Ali Abbas Yılmaz - Özel
TİGRİS HABER - Diyarbakır’daki siyasi parti temsilcileri, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarının yeni olmadığına dikkat çekti. Yapılan açıklamalarda, uluslar arası kuruluşların saldırılara sessiz kaldığına dikkat çekilirken, Türkiye’nin, ekonomik, siyasi ve diplomatik alanda İsrail’e karşı kararlı yaptırımları devreye koyması gerektiği ifade edildi.
İsrail'in Gazze'ye düzenlediği saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısı 24'e yükselirken, yaralı sayısı ise 100’ü aştı. Kudüs'te Müslümanlar için kutsal olan Ramazan ayında İsrail Filistin arasında başlayan gerilim "Kudüs Günü" yaklaşırken daha da tırmanırken, Filistinlilerin protesto gösterilerine İsrail polisinin sert müdahalesi, başta yaşam hakkı olmak üzere çeşitli insan hakları ihlallerini beraberinde getirdi.
İsrail polisinin tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullandığı olayların ardından yaşanan insan hakları ihlallerine ilişkin Diyarbakır’da siyasi parti temsilcileri değerlendirmelerde bulundu.
‘Eşit, özgür, barışçıl temelde çözüm’
HDP Diyarbakır İl Başkanı Zeyyat Ceylan, parti genel merkezlerinin Mescid-i Aksa'ya yönelik açıklama yaptığını ve İsrail’in kutsal mekânlara postallarla ve gaz bombalarıyla yaptığı saldırıyı kınadıklarını belirtti. Ceylan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz de kutsal mabetlere gaz bombalarıyla, postallarla girmeyi açık ve net bir şekilde kınıyoruz. Ama maalesef ne acıdır ki, aynı şey Antep’te de yaşandı. Gazlı ve postallı bir şekilde camiye girildi. Her ne sebeple olursa olsun kendince ibadet yapan insanlara saldırıldı. Maalesef devletlerin ilgili bürokrasisinin kendi çıkarları söz konusu olduğunda rahatlıkla kutsal mabetleri nasıl çiğneyebildiklerine Antep’te ve Kudüs’te gözlerimizle şahit olduk.
İsrail-Filistin meselesi köklü bir meseledir ve kesinlikle hem mazlum Filistin halkının insanca bir yaşam seviyesine ulaşabilmesi, zarar görmemeleri için hem de İsraillilerin de rahat bir şekilde yaşayabilmeleri için Filistin ve İsrail sorununun barışçı ve eşit haklar temelinde, yüksek kabul ölçülerinin mümkün olduğu bir çerçevede çözülmesi gerekiyor ki, artık Filistin’le ilgili yaralanan çocuk görüntülerini, katledilen sivil görüntülerini ya da ölen İsrail askerlerinin resimlerini görmeyelim. Ama maalesef Ortadoğu’da Kürt sorunu da kangrenleşmiş ve herkes kendi çıkarı doğrultusunda bir yaklaşım sergiliyor.
Yine aynı şekilde Filistin sorununa da aynı yaklaşım sergileniyor. İnsan hakları temelinde bir yaklaşımdan ziyade temel hak ve özgürlükler çerçevesinde bir yaklaşımdan ziyade maalesef ülkeler, devletler, iktidarlar çıkar eksenli bir yaklaşım içerisinde olduklarından dolayı bu sorunlar gittikçe kangrenleşiyor ve her gün bu eksende kan dökülmesine neden oluyor. Onun için siyasilerin televizyonlarda söyledikleri sözler, kınamalar bizi artık ikna etmiyor. Burada dürüst olmayan, gayrı insani bir yaklaşım söz konusu. Gündüz insani değerlendirmeler yapan devlet başkanları, hükümetler, iktidarlar maalesef akşamları ticaret anlaşmaları, silah anlaşmaları yapıyorlar. Bu yaklaşımlar haliyle sorunu içinden çıkılmaz bir hale getiriyor. Hem Kürt sorununu hem de Filistin sorununu içinden çıkılmaz hale getiriyor. Bizim tek temennimiz, amacımız ve hedefimiz hem Kürt hem de Filistin sorununun, eşit, özgür, barışçıl bir temelde çözülmesidir. Ancak bu şekilde saldırıların, çatışmalı sürecin ve akan kanın önüne geçebiliriz. Tek ilaç kapsamlı bir barıştır, insan kanının durdurulmasıdır. Hem Kürt coğrafyasında hem de Filistin coğrafyasında onurlu, özgür bir barışın sağlanabilmesidir.”
‘Mescid-i Aksa'yı gündemimizden düşürmeyeceğiz’
AK Parti Diyarbakır İl Başkanı Şerif Aydın ise, Mescid-i Aksa'da Filistinlilere yapılan saldırıyı kınayarak şu değerlendirmede bulundu: “Son günlerde yine Filistinli kardeşlerimizin acılarına tanıklık ettiğimiz bir süreç yaşamaktayız. Orta Doğu’daki 100 yıldır yapılan bütün zulümlerin kaynağı olan Siyonist zihniyet, işgalci ve terörist uygulamalarına her gün bir yenisini eklemeye devam ediyor. Ne yazık ki Batılı devletler bir yana; Müslüman ülkeler dahi, bu süregelen alçaklığa, zulme, zorbalığa karşı gerekli tepkiyi vermemekte. Bundan güç alan ve her geçen gün daha da azgınlaşan, daha da pervasızlaşan bu terör devletine karşı Türkiye Cumhuriyeti ve Ak Partimizin mücadelesi, Mescid-i Aksa özgürleşene kadar devam edecektir. Mescid-i Aksa başta olmak üzere Kudüs’teki ibadethanelere ve Müslümanlara yönelik her saldırı aynı zamanda bizlere yapılmış demektir. Filistinli kardeşlerimizin uğradığı her haksızlık, döktüğü her gözyaşı Ümmet olarak hepimizi derinden yaralamaktadır. Kudüs, Müslümanların kırmızıçizgisi ve Selahattin Eyyübi’nin, Abdulhamit Hanın bizlere emanetidir. Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde Hükümetimiz, gerek İslam Ülkelerinin liderlerini, gerekse Uluslararası kamuoyunu; İsrail’in terörizm dolu uygulamalarına karşı harekete geçmeye diplomasi çerçevesinde zorlamaktadır. Türkiye Cumhuriyeti olarak devletimiz ve biz AK Partililer, mazlumun yanında durmaya, hakkın, adaletin ve vicdanın yılmaz savunucusu olmaya devam edeceğiz. Siyonizmin postalları Mescid-i Aksa'yı kirlettiği müddetçe, biz yalın ayak yürüyerek gitmek zorunda kalsak dahi Mescid-i Aksa'yı gündemimizden düşürmemeye kararlıyız. Tüm kalbimizle inanıyoruz ki bir gün Mescid-i Aksa’mız özgürleşecek ve İsrail terör devletinin ettiklerinin bedelini görmeyi Allah bize nasip edecektir.”
‘Saldırılar insanlık dışıdır, asla kabul edilemez’
CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özel, İsrail’in Kudüs’e saldırılarına tepki göstererek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Kudüs 3 semavi din içinde (Musevilik, Hıristiyanlık ve İslam ) kutsal ve kadim bir şehirdir. Filistin halkı yıllardır evlerinden, topraklarından çıkarılmak isteniyor. Bu girişim insanlık dışı bir girişimdir ve asla kabul edilemez. İnsan haklarına da evrensel hukuka da aykırı bir uygulamadır. Bu saldırıları kınıyor ve bir an önce bu saldırıların ve hak ihlallerinin barışçıl ve kalıcı bir yöntemle çözülmesini, Filistin halkının rahata kavuşmasını diliyorum.”
‘Tüm semavi dinlerin temsilcileri karşı çıkmalıdır’
İYİ Parti Diyarbakır İl Başkanı Vejdin Ensarioğlu, İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarına ilişkin şu ifadeleri kullandı: “Mübarek Ramazan ayında, ilk kıblemiz olan Mescid-i Aksa'ya ve Müslümanlara İsrail devleti tarafından yapılan saldırıları kabul etmemiz mümkün değildir. Bu insanlık dışı eylemi lanetliyorum. Tüm İslam alemi olarak; çocukları acımasızca katleden katil İsrail devleti karşısında susmayıp, Filistinli kardeşlerimizin direnişine destek vermek boynumuzun borcudur. İsrail Ortadoğu'da bir terör devleti olarak durmaktadır. Tüm dinlerin kutsal kabul ettiği Kudüs'teki bu zulme tüm semavi dinlerin temsilcileri karşı çıkmalıdır. Bu gidişat hayra alamet değil, bu zulüm durmazsa Müslüman-Yahudi çatışmasına dönebilir. Artık Türkiye'nin de gelişen olaylar karşısında sadece kınamakla, lanetlemekle kalmayıp, yaptırım uygulaması gerektiğini düşünüyorum. Allah Filistinli kardeşlerimizin Yardımcısı olsun.”
‘İsrail’e tüm yaptırımlar uygulanmalıdır’
HÜDAPAR Diyarbakır İl Başkanı Faruk Dinç, Kudüs’ü İslam ümmetinin ortak paydası olarak değerlendirdiklerini ifade ederek, AK Parti iktidarının İsrail’e yaptırımlar uygulaması gerektiğini söyledi.
Kudüs’ün özgürleşmesi halinde İslam ülkeleri arasındaki ihtilafların da biteceğinin altını çizen Dinç, İsrail’i telin için Dağkapı Meydanı’nda olacaklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Kudüs Hz. Ömer döneminde fethedildiğinde orada farklı etnik gruplar vardı. Fetihten sonra orası ‘Selamet Yurdu’ oldu ve orada farklı etnik gruplar da yaşayabiliyordu. Ama tabii ki İsrail siyonizmi ve işbirlikçileri tahammülsüzlük gösteriyor. Filistinlilerin evlerini gasp etmeleri, saldırmaları kabul edilecek bir şey değil. Hükümete çağrımız şudur: İsrail siyonizmi ve işbirlikçileriyle yapılan siyasi, ekonomik, askeri tüm anlaşmalar gözden geçirilmelidir. Siyasi otorite İsrail’e diplomatik yaptırımlar uygulamalıdır. Biz inanıyoruz ki, İsrail sadece güçten anlıyor, laftan anlamıyor. Tarih boyunca da böyle olmuştur, Yahudilerin genlerinde bu var. Sözleşmelere hep ihanet etmişlerdir. Biz Yahudilerle ilgili normalleşme sözleşmelerinin hiç birinin normal olmadığını ve tamamen kendi çıkarlarına göre düzenlendiğini biliyoruz. Çünkü Yahudilere göre Müslümanlar köledir. Bizi köleleştirmek istiyorlar ve bu köleliği de bazı sözleşmelerle makyajlıyorlar. Biz İslam ümmetine diyoruz ki, otoriter bir güç oluşturalım. Türkiye hükümeti de İsrail ile tüm anlaşmalarını gözden geçirmeli ve onlara ekonomik boykot uygulamalıdır. AB ülkeleri, NATO, Birleşmiş Milletler hep insanlıktan bahsediyorlar ama İsrail ibadethanedeki insanlara, kadınlara saldırıyor. Uluslar arası güçlerin samimiyetsizliğini burada net bir şekilde görüyoruz. Son saldırılar bardağı taşırmıştır. Mescid-i Aksa bizim için sıradan bir toprak, sıradan bir mabet değildir. İslam ümmeti için orası hem ilk kıblemizdir hem de peygamber efendimize orada ayetler gösterilmiştir. Orası bizim namusumuzdur. Bunun için siyasi otoriteyi elinde bulunduranların bir şey yapması lazım. Biz vatandaş olarak kınıyoruz ve ancak siyonizme karşı psikolojik bir harp yapabiliriz ama hükümet somut adımlar atmalıdır. İsrail’e karşı hükümetin net bir tavır almasını istiyoruz. İsrail’e karşı ekonomik, siyasi, diplomatik tüm yaptırımlar uygulanmalıdır.”
‘İsrail zulmüne devam ediyor Müslüman liderler seyrediyor’
Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan, İsrail’in Filistinlilere yönelik saldırılarını kınadığını belirterek şunları ifade etti: “Siyonist İsrail Müslümanların ilk kıblesi Mescid-i Aksa'yı yine işgal etti ve savaş alanına çevirdi yetmedi Gazze’yi bombaladı, onlarca şehit yüzlerce Filistinli yaralandı. Bu ilk mi? Hayır… Son mu? Maalesef hayır. Neden? Çünkü Müslümanlar başsız, Müslümanlar lidersiz, Müslümanlar dağınık. Eğer böyle bir tablo olmasaydı İsrail bu pervasızlığı gösterebilir miydi? Hepimiz biliyoruz ki İsrail bu cesareti İslam ülkelerindeki dağınıklığın yanında birde İslam ülkelerinin işbirlikçi yönetimlerinden alıyor. Buna AKP iktidarı da dahildir. AKP 20 yıldır tek başına iktidar, iki İslam ülkesini bir araya getirememiş İsrail’i zora koyacak bir adım atmamış hatta bazı uluslararası kurumlarda önünü açmıştır. AKP iktidarının İsrail’le sadece ekran üzerinden “kavga” görüntüsü vermiştir. Diğer yanda, ekonomik ve siyasi ilişkileri ise artarak devam etmiştir. Tarih bize göstermiştir ki İsrail laftan sözden kınamaktan anlamıyor. İsrail ateşli hutbelerden anlamıyor. İsrail basın açıklamalarından mitinglerde anlamıyor. İsrail'in anladığı tek dil var o da güçtür. Gün İslam ülkeleri liderlerinin kınama günü değil hep birlikte balyoz gibi İsrail'in tepesine inme günüdür. Gün İsrail'in anlayacağı dilden en yüksek perdeden konuşma günüdür. Bakıyoruz İktidar da STK ve vatandaşlar gibi İsrail’i kınıyor. Ey iktidar! Sen bir STK’a değilsin sen iktidarsın. STK ve vatandaşların beklentilerine göre icraat yapmakla yükümlüsün.”
‘Dünya Müslümanları kararlı ve net olmalı’
MHP Diyarbakır İl Başkanı Cihan Kayaalp ise, İsrail saldırılarını şöyle değerlendirdi: “İsrail uzun yıllardır Filistinli Müslümanlara zulüm ediyor ve dünya Müslümanları sadece kınamakla yetiniyor, bu da İsrail'e cesaret veriyor ve uyguladığı zulüm artarak devam ediyor. Bu konuda dünya Müslümanları kararlı ve net olmalı. Kalbimiz Filistinli Müslümanlarla haklı davalarında Allah yardımcıları olsun.”
‘Her daim mazlumların, Filistin'in yanındayız’
DEVA Partisi Diyarbakır İl Başkanı Cihan Ülsen ise, Filistinlilere yönelik insan hakları ihlallerine ilişkin şöyle konuştu: “İsrail polisinin Mescidi Aksa'ya yönelik saldırılarını ve sonrasında yaşananlara kabul etmek imkânsızdır. Belirtmek gerekir ki, iktidarın yaşanan bu zulümlere karşı sürekli olarak “terörü lanetlemek” dışında tavır alması ve adımlar atması gerekmektedir. “İsrail bir terör devletidir” açıklamalarına rağmen sürdürülen ticari, siyasal ve diplomatik ilişkiler bu söylemlerin bir karşılığının olmadığının açık bir delilidir. Dış politikada uzun zamandır yaşanan sapmanın bir başka yönünü burada, bu vahşet karşısında görmek ise ne yazık ki izaha muhtaçtır. İsrail devletinin saldırılarını şiddetle kınıyor, ölen mazlumlara Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Her daim mazlumların, her daim işgal altındaki Filistin'in yanında olduğumuz belirtmek istiyorum.”
‘İslam ülkeleri Filistin’i terk etmemeli’
Gelecek Partisi Diyarbakır İl Başkanı Aydın Altaç da, Filistinlilere yapılan İsrail saldırılarını şöyle değerlendirdi: “İsrail’in Filistinlilere saldırıları yeni değil. Her Ramazan ayında Mescid-i Aksa'ya yönelik, ibadetleri engellemeye yönelik ve orada yaşayan Filistinlilere yönelik çok ciddi insan hakları ihlallerini her sene yaşamaktayız. Burada ilginç olan dünyada insan hakları, özgürlükler konusunda başat aktörler olan ülkelerin bu olaylara seyirci kalmaları ve uluslar arası örgütlerin bu olaylarda hiç inisiyatif kullanmamaları manidar. Tabii bizi asıl üzen taraf ise özellikle İslam ülkelerinin bu konuya duyarsız oluşları ve Filistin’i İsrail’in inisiyatifine terk etmeleridir. Bu kabul edilecek bir durum değildir. Parti olarak biz insan hakları ihlalleri ve şiddet içeren eylemleri şiddetle kınıyoruz. Biran önce uluslar arası örgütlerin, insan hakları örgütlerinin ve İslam ülkelerinin bu soruna el atmaları ve Filistinli kardeşlerimizin temel haklarının kendilerine tevdii için bütün siyasi, diplomatik yöntemlerin etkin şekilde kullanılmasını temenni ediyoruz.”