Her erkeğin hayatına bir ya da birkaç kadın dokunmuştur. Anne ile başlayan, teyze, hala, kız kardeşlerle devam eden, sevgiliye, eşe uzanan, kadın-erkek ilişki yumağındaki bütün kadınlar kıymetli ve değerlidir.
Her erkek gibi benim de bu silsile içinde hayatıma dokunan kadınlar oldu. Sonra, ilk, orta, lise, devamında üniversiteden, hayata tutunurken hayatın içinden dostluklarını hiçbir zaman unutamayacağım kadınlar oldu.
Hepsi ile hep çok iyi olduk, kardeş, arkadaş, sevgili, eş olduk, hep dost olduk. Aile içinde ya da dışında sayısız kadından söz ediyorum. Annem ve eşim dışında hayatta olanlarla hala dost, arkadaşız, kardeşliklerimiz devam ediyor.
Şiddet ile ilgili konuyu zaten hiç gündeme getirmiyorum; ancak kadına şiddeti, bütün kalbi duygularımla reddettiğimi, kınadığımı açıkça masaya yatırmak istiyorum. Bilmeden, farkına varmadan, belki, ses yükselterek, eşime, kız kardeşlerime, çevremdeki kadınlara karşı ‘Şiddet’ algısına neden olmuş olabilirim, o kadar. Belki de öyle algılanmamıştır, buna rağmen, niyetimin iyi olduğuna vurgu yapmak istiyorum.
Kadına şiddete karşı çok gür seslerin çıktığı bir günde, böyle bir günün içinden geçerken, bu konuda etraftan gelen haberleri derleyip, okuyunca, hayatıma dokunan kadınlara, hatta hiç tanımadığım, bilmediğim kadınlara, dünyanın herhangi bir yerinde şiddete maruz kalmış kadınlara, çaresiz, sahipsiz kız-erkek çocuklarına, insanlığın utanç duyması gereken bütün tacizlerle karşı karşıya kalanlara, cinsiyet ayırımı yapmadan tüm insanlığa saygı adına yazmak istedim, aklıma akanları olduğu gibi paylaşıyorum, sonra Nazım’ın şiirine göz atıyorum;
Hava kurşun gibi ağırBağır bağır bağırBağırıyorumKoşun kurşun eritmeye çağırıyorum
O diyor ki banaSen kendi sesinle kül olursun eyKerem gibi yana yana
Dert çokHemdert yokYüreklerin kulakları sağırHava kurşun gibi ağır
Ben diyorum ki onaKül olayım Kerem gibi yana yanaBen yanmasamSen yanmasanBiz yanmasakNasıl çıkar karanlıklar aydınlığa
Hava toprak gibi gebeHava kurşun gibi ağırBağır bağır bağır bağırıyorumKoşun kurşun eritmeye çağırıyorum
Diyor Nazım. Günün sonu yaklaşırken, kurşun gibi ağır, puslu havada bir süre yürüdükten sonra, bir araca binip, Yeni köy mezarlığına iniyorum. Hayatımın kadınına, Emel’e, sevgimi, saygımı, yalnızlığımı sunuyorum. Kısa monolog dan sonra ‘Hoşça kal’ deyip ayrılıyorum.
25 Kasım gününe de Şiddete uğrayan kadınların anısına nokta koyuyorum, ‘şiddete son’ diyorum.