Baba 6 yıl önce "Örgüt üyesi olduğu" iddiasıyla tutuklandı. Anne mevsimlik işçi olarak çalışıp 6 çocuğunu büyütmek için yaşam kavgasına girişti ancak bir gün işçi olarak pamuk tarlasına götürüldüğü aracın devrilmesi sonucu öldü. Diyarbakır'da en büyüğü 16 en küçüğü 5 yaşında 6 çocuğu kimsesiz bırakan hikâye sağır vicdanlara sesleniyor.
DİYARBAKIR - Diyarbakır'ın Bismil ilçesinde ikamet eden Narin Onay, 6 yıl önce eşi Orhan Onay'ın tutuklanıp cezaevine girmesiyle 6 çocuğuyla ayakta kalması mücadelesi vermeye başladı. Tarlalarda çalışarak geçimini sağlayan Onay, 6 ay önce Bismil ilçesine bağlı Tepe beldesinde pamuk işinde çalışmak üzere 44 kişiyle bindiği aracın devrilmesi sonucu yaşamını yitirdi. Babaları Orhan Onay'ın 6 yıl önce "PKK üyesi olduğu" iddiasıyla tutuklanıp cezaevine girmesi ardından annelerini de yitiren 6 kardeş ise ortada kaldı. Annelerinin trafik kazasında yaşamını yitirmesiyle 6 kardeş dayı ve teyzeleri tarafından Diyarbakır'a getirildi.
'Babasını hiç görmedi'
Çocuklar, yakınları tarafından 350 TL'ye kiralanan evde yaşamlarını idame etmeye çalışırken, evin tüm sorumluluğunu ise 16 yaşındaki Abdulkadir ve 15 yaşındaki Rojin üstlendi. Okula giden Abdulkadir ve Rojin aynı zamanda kardeşlerinin de bütün sorumluluğunu üstlendi. Annelerinin vefatından sonra babalarının görüşüne gidemeyen çocuklar, annelerini kaybetme ve babalarını görememenin mağduriyetini yaşıyorlar. Babaları tutuklandığında henüz anne karnında olan Muhammet (5), babasını hiç görmedi. Yakınlarının yardımıyla yaşamlarını sürdüren çocuklar evde anne ve babalarının birkaç fotoğrafı ile kendilerini teselli ediyorlar. Soğuk evde birbirlerine kenetlenerek ısınmaya çalışan çocuklar yaşıtları gibi oyunlar oynayıp çocukluğunu yaşayamadan olgunlaşmak zorunda kalıyorlar. Üstelik Ankara Sincan 2 No'lu F Tipi Cezaevi'nde olduğu için babalarını da görmeye gidemiyorlar.
'Babamızı istiyoruz, sesimizi duysunlar'
Kardeşlerin en büyüğü olan 16 yaşındaki Abdulkadir Onay, annelerinin yaşamını yitirmesi ve babalarının cezaevinde olmasından dolayı büyük eksiklik yaşadıklarını belirtti. Hayatın kendileri için zor olduğunu belirten Onay, "Herkesin anne ve babası var ve sıcacık evindeler. Biz annemizi kaybettik ama en azından babamızın yanımızda olmasını istiyoruz. Sesimizi duysunlar. Babamızı serbest bıraksınlar. Maddi imkanımız yok başımızda kimse yok. Babamızı görmeye gidemiyoruz. Yüzünü unutacağız diye korkuyoruz. Lütfen bize yardım etsinler" diye belirtti.
'Babamıza çok ihtiyacımız var'
Henüz 15 yaşında hayatın tüm yükünü omuzlarına alan ve kardeşlerine hem ablalık hem annelik yaptığını belirten Rojin Onay ise şunları kaydetti: "Kardeşlerime benle ağabeyim bakıyoruz. Dayımlar teyzemler de yardım ediyorlar. Ancak yine bir başımıza kaldık. Öğlene kadar çocuklara ben bakıyorum. Sonra ağabeyim öğlen okuldan geliyor. Ben okula gidiyorum. Okul dönüşünde onlara yemek yapıyorum. Bu şekilde yaşıyoruz." Konuşurken zaman zaman duygulanan Onay, "Annem yaşamını yitirdiğinden beri babamı hiç görmedim. Onu çok özledik. Annemiz öldü şimdi babamıza çok ihtiyacımız var. Lütfen babamızı serbest bıraksınlar" dedi. Rojbin Onay babası Orhan Onay'ın çocuklarına daha yakın olabilmek amacıyla Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi'ne sevkini istediği ancak keyfi gerekçelerle bu sevkin kabul edilmediğini söyledi.
Babasını sadece 3 yaşında iken gören 9 yaşında ki Gülbin ve 12 yaşındaki Sultan ise babalarını sadece rüyalarında gördüklerini ancak hatırlayamadıklarını belirtirken, "Lütfen babamızı serbest bırakın. Bizi babamıza götürün" diye seslendi.
Diyarbakır'ın orta yerinde kimsesiz kalan 6 çocuk
Diyarbakır'da en büyüğü 16 en küçüğü 5 yaşında 6 çocuğu kimsesiz bırakan hikâye sağır vicdanlara sesleniyor.