Evim ile çalıştığım şirket arasındaki mesafe o kadar kısa ki, evin kapısında tükürsem, tükürüğüm kurumadan şirkete yetişiyorum söylemi mübalağaya girmez. Sizce hemen her gün yürüdüğüm bu kısa mesafede, günde kaç dilenci ile karşılaşıyorum, diye bir soru yöneltseydim. Aradaki kısa mesafeyi göz önünde bulundurarak, herhalde 3 ya da 5 derdiniz. Şayet, karşılaştığım dilenciler 3-5 kişiden ibaret olsaydı, böyle bir köşe yazısı yazmakla zamanımı harcamazdım. Bu konuda emin olabilirsiniz.
Diyarbakır’da bitmek bilmeyen bir dilenci nüfus her zaman vardı. Diğer şehirlerde olduğu gibi, kentimizde de Ramazan ayıyla birlikte dilenci nüfusu katlanarak arttı. Şehrin bazı noktalarını, (lokanta ve market önleri, hastane ve cami önleri) mesken edinen ve dilenciliği meslek edinen bu kişiler rahatsızlık boyutunu çoktan aştı, aşmaya da devam ediyor. Kendilerine bir şeyler almanız veya nakit para vermeniz için sizinle yol boyu gidip geliyorlar, sülük gibi yapışıyorlar. Birinden kurtulayım derken diğerine yakalanıyorsunuz. Ortaya ister istemez rahatsız edici bir tablo çıkıyor. .
Eskiden bu işin de bir raconu vardı.(!)
Senden bir şeyler isterlerdi. Vermek istemeyince çekip başka bir vatandaşın dini ve manevi duygularını istismar etmeye geçerdiler. Toplumsal yozlaşmadan dilencilerde nasibini aldı demek. Fiziki yorgunluğa da çare bulmuşlar üstelik. Eskisi gibi sabah çıkıp akşama kadar şehir tavaf edilmiyor. Bir marketin önüne, AVM güzergâhlarına iki saatliğine mendil atmaları, tüm Diyarbakır’ı turlamakla eş değer. Tabi zabıta ekiplerinin işi de kolaylaştı böylelikle. İbrahim Tatlıses gibi git ara bul yapmıyorlar. Adres belli git kap gel.
Adres belli de, gidip kapıp gelen yok. Önceki yıllarda ara ara karşılaştığım, dilenci-zabıta koşuşturmalarına bu yıl denk gelmedim. Dilenciler nüfus olarak zabıtaları geçip, zabıtaları pasifize mi etti, yoksa zabıtalar dilencilere göz mü yumuyor bilemedim şimdi. Fakat dilencilerle etkin bir mücadele şart.
Yazımı okuyan arkadaşların bazıları “yoksulluk” dersi vermeden, aşağıya zorunlu bir açıklama yapma gereği duyuyorum.
Sayıları az da olsa, dilenen ihtiyaç sahibi vatandaşları tenzih ediyorum.