Milletler, genelde savaş hallerinde elektrik ve su hizmetlerinden faydalanamaz, ciddi sıkıntı çeker.
Su ile ilgili büyük sıkıntılar yaşadığımız bir süreci atlatma gayretlerimizi zirveye taşımışken, elektrik kurumu Diyarbakır genelinde kademeli olarak yapacağı kesintilerin duyurusunu yaptı. Bakım, onarım, temizlik gibi olması gereken hizmetler elbette ki verilecek, buna itirazımız yok. Ancak, 8 ila 10 saat gibi bir zamanın su yada elektrikten yoksun geçirilmesi gerçekten büyük eziyet.
Diyarbakır 50 derece sıcakla savaşıyor. Kent sıcaktan bitap düşmüş vaziyette iken, hem elektrik hem de su yoksunu olmak ağır geliyor.
Klima yok, buzdolabı iptal, çeşmeden akan su da yok. Terimizi de akacak su saatine endeksli bir şekilde stokta tutuyoruz.
Al sana savaş hali!
Elektrik ile suyun aynı zamanlarda vatandaşın elinden alınmasının bir gerekçesinin yanı sıra, izaha muhtaç bir duruşu vardır sanırım.
Eş zamanlı kesinti sıcaklara karşı tedbir mi, yoksa rutin işlemler mi, doğrusu çok anlamadık. Ülkede güven ortamı söz konusu olmadığı için, yapılan açıklamalar tatmin etmiyor.
Ülkede samimiyet raflarda duruyor. Filler tepişiyor, halk eziliyor. Deposu olmayan halk su stoklayamıyor, jeneratörü olmayanların da buzdolabındaki malzemeleri kokuyor.
Kimin malı, canı devletin güvencesinde?
Hikayenin sonu yok, yıllardır tekrarlanıp devam ediyor.