DİYARBAKIR’IN ÜNLÜ ESNAFLARI 2

Aziz ERİM

BAĞDAT KURUKAHVECİSİ FUAT KOLSUZ

Sunu…

/Bazen bir kahve yudumlayıp bir şarkı açarsın, susarsın ve o şarkı senin söylemek istediğin her şeyi söyler… - Winged Creatures

Kahveyi gece kadar siyah, cehennem kadar sıcak ve kadın kadar tatlı içeceksin… Kolombiya Atasözü

Kahve cehennem kadar kara, ölüm kadar kuvvetli, sevgi kadar tatlı olmalı… Türk Atasözü/

Bağdat Kurukahvecisi 1967 yılında Melikahmet Caddesi No 58 de işletmeye açıldı, o günden beri aynı adreste faaliyette bulunmaktadır, köklü bir kuruluştur! Fuat Kolsuz işletmeyi kurduğunda 17 yaşındaydı; akranları hayatın güzelliklerinden faydalanırken, futbol ve eğlence peşinde koşarken o bir işletmenin yöneticiliğine soyunur…

“Kahve; kökboyasıgiller familyasından, “Coffea” cinsinde yer alan bir ağaç ve bu ağacın meyve çekirdeklerinin kavrulup öğütülmesi ile elde edilir.

Kahvenin ilk kullanıldığına dair çok çeşitli efsaneler bulunmaktadır!”

Kahvenin tarihçesine bir göz atalım, söz konusu hikâye 800 yıllıktır; “Rivayet olunur ki; Etiyopyalı bir keçi çobanı olan “Kaldi” veya “Halid” keçilerin meçhul bir bitkinin meyvelerini tükettiğini ve keçilerde bir takım uyarıcı tesirlerin meydan geldiğini fark eder! Halid’de meyveyi yer ve kendi vücudunda da uyarıcı tesiri fark eder, Söz konusu bitkinin meyveleri, birkaç aşama ve işlemden geçirildikten sonra kahve elde edilir… Etopyalı bir Arap olan Şeyhi Şazili 14. yüzyıl sonlarında yaşamış olması muhtemel bir Sufi Şeyh’idir, kahveyi ilk içen kişilerden olduğu söylenir…

Kahvenin Osmanlıya gelişi ise Yemen Valisi Özdemir paşa vasıtasıyla Sultan Süleyman’a Yemen’den getirilmesiyle başlar ve akabinde başta Tahtakale olmak üzere diğer kahvehanelerde halka yayılır.”

Kahve çekirdeğinin irisi, parlak, lekesiz olması makbuldür en önemlisi kavurma ve çekilme aşamasıdır, taş değirmende öğütülmeli, el değirmeni metal olduğundan aynı lezzeti vermez; kahve, kömür ateşinde daha lezzetli olur! olur!

Sultani kahveler; aromalı olanlar kimyasal esanslıdır, menenğiç kahvesi yabani Antep fıstığından elde edilir. Dibek kahvesi dedikleri %95i süttozudur, süttozu kansorejen madde içerir…

Damla sakızlı aromalı kahve; sakız adasında yetişen sakız ağaçlarından toplanan sakızlar, özenle işlemlerden geçer ve Damla Sakızlı kahve elde edilir. Buna “Tahmis kahvesi” denir! ‘Tahmis Kahvesi’ Damla Sakızlı kahve kendine özgü kokusu, ve damakta bıraktığı özel aroması ile kahve keyfinize keyif katar. Damla Sakızlı aromalı kahvenin içinde kimyasal madde yoktur! Damla sakızlı kahve; içilince dişlere yapışır ve çok pahalıdır!

Mırra; kahveden yapılır, biraz daha fazla kavrulur saatlerce kaynatılır, süzülür, çok meşakatli bir işlemi vardır…

Kahve zamanla geliştirildi, filitrelendirildi ve filtre kahve elde edildi…

Şimdilerde işin kolayına kaçıyorlar, filitre cafelerin klasik çeşidinden, sözüm ona “Mırra” elde ediyorlar, tabi ki o tadı tutturamıyorlar…

Ülkemizde her tür baharat ve içeceklerin sahtesi yapılır, nargile tömbekiden olur ama aromalayıp nargile diye sunuyorlar, bal, biber, sahte rakı, örnekleri genişletebiliriz; kahveye de nohut katanlar oluyor, tabi kahve tiryakisi hemen anlar! Katkı eklenen kahveyi anlamak için, çekilmiş kahveyi avucunuzda sıkın top gibi olur, dağılırsa o kahvede katkı maddesi vardır…

“Kahve soğuk suyla yapılır, suyun kaynama derecesi 85 tir, kahvenin acılaşmaması için kaşıkla karıştırılmalı, demlenme esnasında karıştırma işlemi yapılmaz. Demlenmenin sonunda ocağınızın altını kısın, kahvenin köpüğü cezveden yükselmeye başlayınca, dilerseniz kaşık ile köpüğü fincanlara boşaltınız. Kahve köpüğünün formunu bozmadan yavaşça fincana dökün, telvesinin tam çekmesi için ortalama 2 dakika bekleyin…

Kahveyi düzenli ve kararında tüketilmesi halinde vücuda faydalarını şöyle sıralayabiliriz…

Zindelik ve enerji verir, Antioksidan kaynağıdır, lenf dolaşımı hızlandırır, Parkinson ve Alzheimer hastalığını önler, Hazmı kolaylaştırır, Metabolizmayı hızlandırır, Şeker hastalığı riskini azaltır Karaciğer yağlanmasını engeller, Zihinsel performasını güçlendirir, Fiziki performasını güçlendirir. Kahve dostlarla içilir, keyifli anlar da, kız istemeler de, ilk tanışmalar’da, sevgiliyle içilir, muhabbeti kırk yıllıktır, dost çayı kıskanır, kahve hatırı… Kahve yanlızlık ister, dost ister, sevgili ister, öpüş tadıdır; tadı damakta kalır! Kahve dosttur, sevgilidir, kokusu dosta da gider sevgiliye de…

Kahveyle çayın arasındaki fark; çay kalabalığı-muhabbeti sever, çaydan geriye kalan sohbetin tadıdır…Bazıları sallama çayı ve kokulu çayları çaydan saymazlar, çayın kokusu demdir! Kahve kokudur; burundan dile, dilden damağa hitap eder, kokusuz kahve olmaz, kahve kokusu sevgilinin kokusuna benzer, mest eder…

Fuat Kolsuz; 1967 yılında kurduğu işletmeyi 2020 yılında kendini emekliye ayırıp, yeğeni Sercan Kolsuz’u işletmenin başına geçirir, Bursa’ya yerleşir aynı yıl Bursa’da vefat eder, rahmet ola!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.