‘Diyarbakır’da un karaborsaya düştü’ diye haber yapmıştık. Un fiyatlarının dolarla yarışır bir hale geldiğini de geçen yılki fiyatla bu yılkini karşılaştırmıştık. 160 liraya satılan bir torba un fiyatı 260 TL’ye çıkmış.
‘Fabrikalar 50 torbanın üstünde fırıncılara un satmıyor’ diyen DESOB Başkanı Alican Ebedinoğlu’nun açıklamasına dayanarak, un da karaborsa yaşandığını da dile getirmiştik. Tam da ekmek fiyatlarının zamlandığı günlere denk gelmişti haberimiz.
DESOB Başkanı Alican Ebedinoğlu, aynen şu cümleleri kullanmıştı; “Kentte un adeta karaborsaya düştü. Türkiye genelinde en ucuz ekmek Diyarbakır’da satılıyor. Buradaki fabrikalarda, Gaziantep teki fabrikalar da un vermek istemiyorlar. Diyarbakır’da ekmeğin kilogramı 8.75 İstanbul’da 11, Karadeniz ve Akdeniz’de 10 lira. Ama uncular, un satmak istemiyor. Ciddi bir sorun var.”
Bir haftadır kimseden ses çıkmadığına göre, durumu böyle kabul ettik ki, dün aniden ‘UN sesi’ geldi. Bu ses un fabrikalarının sahipleriyle DTSO Başkanı Mehmet Kaya, Ticaret Borsası Başkanı Engin Yeşil’in buluşması sonrasında geldi.
Diyarbakır’da Un Sorunu olmadığına dair açıklama yaptılar.
Un sorunu olmamasına bizde sevindik, inşallah öyledir.
Borsa, TSO ve Un fabrikaları sahipleri, konu ile ilgili haberlerin spekülatif olduğu, gerçeği yansıtmadığı yönündeki açıklamanın bir ucu da bize dokunduğu için yazıyorum, çünkü bizim fıtratımızda spekülatörlük yok. Yalan yanlış haber de yazıp toplumu galeyana getirmek için bir amacımız, arka planımız da yok. Başka bir odanın, yani esnaf odalarının başkanı ve esnafın bize aktardıklarını habere konu etmişiz.
Kendini kurtarmaya çalışanlar, üzerlerindeki yükü kaldırıp başkalarının üstüne atıyor.
Şimdi de böyle bir moda var.
Hayat böyle değil
Hayat böyle değil işte, böyle yürümüyor çarkın dişlileri. Dinlenerek, sağdan soldan bilgiler alarak bir hafta geçtikten sonra durumu kendi lehine çevirmeye çalışmak doğru bir davranış değil. Birçok konuda Borsa, DESOB ve DTSO üçlü, ortak çalışma ve açıklamalar yaparlardı, böyleydi. UN konusunda, karaborsa var açıklamasını Alican Ebedinoğlu yaptı, olmadığı yönündeki açıklamayı ise Borsa ve TSO, un fabrikası sahipleriyle yaptılar.
Şimdi; Diyarbakır’ı temsil eden 3 önemli kuruluşun temsilcilerinin ayrı, ayrı çelişkili açıklamalarını nasıl yorumlamak gerekir? Yalan, yanlış açıklamalar demiyorum, dememde. En önemli konuda neden ortaklaşamadıkları konusu kafamı karıştırır, samimiyetlerini tartışırım, halkımıza da tartıştırırım.
Birimiz yalan atıyor da, kim?
Ya fırıncılar, ya uncular, ya oda başkanları ya da gazeteciler.
Biz, aslında bize konuşanların yalancısıyız!
Olmayan bir haberi uyduracak değiliz ya!
Spekülatif haber ve habercilik suçlaması yapılırsa cevabımızda bu olur.