Ardıl BATMAZ - Özel Haber
TİGRİS HABER - Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Erkan, yaptıkları yeni araştırmanın bulgularını Tigris’le paylaştı. Gençlerin iş, özgürlük ve eşitlik istediğini söyleyen Erkan, “Genç kitlenin, ideolojilerin ya da liderlerin arkasından gideceğini düşünen herkes yanılır” dedi. Öte yandan araştırmaya göre Diyarbakırlı gençlerin yüzde 77,4’ü yurtdışına göç etmek istiyor.
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Erkan, yaptıkları yeni araştırmanın bulgularını ilk kez Tigris’le paylaştı. Diyarbakır gençliğini analiz eden Erkan, Diyarbakır gençlerinin güçlü, zayıf ve fırsat oluşturacak yönlerini ortaya koydu.
Diyarbakır’da 18-27 yaş arası genç nüfusun 315 bin olarak belirlendiği araştırmada bu yaş grubunun 17-30 aralığına çekilmesi halinde yaklaşık 400 bin genç nüfus bulunduğu ortaya konuldu. Üretim ve tüketim için büyük bir potansiyel olarak belirlenen bu rakamın Türkiye’nin yaklaşık 40 ilinden büyük olduğunu söyleyen Erkan, “Bu kitle eğer çok iyi organize edilmiş olsaydı, üretime katılabilseydi Diyarbakır Türkiye'de ekonomik gelişme için en önemli potansiyele sahip kent konumunda olurdu” dedi.
DİYARBAKIRLI GENÇLERİN YÜZDE 77,4’Ü GÖÇ ETMEK İSTİYOR
Araştırmanın çarpıcı bulgularından biri de gençlerin geleceğe dair umutları oldu. Araştırmaya göre Diyarbakırlı gençlerin yüzde 77,4’ü yurtdışına göç etmek istiyor. “Mezopotamya'nın çocuklarını doğdukları şehirde doyuramıyoruz” diyen Rüstem Erkan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Gençlerin gelecekten umudunu kesmiş olduklarını görüyoruz ve dolayısıyla birçok sorunun potansiyel kaynağını da bu oluşturuyor. Bir toplum için genç kitlenin yoğunlukta olması nasıl bir fırsat yaratıyorsa aynı zamanda olumsuz olarak da bir sorun olarak karşımıza çıkabiliyor. Bu gençlik iyi yönetilmezse aynı zamanda bir sosyal sorun kaynağı da oluşabilir. Yani giderek artan gündelik hayattaki şiddet eyleminden tutun madde bağımlılığına ve hatta organize suç örgütü üyeliğine kadar önemli bir kaynak oluşturabilir gençler. Onun için gerek yerel yöneticilerin, gerek merkezi iktidarların bu konu üzerinden dikkatle durması gerekir.”
Fotoğraf/Ramazan YAVUZ
KENDİ KARARINI VEREBİLEN GENÇLİKLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Sur çatışmaları ve ardından FETÖ darbe girişiminin Diyarbakır’da önemli bir dönüm noktası olduğuna dikkat çeken Erkan, bugün bu çalışmada ‘genç’ olarak tanımlanan kişilerin o dönemlerin çocukları olduğuna dikkat çekti. Gençlerin artık toplumsal olaylardan ziyade kendi yaşamlarına odaklandığını söyleyen Erkan, “Gençler artık büyük ideolojiler, büyük liderler gibi adanmışlık duygularına sahip değil. Dolayısıyla bu genç kitlenin ideolojilerin ya da liderlerin arkasından gidileceği düşünülüyorsa burada herkes yanılır. Kendi kararını verebilen, kendi kararının arkasın duran, hayat planlamasını kendi yapan bir gençlikle karşı karşıyayız artık” ifadelerini kullandı.
Rüstem Erkan, 400 bin gencin olumlu anlamda bir potansiyele dönüşmesi için bu gençlerin doğduğu topraklarda bir hayat kurma umudunun yeşertilmesi gerektiğini belirtti. Diyarbakırlı gençlerin, Türkiye'nin diğer gençlik kitlesi ile bir benzerlik gösterdiğini söyleyen Erkan, “Bu durum ülkedeki bütün gençlik kitlesinde ciddi bir bireyselleşme olduğunun göstergesidir” dedi. Bunun olumlu açılarından birinin de genç kitlenin eski kuşaklara göre ötekileştirme eğiliminin daha düşük olması olduğunu söyleyen Erkan, şöyle konuştu: “Türkiye’nin tamamında gençler en önemli sorun olarak işsizliği görüyor, liyakatsizliği görüyor. Eğitimdeki niteliksizliği görüyor. Etnik kimliğini inkâr etmeyen, onunla ilgili haklarını talep eden bir gençlik var. Bu olumlu yanlar üzerine bir toplum inşa etmenin politikalarını ortaya koymak gerekir diye düşünüyorum.”
Fotoğraf/Ramazan YAVUZ
GENÇLERİN AŞİRETLE BAĞLARI ZAYIFLIYOR
Diyarbakır’ın çok ataerkil bir toplum olarak düşünüldüğünü ancak gençlerin artık aile otoritesine de itiraz edebildiğini belirten Erkan, “Eskiden diyelim ki karar alma sürecinde aile, aşiret vesaire çok önemli iken artık kararımı bağımsız alıyorum diyenlerin oranı çok yüksek gençlerde. Dolayısıyla Diyarbakır'da gençlerin aşiretle olan bağları da zayıflıyor. Oy verirken aşiretinizden, ailenizden farklı karar veriyor musunuz diye sorduğumuzda yüksek bir oranda Evet çıkıyor. Dolayısıyla Diyarbakır'da ya da bölgede kanaat önderleri üzerinden yeni bir toplumsal yapı inşa etme oranı giderek azalıyor. Siyasi partiler her seçim döneminde kanaat önderi kavramı üzerinden büyük bir temsiliyet sağlayabileceklermiş gibi davranıyorlar ama bunun giderek etkisinin azaldığını söylemek mümkün” diye konuştu.
Fotoğraf/Ramazan YAVUZ
GENÇLER NE İSTİYOR?
Prof. Dr. Rüstem Erkan’ın araştırması, gençlerin çok ciddi bir demokrasi talebi olduğunu da ortaya koydu. Araştırmaya göre siyasal görüşü farketmeksizin gençler; din ve vicdan özgürlüğü temelli demokratik ve laik bir sistem talep ediyor. Erkan, gençlerin talebini şöyle açıklıyor: “En sihirli kavram burada özgürlük, eşitlik ve iş kavramları. Gençler düzgün bir işte çalışabilmek, güvenceli bir işte çalışabilmek istiyor. Gençler özgürlüğüne müdahale edilmemesini, eşitlik ilkesine dayalı bir toplum yaratılmasını talep ediyor. Dolayısıyla bütün politikaların da bu gençliğin taleplerine dönük yapılması lazım. Bir aşiret lideri ya da kanaat önderi denilen kişiyi ikna ettiğinde geniş kitleyi ikna etmiş olmuyorsun. Asıl o geniş kitleleri ikna edecek politikalar üreteceksin. O politikalar da işte bu gündelik yaşamla ilgili olmalı.”
Öte yandan Erkan, Kürt sorunu ve çözüm süreci tartışmalarında genç kitle denilen grubun ekonomik taleplerinin göz önünde bulundurulması halinde süreçteki başarı şansının da artacağı görüşünde.