliyetlerinde bulunanların elbette cezadan azade olamayacağını belirten Yıldırım, "Ama aksine cebir ve şiddete bulaşmamış, darbeyi açıktan kınamış ve ömrüm karşı çıkmış biri olarak insanların lekelenmeme hakkı olduğunu hatırlatmak isterim" dedi.
Beni herkes arayabilir
Gözaltına alınma gerekçesine ilişkin bilgi paylaşan Yıldırım, "Kolluk ifademde de doğru olmadığını söyledim ama dosyam ile ilgili iddia şudur: 2013-14 yıllarında Diyarbakır'dan bir FETÖ'cü 2 defa telefonla beni arıyor ve 37 saniyelik bir görüşme olduğu iddia ediliyor. Bir insan hakları savunucusuyum, beni herkes arayabilir. Çok farklı zıt gruplardan mağduriyete uğradığını ileri süren birçok insan beni arar, ben de onlara hukuk çerçevesinde görüşlerimi söylerim. Çocuk olmadığımız gibi kandırılacak yaşta da değiliz" diyerek sitem etti.
Ortada kimse kalmaz
Bir kısım insanların bu denli geçmiş meselelerle suçlanmasını "hukuk güvenliği ihlali" olarak değerlendiren Yıldırım, "Neden? Çünkü kimse 2013-14 yıllında onların bir örgüt olduğunu ya da ileride bir kalkışma veya darbe yapmak isteyebileceğini kestiremiyor. İnsanların geçmişinden dolayı bu tarz konular yüzünden suçlanmasının yolu açılırsa kaba tabirle ortada kimse kalmaz. Herkesin bir tanıdığı, arayıp görüştüğü veya selam verdiği birileri vardır. Birinin kötü niyeti herkesi kötü veya suiistimalci yapmaz" dedi ve ekledi:
"Adalet hepimizin ortak noktası olmalı ve daha da güçlendirilmeli. Gözaltına alınmam ile ilgili birçok farklı kesim duyarlılık gösterdi. Savcılık makamı denetimli serbestlik talebiyle mahkemeye sevk etti. Sulh ceza hakimliği ise iddiaların ciddi olmadığı yönünde hükmetti ve serbest bıraktı. Soruşturma sürüyor. Soruşturma sonucunda takipsizlik veya dava açılmayla sonuçlanabilir. Hukuki süreç bu şekilde."
Baz istasyonu kaydı delil sayılıyor
30 yıla yakın bir süredir avukatlık yaptığını ve 1990'lı yıllarda daha çok işkence, fiziki şiddet, kötü muamele tarzında ihlallere şahit olduklarını kaydeden Yıldırım, "Gözaltına alındığımda nazik davrandılar ve herhangi bir fiziki işkence ve hakarete maruz kalmadım. En azından benim açımdan böyle oldu. Ancak şu an bir baz istasyonu kaydı delil sayılıyor. Bunun bu kadar kolay olmaması lazım. Bir insanı gözaltına alıp özgürlüğünden mahrum etmeden önce delil meselesi iyice araştırılmalı. Güçlü delil olduğunda gözaltına alırsın tamam ama küçük delillerle gözaltına alındığında bu sefer de insanların lekelenmeme hakkı ihlal ediliyor" değerlendirmesinde bulundu.
Adaletin herkes için gerçek manada ulaşılması gereken güçlü ve yüksek bir değer olması gerektiğine vurgu yapan Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: "Birbirimize merhamet göstermeli, sevmeli ve insan olarak değer vermeliyiz. İnsanın kendisine değil, varsa insanların zulmüne karşı çıkmalıyız. Birbirimizi anlamaya çalışırsak inanıyorum ki birçok meseleyi de rahat bir şekilde çözeriz. Gözaltına alınmamdan serbest bırakılmama kadar duyarlılık gösteren, dayanışmada bulunan herkes çok teşekkür ediyorum, Allah onlardan razı olsun."