Sosyal medyada görünürlüğünü artırmak isteyenlerin yeni mekanı haline gelen Diyarbakır'da son dönemlerde hızını alamayan sosyal deney trendi devam ediyor. Bu tip sosyal deneylerde çocukların ‘denek’ olarak kullanılması çocuk hakları ihlaline farklı bir boyut kazandırmış olsa da sosyal deney altında çocuk hakları sömürülmeye devam ediyor.
Öte yandan yapılan bu deneylerde ‘İyiliğini ispat edene tablet hediye’ minvalindeki durum sömürü ve şovdan öteye gidemiyor. Burada değinmemiz gereken bir başka konu ise tüm Türkiye’de uzaktan eğitime geçilmesi ile beraber çocukların tablet ve bilgisayarlara duyduğu gereksinimdir. Özellikle bu tip sosyal deneylerden sonra ‘ödül’ olarak tabletlerin tercih edilmesi ‘duble iyilik yaptım’ algısını oluşturmaya dönük olması ‘duble çirkin’ bir görüntü oluşturuyor.
***
Yaklaşık iki ay önce, Diyarbakır'da çocuklardan "Açım yardım eder misin" diyerek yardım istedikleri gizli çekilmiş videoları yayınlayan iki youtuber tepki toplamıştı. Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi ise yapılan bu sosyal deney için "Kendilerini medeni, kendilerinden olmayanı ise temel insani özelliklerinden dahi mahrum gören üstenci bir zihniyetin ürünü olan sosyal deney adlı video çocukların haklarına yönelik ihlal oluşturmaktadır. Görüntüler paylaşılırken çocukların tanınmalarını ve herhangi bir tehlikeye maruz bırakılmalarını önleyecek şekilde paylaşım yapılması ve yine çocuklar ile velilerinin rızasının alınması gerekmektedir” açıklamasında bulunmuştu.
Eminim farklı kesimler tarafından bu tip görüntüler beğeni hatta takdir bile topluyordur. Gazeteler ise, ‘Diyarbakır’da sosyal deney duygulandırdı’, ‘Çocukların yardımseverliği göz yaşarttı’, İnsanlık dersi’ gibi başlıklar düşmüştü.
Fakat burada konuşulması gereken bu başlıklardan öte, küçük bir çocuğun su, kavun vb. satmak zorunda bırakılmasıdır. Asıl olan bu gerçekliği konuşmaktır. Tabii bunlar; yanına bir tablet alarak çocukların duygularını sömürüp görüntülerini sosyal medyaya servis etmeden yapılırsa uygun ve faydalı olur.
***
‘Açım yardım eder misin’ deneyinden sonra bir yeni sosyal deney ise üç gün önce yaşandı. İki tane xanım abla, Diyarbakır’da trafikte su satan kız çocuğunun yanında durup susadıklarını fakat paralarının olmadığını söylüyor. Kız çocuğu da ‘benden olsun’ diyip iki suyu bu xanım ablalara uzatıyor. Veeee, iyiliğini kanıtlamış ve ablaları tatmin etmiş olacak ki bu küçük kız çocuğu, hemen arabanın arka koltuğundan bir tablet beliriyor. Daha sonra, tabi küçük kız çocuğu seviniyor ve sarılmak istiyor tableti uzatan ‘iyilik meleği’ kadına. Kadın üstüne düşen vazifeyi yapmış olacak ki ötesine gerek duymayan üstenci bir yaklaşımla sarılmayı kapı aralığında yapıp iyilik serüvenini noktalıyor.
Çocukların özel anlarının izinsiz bir şekilde kayda alınıp, binlerce kişinin ulaşabileceği bir şekilde sosyal medya platformlarında paylaşılması, kişisel hak ve hürriyete aykırı olduğunu bu xanım ablalara birileri fısıldamıştır belki.
Her ne ise; sosyal deney adı altında yaptığınız ‘şey’ abartı ve sıkıcı artık. Bunu yaparken çocuk haklarını ihlal ettiğinizin farkına vardığınız zaman çok daha rasyonel ve sorgulayıcı bir bakış açısına bürüneceğinizden eminim.
Dolayısıyla şu yaptığınız deneylere son vermeniz daha anlamlı ve faydalı olacaktır herkes, özellikle çocuklar için.
Norşin Öncel