Harun AYTULUN/ÖZEL
Tigris Haber - HDP Hakkari Milletvekili ve DTK Eş Başkanı Leyla Güven’in 8 Kasım’da başlattığı süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemi 139’uncu gününde devam ediyor. Güven’in yanı sıra 7 bin tutuklu cezaevlerinde, onlarca siyasetçi ve aktivist de yurt dışında açlık grevi eylemini sürdürüyor. 1 Mart tarihinden itibaren tüm cezaevlerine yayılan açlık grevi eylemleri devam ederken, son 10 günde cezaevlerinde dört siyasi tutuklu da yaşamına son verdi.
17 Mart’ta Zülküf Gezen Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’nde, 23 Mart’ta Ayten Beçet Gebze Cezaevi’nde, 24 Mart’ta da Zehra Sağlam Erzurum Oltu T Tipi Kapalı Cezaevi’nde ve son olarak 25 Mart’ta Medya Çınar Mardin E Tipi Kapalı Cezaevi’nde ‘tecridi protesto etmek için’ yaşamını sonlandırmıştı.
Gazetemize konuşan Diyarbakır’daki STK temsilcileri, açlık grevleri ve intihar olaylarına ilişkin hükümete çağrıda bulundular.
Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın:
Olayın bu boyuta gelmemesi için günler öncesinden uyarılarda bulunmuştuk. Ne yazık ki kriz gittikçe derinleşiyor. Başından beri bu işin diyalogla, kimsenin ölmeden sorunun çözümü için çalıştık ve çabaladık. Maalesef son bir haftada 4 tutuklu yaşamına son verdi. Bu tabi ki son derece üzücü bir durumdur. Bu durumun önlenmesi için bakanlık ile görüştük, başka görüşme taleplerimiz oldu ancak randevu alamadık. Sorunun barışçıl bir şekilde çözümü ve kimsenin ölmemesi için bazı görüşme girişimlerimiz ve uğraşımız var. Zamanı geldiğinde bu konuda açıklama yapacağız. Cezaevindeki intihar olaylarının son bulması çağrısında bulunuyorum.”
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya:
Diyarbakır Ticaret Borsası (DTB) Başkanı Engin Yeşil:
Ölümlerin olması çok üzücü bir durumdur. Bizler kimsenin ölmesini istemiyoruz. Sorunların diyalog yoluyla çözülmesi gerektiğine inanıyorum. Bu işin daha farklı boyutlara gelmemesi için Diyarbakır’daki STK temsilcileri olarak çabalarımızı sürdüreceğiz. Açlık grevi ve intihar vakalarının bir an evvel son bulmasını bekliyoruz.”
Diyarbakır Sanayici ve İş İnsanları Derneği (DİSİAD) Başkanı Burç Baysal:
STK temsilcileri olarak bu konuda bazı görüşmelerimiz oldu. 30-40 STK temsilcisi ile Adalet Bakanlığı ve ilgili kurumlarla görüşme talebinde bulunduk. Ancak seçim öncesi diye randevu verilmedi. Cezaevindeki insanlar, tıkanan sürecin açılması için bedenlerini ölüme yatırdı ancak bu konu ölümler olmadan da çözülebilinir. Genç bedenler ölmeden hükümet barışa dair politikalar geliştirmeli. Bizler bu sorunun çözümü için kimle görüşmemiz gerekiyorsa görüşeceğiz. Bu ölümlerin durması için herkesin daha duyarlı olması gerekir.”
Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Alican Ebedinoğlu:
Ceza evlerinde yaşanan ölümlerin bir an önce durması gerekir. Hiçbir şey candan değerli değildir. Bu sorunun çözümü için yöntem ölüm değil, diyalog olmalıdır. Hükümetin bu konuda daha duyarlı olması gerekir ve diyalog kapılarını kapatmaması lazım. Bizler kentteki sivil toplum örgütleri olarak tek bir insanın yaşamını yitirmemesi için her türlü girişimde bulunuyoruz ve bulunmaya devam edeceğiz. Türk ve Kürt aydınlarının da bu sorunun çözümü için harekete geçmeye çağırıyorum. Sorun fazla derinleşmeden çözüm geliştirmeliyiz."
Diyarbakır Tabipler Odası Başkanı Mehmet Şerif Demir:
Biz hekimler yaşam hakkını savunuyoruz. Her şeyden önce yaşamı esas alan bir yaklaşımımız var. Açlık grevine girenlerin mutlak suretle sağlık durumları takip edilmeli. Bu yönlü taleplerimiz oldu. Ancak bakanlıktan bu yönlü bir dönüş bize olmadı. Bugüne kadar 5 bine yakın kişi açlık grevinde. Leyla Güven 139 gündür, diğer tutuklular ise yaklaşık 100 gündür açlık grevinde. Aylardır diyalog ve çözüm çağrılarımıza rağmen adım atılmadı ve ölüm haberleri gelmeye başladı. Bir hekim olarak insan yaşamına son verilmesine karşıyım. Doğru bulmadığımız bir olay. Hükümetin bu konuda duyarlı olması ve yaşamı esas alan bir çözüm geliştirmesi lazım. Diyalogla sorunun çözümü gerekli. Umarız daha fazla ölümler yaşanmadan, ölüm değil, yaşam kazanır.”