Tigris Haber - Özel
TİGRİS HABER - Diyarbakır’da her yıl çeşitli etkinliklerle kutlanan 1 Eylül Dünya Barış Günü’ne Kovid-19 engeli. Tigris Haber olarak, 1 Eylül Dünya Barış günü nedeniyle kentteki siyasi parti temsilcileri ile görüştük.
Tüm dünya barış ve huzur içinde yaşasın
Ak Parti Diyarbakır İl başkanı Serdar Budak, “Bildiğiniz üzere barış sözcüğü Arapça kökenlidir, sulhtan gelmektedir. Barışı hepimiz çok istiyoruz. Bütün İslam alemi için bütün insanlık için barış gelmeli. Tüm dünyada silahlar sussun, savaşlar dursun istiyoruz. Ortadoğu’daki olayları biliyorsunuz zaten, en yakın örnek Suriye sınırımızdaki ülkede. Barış orada çok uzak, umarım en kısa zamanda oraya da barış gelir. Bu vesileyle 1 Eylül’ün başta İslam alemi ve tüm dünyada barış getirmesini temenni ediyorum. Umarım tüm dünyada insanlar bir arada kardeşçe ve barış içinde yaşar” diye konuştu.
Barış için bedel ödüyoruz
Halkların Demokrasi Partisi HDP İl Eş Başkanı Hülya Alökmen Uyanık, “Biliyorsunuz yarın 1 eylül dünya barış günü. Aslında tüm dünya için anlamı olan bir gün, savaşın bittiği gün. Savaşın ne kadar kötü, barışın ne kadar anlamlı olduğunu anlamlandıran bir gün. O günden bu güne de insanlığın bu konuda bir sonuç çıkarmadığı ya da bir ders çıkarmadığı ortada. İçinde olduğumuz bu günlerde de barışa daha çok ihtiyacımız olduğu görülüyor. Özellikle ülkemiz açısından son günlerde Suriye’de süren savaşa, Irak’taki müdahaleler, Akdeniz’deki gerilim ya da Yunanistan’da girilen çıkmaz, barışa ne kadar ihtiyaç olduğu bir daha vurguluyor. Şöyle ifade edebiliriz; biz HDP olarak aynı zamanda bir barış partisiyiz, sorunların müzakere ve çözümle çözüleceğine inanan ve barış ortamının tüm sorunlara çözüm getireceğine inanan bir partiyiz. Bunun siyasetini yürütüyoruz, bunun çabası içersindeyiz. Bu güne kadar siyaseten ödediğimiz bedellerde hep barış içindir. Türkiye içinde tekrardan şunu ifade etmek gerekiyor. Barış konusunda ısrarcı olmak ve bunun mücadelesini vermek erdemli bir olaydır. Bu anlamda da tüm Amed halkının 1 eylül dünya barış gününü kutluyorum ve barışa olan inancımızın hiçbir zaman eksilmeyeceğini tekrardan vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Hukuk ve huzurun eğemen olduğu dünya
CHP Diyarbakır İl Başkanı Gönül Özel ise, "Tüm dünya halklarının, din, dil, ırk, mezhep, cinsiyet ayrımı gözetmeden huzurlu ve kardeşçe yaşaması için başta iktidara ve herkese sorumluluklar düşmektedir. Bu sorumluluk duygusuyla hareket ederek herkesin savaşlara, çatışmaya dur demesi gerekmektedir. Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk ‘Yurtta Sulh, Cihan'da Sulh’ diyerek, barışın önemine vurgu yapmıştır. Dünyanın hangi yerinde olursa olsun yaşanılan savaş, acılar tüm insanlığı etkiliyor. Bu yüzden ortak paydamız barış olmalı. Acının, gözyaşının, savaşın olmadığı, refahın, demokrasinin, hukukun, sevginin, huzurun egemen olduğu, savaş ve terör olaylarının yaşanmadığı bir dünya umuduyla 1 Eylül Dünya Barış Günü'nü kutluyorum” ifadelerini kullandı.
Savaşlar kaderimiz olmamalı
İYİ Parti Diyarbakır İl Başkanı Vejdin Ensarioğlu, “Biz millet olarak zor bir coğrafyada yaşıyoruz. Yaşadığımız bu coğrafyada sürekli bir çatışma ve acıların yaşandığı bir hayat söz konusu. Hemen yanı başımızda Suriye, Irak, Yemen, Filistin ve Libya ve hatta en son Lübnan'da olan patlama bunların hepsi aslında canımızdan canlar koparmaktadır. Coğrafyamız bizim kaderimizdir ama savaşlar bizim kaderimiz değildir. Dinimizin buyurduğu gibi bir insanı yaşat ki devlet yaşasın. Irk, dil, din ve sınıf farklılıklarımızın aslında en büyük zenginliğimizdir. Bunun böyle olduğunu bilmemiz ve bu zenginliğimizi unutmadan saygı, sevgi ve hoşgörü içinde gelecek adına yarınlarımıza bırakabileceğimiz en büyük mirasımız olabilir diye düşünüyorum. Bu vesileyle 1 Eylül Dünya Barış Gününü kutlar, tüm dünya mazlumlarının barış ve huzur içinde yaşadığı bir gelecek diliyorum” dedi.
Üstünlük değil, eşitlik
Saadet Partisi Diyarbakır İl Başkanı Fesih Bozan’da, “Dünyanın birçok ülkesinde, özelikle de Orta Doğu’da çatışma, savaş, işgal, tecavüz, sömürü, yıkımlar olurken, milyonlar ölürken barıştan söz etmemiz mümkün değil. 1945’te Dünya barışını korumak için kurulduğu iddia edilen ve Abd, Rusya, Çin, İngiltere, Fransa gibi daimi statüsünde ve her kararı veto hakkına sahip olan ülkelerin öncülüğünde kurulmuş olan Birleşmiş Milletler (BM), 1 Eylül'ü Barış Günü olarak ilan etmiş. Küresel güçlerin BM aracılığıyla işgal, sömürü, oyalama ve savaşı barış maskesi altında devam etmektedir. Dünyayı kana bulayan bu emperyalist güçler hangi barıştan bahsediyor? Bırakın barışı sağlamayı, onlar barış içinde olan ülkeleri ve milletleri, sömürü ve işgale hazırlamak için savaştırıyor. Küresel güçlerin, ilan ettiği ve kulaklara da hoş gelen “Barış Günü” hep oyalama, kinlerini kamufle etme, aldatma ve yalanan ibarettir. Dünyada gerçek anlamda Barışın tesis edilebilmesi için Saadet Partisi olarak şu prensiplerin yerine getirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Savaş değil, barış. Çatışma değil, diyalog. Çifte standart değil, adalet. Üstünlük değil, eşitlik. Sömürü değil, iş birliği. Baskı ve tahakküm değil, insan haklan hürriyet ve demokrasi. İki yüzlülüğün değil samimi anlamda Barışın sağlanması için çalışmaların yapıldığı ve tüm insanlar için barışın tesis edildiği bir gelecek diliyorum” dedi.
Adalet hakim olursa yeryüzünün hiçbir yerinde savaşlar olmaz
HÜDA Par İl Başkanı Osman Aktaş ise, “İslam coğrafyası başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde her gün insanların kanı akmaktadır. Dünyanın pek çok bölgesinde sivil halk ve çocuklar çeşitli acılar yaşamakta, can vermekte, doğdukları toprakları terk etmeye zorlanmakta, masum insanlar sorumlu olmadıkları çatışmaların arasında mağdur edilmektedir. Barışın ortadan kaldırılarak, silahların kullanılması, savaşların ve işgallerin yaşanması, insanlığın ağır bedeller ödenmesine sebep olmaktadır. HÜDA PAR olarak ‘Önce İnsan, Öncelik Adalet’ sloganını ilke edinmişiz. Bugün Türkiye’de ve dünyada eksiklik olarak en ihtiyaç duyulan şeyin acil olarak adaletin tesisinin olduğunu düşünüyoruz. Önemli olan adaletin hakim olması. Adalet hakim olursa yeryüzünün hiçbir yerinde savaşlar olmaz, zulüm de olmaz haksızlık da. İnsan bir yaratılış değeridir ve yaratılmışların en üstünü, en şereflisidir. Kâinatı yaratan Rabbimiz kâinatı insanın emrine, hizmetine sunmuştur. Bu anlamda dinler de devletler de insan içindir. Ölçüsünü aziz İslam olarak belirlemiş bir siyasi hareket olarak bu bakış açısını siyasetimizin merkezine yerleştirmişiz. Dini, dili, aidiyeti ve milliyeti ne olursa olsun her insan hürmete layıktır ve hizmeti hak etmektedir. İnsan hayatı kutsaldır, insanın yaşaması/yaşatılması lazım. İnsanı yaşatma esası üzerine kurulmamış bir siyaset veya devlet anlayışı hiçbir şekilde huzuru ve barışı tesis edemez. Bu yönüyle tek bir insanın haksız yere öldürülmesini bütün insanlığın öldürülmesi gibi görüyoruz. Bir tek insanın hayatta kalması veya hayata tutunmasına vesile olmayı da bütün bir insanlığın yaşatılması gibi görüyoruz. Bu anlayışın hâkim kılınabilmesi için de adaletin tesis edilmesine ihtiyaç vardır. Adalet, her hak sahibine hakkını eksiksiz teslim etmek; dini, dili, aidiyeti ve milliyeti ne olursa olsun herkesin din, can, mal, akıl ve nesil emniyetini koruma altına almaktır. Herkes için yaşanabilir bir dünya ve dini yalnızca Allah`a has kılarak kazanılacak bir ahiret hayatının temel ölçüsünün adalet olduğuna inanıyoruz. HÜDA PAR olarak, ortak vatan edindiğimiz bu topraklarda insanın özne kılındığı, inanç ve kimliklerin yasal olarak tanındığı ve teminat altına alındığı, hukukun üstünlüğünün adalet temelinde herkes için uygulandığı, katılımcılık ve çoğulculuğun sağlandığı hür ve âdil bir sistem kurmayı siyasetimizin en önemli hedeflerinden biri olarak görüyoruz. Son olarak dünyanın dört bir yanında mazlumların uğradığı zulmün son bulmasını, dünyada adalet ve barışın kazanmasını temenni ediyoruz” ifadelerini kullandı.