Sait BAYRAM’ın Özel Haberi
TİGRİS HABER - Diyarbakır Tüketiciler Derneği eski Şube Başkanı Niyazi Kavar, derneğin 1996 yılından bu yana Diyarbakır’da yürütmekte olduğu faaliyetlerin tüketici bilincinin artmasına önemli katkı sağladığını belirtti. Kavar, tüketici koruma kanununun 1995 yılında yürürlüğe girmesiyle başlayan sürecin, tüketici bilincini ve şikâyetlerin niteliğini nasıl etkilediğine dair önemli açıklamalarda bulundu.
Tüketici Koruma Kanunu ve Hakem Heyetlerinin Rolü
Niyazi Kavar, 1995 yılında yürürlüğe giren Tüketici Koruma Kanunu'nun, Türkiye’de tüketici hakları konusunda önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. Kavar, “Kanun çıktıktan sonra tüketici bilinci giderek gelişti. Tüketici şikâyetlerinde de belirgin bir artış yaşandı. Özellikle 1995 yılında kurulan hakem heyetlerinin kararlarının bağlayıcı hale gelmesi, tüketici hakları açısından büyük bir ilerleme sağladı” dedi.
Hakem Heyetlerinin Gelişimi
Kavar, ilk kurulduğunda hakem heyetlerinin sadece tavsiye niteliğinde kararlar alabildiğini, ancak sonrasında yapılan düzenlemelerle bu kararların bağlayıcı hale geldiğini belirtti. “Artık hakem heyetleri, ilk derece mahkemeleri gibi çalışıyor. Tüketici mahkemeleri ise hakem heyetinin üst mahkemesi olarak faaliyet gösteriyor. Ancak bu durum, yalnızca belirli bir miktara kadar olan uyuşmazlıklarda geçerli” diye ekledi.
2024 itibariyle 104 bin TL’ye kadar olan uyuşmazlıklarda tüketicilerin doğrudan tüketici mahkemesine başvuramadığını, bu tür davalarda ilk olarak ilçe kaymakamlığındaki hakem heyetine başvurmaları gerektiğini vurgulayan Kavar, bu uygulamanın tüketici haklarını koruma adına önemli bir adım olduğunu ifade etti.
Tüketici Şikâyetleri ve Başvurularında önemli bir artış
Diyarbakır’daki tüketici başvurularında önemli bir artış yaşandığını belirten Kavar, “Yenişehir İlçe Hakem Heyetine aylık yaklaşık 250 başvuru yapılıyor. Kayapınar’da bu rakam 280 civarında, Bağlar’da ise 200 civarında. İl Hakem Heyeti’ne gelen başvurular ise 200 civarında” dedi. Diyarbakır’daki dört hakem heyetinin her birine ortalama 220-230 başvuru geldiğini belirtti.
En çok şikâyet; beyaz eşya ve elektrikli ev aletleri
Kavar, şikâyetlerin çoğunlukla beyaz eşya ve elektrikli ev aletleri ile ilgili olduğunu söyledi. “Buzdolabı, çamaşır makinesi, bulaşık makinesi, elektrikli süpürge gibi ürünlerle ilgili sorunlar öne çıkıyor. Bir zamanlar cep telefonlarına dair şikâyetler çok yoğundu, ancak bu tür şikâyetler azaldı” şeklinde konuştu.
Tekstil ürünleri alışverişlerinde de önemli şikâyetler var
Tekstil ürünlerinin de şikâyetler arasında önemli bir yer tuttuğunu ifade eden Kavar, “Giyim malzemeleri ve ayakkabılar konusunda şikâyetler yaygın. İnternet üzerinden yapılan alışverişlerde de bazı sorunlar yaşanıyor, ancak bu sorunlar daha çok mağazalardan alınan ürünlerle ilgili” dedi. İnternetten alışveriş yapan tüketicilerin, güvenilir sitelerden alışveriş yapmaları gerektiğinin altını çizen Kavar, “Güvenilir olmayan satıcılardan alışveriş yapıldığında tüketicinin hakkını araması zorlaşabilir. Vergi mükellefi olmayan satıcılardan alışveriş yapmak riskli olabilir. Vergi mükellefi olan satıcılardan yapılan alışverişlerde, kanun 14 günlük cayma hakkı sunuyor. Mağazalardan yapılan alışverişlerde ise bu tür bir hak bulunmuyor” diye ekledi.