Norşin Öncel - Özel
TİGRİS HABER - Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü. Dünyanın pek çok ülkesinde kadınlar şiddete karşı dayanışma için sokaklara çıkıyor. Kadına yönelik şiddetin bir türlü önlenemediği Türkiye'de ise yılın ilk 10 ayında 339 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi verilerine göre dünya genelinde yaklaşık her 10 kadından 4’ü fiziksel ya da cinsel şiddet görüyor.
10 ayda 11 kadın öldürüldü
Diyarbakır’da faaliyet gösteren Rosa Kadın Derneği’nin verilerine göre, 2020’nin ilik 10 ayında kentte 11 kadın erkekler tarafından öldürüldü, 14 kadın şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdi, yüzlerce kadın ise şiddete maruz kaldı. Bu kadınlardan 9’u kendi hayatına dair karar almak istedikleri için hayatlarından oldu.
Diyarbakır'da kadınlara yönelik çalışmalarıyla bilinen Rosa Kadın Derneği yönetim kurulu üyesi Meral Tekin, kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetin nedenleri hakkında Tigris Haber’e konuştu.
Diyarbakır’da son 10 ayda 11 kadının erkek şiddeti sonucu hayatını kaybettiğini belirten Tekin, “14 kadın ise şüpheli şekilde yaşamını yitirdi. Bu kadınlar daha çok erkek egemen politikalar sonucu öldürülüyor. Kadınlar ne yazık ki sistematik şekilde şiddete maruz kalıyor. Defalarca kamu kurumlarına başvurmalarına rağmen haklarını kullanamıyor ve şiddet gördüğü yere geri dönmek zorunda kalıyor” dedi.
En çok yakınları öldürüyor
Öldürülen kadınların daha çok yakınları tarafından öldürüldüğünü söyleyen Tekin, “2020 yılı içerisinde derneğimize telefon üzeri, yüz yüze ve sosyal medya üzerinden toplam da 107 başvuru yapıldı. Bize başvuruda bulunan kadınların hepsi erkek şiddetine maruz kaldıklarını beyan etmişlerdir. Başvuru gerekçesi ne olursa olsun her kadın birden çok şiddet türüne maruz kaldığını söyleyebiliriz. Bunu da çoklu şiddet olarak tanımlıyoruz. Bu gün kadınlar sistematik olarak psikolojik, ekonomik ve sosyal şiddete maruz kalıyor. Başvuru gerekçesi olan şiddet türü ne olursa olsun dijital şiddete maruz kalarak tehdit edilip, ısrarlı takiple karşı karşıya kalıyor. En çok evli oldukları erkekler, evdeki baba –erkek kardeşler ya da flört edilen erkek tarafından şiddet uygulanıyor diyebiliriz” dedi.
Ödül gibi cezalar veriliyor
Kadına yönelik şiddetin önüne geçmek için devletin daha radikal kararlar alması gerektiğini belirten Tekin, “Kadına yönelik şiddetin temelinde toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve devletin kadına yönelik şiddetti engellemeye dönük politikalarının yetersizliği ortadadır. İstanbul sözleşmesinden geri çekilme tartışmalarını gündeme getirilerek kadın kazanımlarına saldırı gerçekleştiriliyor. Kadın mücadelesine geri atım attırılmak isteniyor. Bugün kadınlar kazanılmış haklarını kullanamıyor, korunmuyor-korunamıyor. Şiddete maruz kalmışsa yada şiddet tehlikesi ile karşı karşıyaysa dahi koruma ve uzaklaştırma kararlarına rağmen öldürülüyor. Egemen iktidarın kadına yönelik ürettiği politikalar kadına yönelik şiddeti besliyor yeniden yeniden üretiyor. Şiddet uygulayıcıya ödül gibi cezalar veriyor. Bu sebeple kadına yönelik şiddet her geçen gün artmakta, kadınlar katledilmektedir”
Tüm kadınların yanındayız
Kadın cinayetleri ve şiddetin önüne geçmek için çeşitli çalışmalar yaptıklarını ifade eden Tekin, “Mücadelesini verdiğimiz, işlem yaptığımız her bir kadına yönelik şiddet olayı önlenmemiş bir kadın cinayetidir. Katledilen kadın hikayelerinin hepsinde uzun yıllara yayılmış şiddet süreciyle karşılaşıyoruz. Her bir kadın katliamı çözülmemiş zamanında müdahale edilmemiş erkek şiddetini barındırıyor içinde. Biz dayanışma içerinde olduğumuz tüm kadınlara öncelikli olarak yalnız olmadıklarını, kazanılmış haklarımızın olduğunu beyan ediyoruz. Bu doğrultuda ihtiyaç durumuna göre yönlendirmelerle süreci beraber ilerletiyoruz. Hakların bilinmesi, şiddetin tanımlanması, sistemdeki yanlış uygulamaların teşhir edilerek önerilerle güçlendirilmeye çalışıyoruz. Başvuru koşullarından karakol sürecine, yargılama sürecine ve de sığınakların durumuna kadar geniş bir alanımız var. Aynı zamanda yürütülen politikalara ilişkin sözümüzü söyleyip kadın politikalarının geliştirilmesinde aktif rol oynamaya çalışıyoruz. Bu anlamda çalışma yürüten tüm platformlarla işbirliği içerisinde olmaya gayret ediyoruz” dedi.
Kadınları intihara sürüklüyorlar
Şüpheli kadın ölümlerine dikkat çeken Tekin, “Bunları 2 şekilde ele alıyoruz. Birincisi kadın öldürülüyor intihar süsü veriliyor. İkincisi intihara sürükleniyor. Sonuç itibari ile bizim için ikisinin de altında yatan şiddet durumu olduğu açıktır. İntihar dosyaları, adli tıp raporları cinayet olarak değerlendirilmediği ve irdelenmediği, altında yatan durumda şiddet varsa dahi ispatı zor olduğu için olayın zanlısı olmuyor ve cezai yaptırım uygulanıyor. Hali ile şiddet uygulayan kişi yada kişiler kadınları intihara sürüklemektedir” diye konuştu.