Ali Abbas Yılmaz - Özel
TİGRİS HABER - Diyarbakır ve bölge illerini etkileyen kuraklığın boyutu ilk hasatla gözler önüne serilirken, çiftçiler devletten kuraklık desteği bekliyor. Bu yıl kuraklıktan dolayı tabi bir afet yaşandığına dikkat çeken Diyarbakır İl Tarım Müdürü Mustafa Ertan Atalar, “Geçen yıla göre rekoltede en az yüzde 50’lik bir kayıp öngörüyoruz” dedi.
Kuraklıktan ve aniden batıran sıcaklıktan dolayı 15 gün erken başlayan hasatta çiftçi kan ağlıyor. Kuraklıktan dolayı birçok tarlaya Biçerdöver girmezken, biçilen tarlalardaki verim ve ürün kalitesi içler açısı. Önceki yıllarda dönüme 400-500 kilo alan çiftçiler bu yıl dönüme 100 kilo alırken, kimi tarlalar ise sadece saman için biçiliyor. Diyarbakır’da geçen yıla göre yağışlar yüzde 47 oranında azalırken, bu yılki rekoltede ise en az yüzde 50 düşüş bekleniyor. Diyarbakır’ın Kuzeyindeki dağlık alanlar kuraklıktan en az etkilenirken, ovalık alanlarda kuraklık yüzde 80 ürün kaybına yol açıyor. Kuraklığın etkilerini sahada birebir tespit eden Diyarbakır Tarım İl Müdürlüğü 130 personelle 15 gün önce çalışmalara başladı. Diyarbakır’daki kuraklığın boyutu Bakanlığa rapor edilirken, çiftçilerin ise Tarım İlçe Müdürlüklerine dilekçe ile başvurmaları gerekiyor.
Diyarbakır İl Tarım Müdürü Mustafa Ertan Atalar ve Sur Ziraat Odası Başkanı Mehmet Şirin Demir, Diyarbakır ve bölge illerinde yaşanan kuraklığın boyutuna ilişkin Tigris Haber’e değerlendirmelerde bulundu.
Diyarbakır’da yaşanan kuraklığın boyutunun alandan alana değiştiğini belirten İl Tarım Müdürü Mustafa Ertan Atalar, “Kuraklıktan yüzde 10 etkilenen alanlar var yüzde 50 etkilenen var, yüzde 80 hatta yüzde 100 etkilenen alanlar var. Önemli olan ne kadar arazinin ne oranda kuraklıktan etkilendiğinin ortaya çıkarılması gerekir. Bunun için 130 personelle sahadayız” dedi.
Diyarbakır’da yüzde 47’lik yağış kaybı var
Diyarbakır’da 23 meteoroloji istasyonu olduğunu ifade eden Atalar, bu yılki yağış miktarına ilişkin şunları söyledi: “Diyarbakır bu yıl Eylül ayının ortalarından Mayıs ayının 17‘sine kadar 313 milimetre yağış aldı. Bizim Diyarbakır’daki yağış ortalamamızın 590 mililitre olması gerekiyordu. Diyarbakır için uzun yıllara kıyasla yüzde 47’lik bir yağış kaybımız var. Yağışlardaki bu kayıp tarım alanlarımızı olumsuz etkiledi ve kuraklığın etkisi altında kaldı. Özellikle kuzey ilçelerimizin (Dicle, Kocaköy, Hazro, Hani, Ergani, Çermik ve Silvan’ın bir bölümü) bulunduğu dağlık alanlar kuraklıktan daha az oranda etkilendi. Ancak dağlık alanlardan ovaya doğru indikçe kuraklık etkisini daha da arttırdı. Kuraklığın etkisini daha fazla gösterdiği alanlar ise Çınar’ın Batı bölgesi, Bağlar, Kayapınar, Sur ilçesinin güneye bakan kısımları, Bismil’in Tepe bölgesi, Bismil’den Hantepe’ye kadar olan bölümler. Diğer alanlar ise kuraklıktan kısmen daha az etkilenen alanlar.”
Kuraklıktan etkilenme yüzde 10 ila yüzde 80 arasında değişiyor
Kuraklıktan dolayı hasatların 15 gün erken başladığına dikkat çeken Atalar, Mercimek hasadının başladığını belirterek şunları söyledi: “Münferit de olsa arpa hasadı da gerçekleşti. İlk yapılan hasatlar genellikle kuraklıktan en çok olumsuz etkilenen yerlerde yapılmaya başlandı. Hasat ilerledikçe kuraklıktan daha az etkilenen bölgelerdeki durumu da göreceğiz. Kuraklıktan yüzde 10 etkilenen bölgelerimiz de var ve bunların miktarı alansal olarak da daha azdır. Yüzde 10 ila yüzde 80 aralığında kuraklıktan etkilenen alanlarımız var ve bunlar bölge bölge farklılıklar arzediyor. 2 aydır sahadayız ve 130 personelle Süne mücadelesine başlamıştık. Sürekli arazideyiz. Personellerimizle 1 aydır arazide kuraklığın boyutuna ilişkin binlerce fotoğraf-video çektik, raporlamalar yaptık. An an bölgedeki durumu takip ederek Bakanlığımıza bildirdik. Geldiğimiz noktada kuraklıkla ilgili çiftçi bazında tespitler yapılması gerekiyor. Bununla ilgili çalışmalarımıza başladık. Kurumumuzdaki tüm teknik ekiplerin de vasıtasıyla arazide kuraklık tespitlerimizi yapıyoruz. Kuraklığın en önemli faktöründen biri yağış-kuraklık diğeri ise kullanılan çeşittir. Tohumların kuraklığa dayanıklılığı farklı farklıdır. Erkenci ve geç çeşitlerin kuraklıktan etkilenme oranları da farklı olabiliyor. Dolayısıyla yan yana arazilerde dahi kuraklıktan etkilenme oranları birbirinden farklı olabiliyor. Tüm bunların ayrı ayrı tespitinin yapılması gerekiyor. 15 gündür bu çalışmaları yapıyoruz. Çiftçi bazında ise kuraklıktan etkilenen çiftçilerimizin ilçe müdürlüklerimize uğramak suretiyle arazilerindeki durumun tespitini istemeleri lazım. Herhangi bir çiftçimizin mağduriyetinin oluşmaması için herkesin ilçe müdürlüklerimize dilekçeyle başvurmaları gerekiyor.”
‘Bu yıl başımızda tabi bir afet var’
Kuraklığın bölgesel düzeyde olduğuna dikkat çeken Atalar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yağış itibariyle en çok kayıp ve kuraklığın en fazla etkisini gösterdiği bölge Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Diyarbakır, Mardin, Batman ve Urfa illeridir. Diyarbakır’daki kuraklığın tespitine ilişkin tüm personellerimiz, yönetim kademesi ve bizzat kendim sahadayız ve gerekli kontrolleri yerinde yapıyoruz. Bu yıl başımızda tabi bir afet var. Çiftçimizin bundan en az zararla çıkmasını istiyoruz. TARSİM sigortasına artık kuraklık da dahil edildi. Dolayısıyla böyle bir imkân da vardı ama çiftçimizin büyük bir kısmı şuan bunu kullanmıyor. Keşke zamanında TARSİM sigortasına yeteri kadar çiftçimiz müracaat etmiş olsaydı. Sigorta tam da böyle durumlarda lazımdı. Üreticilerimize kuraklık riski olan yerlerde bu imkânı kullanmalarını istiyoruz. Ocak-Mart döneminde ürünlere göre sigortaların yapılması gerekiyor.”
Kuraklıktan dolayı rekoltede en az yüzde 50 azalma yaşanacak
Kuraklığın ürün veriminin yanı sıra ürün kalitesini de ciddi şekilde etkilediğini belirten Atalar şunları söyledi: “Tabii verimin yanında ürün kalitesi de önem arz etmekte. İstenen özellikte bir ürünün ortaya çıkması için normal şartlarda üretimin gerçekleşmesi lazım. Normal şartlar kaybedildiğinde bu durum kaliteyi de olumsuz etkiliyor. Tabii ilk hasat yapılan alanlar kuraklığın en fazla etkilendiği alanlar olduğu için ürün kalitesi de burada oldukça düşük. Tabii bu durum hasadın ilerleyen dönemlerinde biraz değişir ama bu yıl kuraklığın etkisi oldukça fazla. Dolayısıyla bu yıl biraz sorun yaşayacağız. Geçen yıla göre rekoltede en az yüzde 50’lik bir kayıp öngörüyoruz. Tabii ki, net sonuç hasat sonu ortaya çıkar ama yaptığımız gözlemler bunu gösteriyor ve ilimizde rekoltede ciddi bir azalma olacak.”
Devlet çiftçiye kuraklık desteği vermeli
Diyarbakır’ın Sur ilçesi Ziraat Odası Başkanı Mehmet Şirin Demir ise kentte yaşanan kuraklığa ilişkin şunları söyledi: “Kuru tarımda kuraklıktan etkilenme oranı yüzde 80’dir. Mercimek hasadı yapıldı ve dönüme 50-60 kilo alınan bölgeler var. Yer yer arpa hasadı da yapıldı ve arpalar kılçık gibi. Dönüme 100 kilo arpa alındı. Geçen yıl 25 ton gelen kamyon bu yıl 13 ton geldi. Yani neredeyse yarı yarıya ürün kalitesi düşmüş. Arpa saman gibi olmuş özü kalmamış. Şuan birçok yere zaten biçer girmiyor, biçilen yerlerde ise hem verim hem kalite çok düşük. Biçerdöver tarlaya ürün için değil sadece saman için giriyor. Geçen yıl 400 ila 500 kilo arpa veren yerlerde bu sene 50-100 kilo arpa geliyor. Verim 5/1 oranında ve o da kalitesiz. Taban fiyat açıklandı ve fiyatlardan memnunuz ama ürün olsaydı. Ürün olmayınca fiyat iyi olsa da çiftçiye bir yararı olmayacak. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi çiftçilerin kredilerini erteleyecekmiş ama faizsiz ertelensin. Çiftçi bu yıl kuraklıktan dolayı ciddi zarardadır ve devletin desteğine ihtiyacı var. Çiftçi yeniden tarlasını ekmek için devletten nakdi destek istiyor. Borçların ertelenmesiyle olacak iş değil. Dönüm başına çiftçiye en az 250 TL destek verilmeli. Kuraklık yaşayan çiftçi desteksiz ayakta kalamaz. Çiftçi destek alamazsa tohumunu, gübresini, ilacını, mazotunu nasıl alacak tarlasını nasıl ekecek? Çiftçi destek alacak ki tarlasına gitsin, yoksa çiftçi sokakta kalır. Çiftçi evinde kalır tarlalar da boş kalır ve devletimiz de zayıf olur. Türkiye bir tarım ülkesidir ve ekonomisinin can damarı tarımdır. Devletin tarıma ciddi destek vermesi lazım. Devletimizden kuraklık döneminde çiftçiye destek bekliyoruz.”
Kuraklığın etkili olduğu kuru tarım alanlarında çiftçiler ciddi zarara uğrarken, sulu tarım yapılan alanlarda da geçen yıla göre verim kaybı öngörülüyor.
Diyarbakır'da yan yana iki tarla birinde sulu tarım diğerinde ise kuru tarım yapılıyor. Sulanan alanda bereketin yemyeşil denizi, susuz kalan alanda ise kuraklığın sapsarı yüzü. Bölgedeki barajların biran önce tamamlanması ihtiyacını yan yana bu iki kareden daha yakıcı bir şekilde anlatamaz.