TİGRİS HABER - Anadolu ile Mezopotamya, Asya ile Avrupa arasında önemli bir geçiş yolu ve köprü görevi gören Diyarbakır, Tarihi İpek Yolu’nun merkezlerinden olması nedeniyle Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen önemli hanlar yaklaşık 500 yıldır aralıksız ticaret merkezi olarak kullanılıyor.
Birçok medeniyete ev sahipliği yapan, UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan tarihi surlar, İslam aleminin 5. Harem-i Şerif’i olarak kabul edilen Ulu Cami, On Gözlü Köprü gibi turistlerin uğrak yeri olan tarihi mekanların yanı sıra; Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen hanlar da İpek Yolu ticaretinde önemli rol oynamıştır. İpek Yolu ticaretinde en önemli rol oynayan hanlardan biri; Sur ilçesindeki Gazi Caddesi’nde bulunan Hasan Paşa Hanı olarak biliniyor. Diyarbakır'ın Osmanlılar tarafından alınmasından sonra üçüncü vali olan Sokullu Mehmet Paşa'nın oğlu Vezirzade Hasan Paşa tarafından 1572 yılında inşa edilen han, günümüzde turistlerin kafelerde oturup dinlenebileceği ve tarihle buluşabileceği bir köprü görevi görüyor.
Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Yıldız, Diyarbakır’ın ana ticaret güzergahlarının tam merkezinde yer aldığı için eski çağlardan beri önemli bir ticaret merkezi olduğunu ifade etti.
Hem Kafkasya‘dan hem Karadeniz’den gelen ticaret yolları Diyarbakır üzerinden güneye devam ettiğini dile getiren Yıldız, “Dolayısıyla böyle önemli bir yer olduğundan dolayı birçok han ve çarşı da yapılmıştır. Günümüze gelen Diyarbakır’ın hanları ve çarşıları Osmanlı Dönemindeki hanlar ve çarşılardır. Baktığımız zaman 35 hanın ismi geçiyor ama günümüze birkaç tanesi ulaşmıştır” dedi.
Han ve çarşıların bazılarının günümüze ulaşamadığını ifade eden Yıldız, “Günümüze ulaşan hanlardan biri Hasanpaşa Hanıdır.
En önemli ticaret merkezlerindendir. Diğeri Çifte Han, bir diğeri ise Sülüklü Handır. Deliller Hanı da günümüze ulaşmış ama ticaret hanından ziyade daha çok konaklama hanı olarak geçiyor. Yine kaynaklara baktığımız zaman en çok ismi geçen hanlar ketenci hanı, Sülüklü Han, Çifte Han diğer adıyla Borsa han, Hasanpaşa ve Deliller Hanıdır. Bunun yanında özellikle Hasanpaşa Hanı ile beraber Hasanpaşa tarafından bazı çarşıların da inşa edildiğini biliyoruz. Günümüzde kullanılan Kuyumcular Çarşısı, o dönemden kalan çarşıdır ve Hasanpaşa Hanı’nın önemli çarşılarındandır. Hemen onun bitişiğinde doğu tarafında Süpürgeciler Çarşısı dediğimiz bir çarşı yer almaktadır. Onun bitişiğinde de Ketenciler Çarşısı varmış. Süpürgeciler Çarşısı günümüze kısmen ulaşmıştır. Bazı kalıntılara ulaşılmıştır. Çünkü Hasanpaşa Hanı icra faaliyeti hanı dediğimiz hem üretimin yapıldığı hem de üst katında konaklama olduğundan dolayı çarşılarda onun etrafında sıralanmışlardır. Bunun dışında Diyarbakır’da günümüzde Yanık Çarşı olarak adlandırılan ve bir çok dükkanı Ulu Cami’nin vakfı olarak 1985’li yıllarda çarşı yandığından dolayı günümüzdeki hali yenilenmiş haldir” ifadelerinde bulundu.
Sur ilçesindeki Gazi Caddesi olarak adlandırılan caddenin aslında Diyarbakır merkezinden geçen eski önemli ticaret yolu olduğuna dikkat çeken Yıldız, “İslam şehirlerine baktığımız zaman, bir de Ulu Cami’nin etrafında pazarların ve çarşıların sıralandığını görüyoruz. Yanık Çarşı dediğimiz çarşı da ulu Cami’nin etrafında şekillenen eski bir çarşıdır. Günümüze ulaşan çarşılar bunlar. Bunun dışında da daha farklı çarşılar da var. Evliya Çelebi Diyarbakır’ı 17. yüzyılda ziyaret ediyor. Diyarbakır’da 366 farklı kategorideki esnafların var olduğunu belirtiyor. Tabi bu da şehrin çok önemli bir ticaret ve yönetim merkezi olduğunu gösteriyor. Diyarbakır‘ın ana arter yollarında olan hem kuzey hem de doğuya doğru devam eden tarihi kervan yolu bugün bizim Sur ilçesindeki Gaziler Caddesi dediğimiz Hasan Paşa Hanı ve Deliller Hanı’nın tam önünde geçiyor. Dolayısıyla bugünkü Gazi Caddesi olarak adlandırdığımız cadde, aslında Diyarbakır merkezinden geçen eski önemli ticaret yoludur” diye konuştu.
Diyarbakır’da günümüze ulaşan hanların Osmanlı Dönemi’nde inşa edildiğini söyleyen Yıldız, şunları kaydetti:
“Günümüze ulaşan Diyarbakır hanlarının ekseri Osmanlı Dönemi hanlardır. Daha öncesinde var mıydı? Varmış. Ama günümüze ulaşamamış. Hasanpaşa Hanı, 1572’lerde Sokullu Mehmet Paşa’nın oğlu Hasanpaşa tarafından inşa edilmiştir. Deliller Hanı, 1527’lerde Diyarbakır’ın ikinci Osmanlı Valisi olan Hüsrev Paşa tarafından inşa edilmiştir. Çifte Han diğer adıyla Borsa Han dediğimiz iki bölümden oluşuyor. İki bölümü farklı farklı dönemlerde 17 ve 18. yüzyılda inşa edilen bir handır. Ketenciler Hanına baktığımız zaman orada tam net bir tarih veremiyoruz. Yine Osmanlı dönemindendir. Sülüklü Han da yine Osmanlı Dönemi’nde 18. yüzyılda inşa edilmiş. Genel haliyle günümüze ulaşan hanlar Osmanlı Dönemi’nde inşa edilen hanlardır.”(İHA)