‘Diyarbakır’a şu kadarlık yatırım yaptı, istihdama katkı’, ‘şu kadar da işçi çalışacak’ gibi haberleri sık değil, ancak dönemsel olarak yaparız ya da okuruz.
Bu dönemler bir furya gibidir.
Sanki birileri düğmeye basmıştır, iş insanları farklı kentlerden harekete geçmiştir, Doğu’ya yatırım seferberliği başlamıştır, Doğu’nun makûs talihinin değişmesine ‘katkı’ vermek üzere yola çıkılmıştır.
Son zamanlarda yine böyle oldu, Diyarbakır’a akın oldu.
‘Şu markaya üretim yapacak’ denilen firmalar tekstil kent alanında büyük, koca yatırımlar gerçekleştirdi.
Doğrusu tam da ne oldu bilmiyoruz.
Biz, sadece geldiler, yatırım yaptılar bölümüyle ilgili haberlerden sonra çok da ne olduğu ile ilgilenmedik. Kalanlar oldu, gidenler oldu, gitmeyenlerin iş düşüklüğü nedeniyle küçülmeye gittiğini duyduk.
Sonra işçi-işveren sıkıntısı başladı.
Sendika meselesi devreye girdi.
Bir şeyler dönüyor, bir şeyler oluyor, ancak, körler sağırlar birbirini ağırlar misallerinde olduğu gibi durumlar yaşanmaya başlandı.
Son olarak da sendika tercihi nedeniyle 60 işçinin işten atılması gündeme geldi.
*
Biraz ilgilendim, işler karıştı, bir firmanın avukatı bize noter aracılığıyla düzeltme gönderdi, demokratik hakkını kullandı. Hakkıdır dedik, uyguladık.
Ben de, kendime göre, ‘peki işçinin, bu kentin hakkı, hukuku ne olacak’ diye düşündüm.
Diyarbakır’a bu akın neden diye ince, hafif bir araştırma, sordum, yüzeysel ilk bilgilere göre dahi, kimsenin babasının hayrına Diyarbakır’a gelmediğini gördüm.
Tekstil kent, arsa tahsisi, hibe, kredi gibi avantajlar olunca ‘babam da mezardan çıkar gelir’ misali bir durum var.
Tekstil alanındaki patlama bu nedenle.
Birde Büyükşehirlerde, batı illerinde tekstil sektöründe asgari ücrete dahi işçi bulamayanlar, Diyarbakır’da asgari ücretin yarısına ucuz işgücünü kullanabiliyor. Asgari ücretle işçi çalıştıranların hakkını yemeyeceğim, ancak, anlaşmalı asgari ücretin altında çalıştırıp, hesaplara yatan paraların bir kısmını işçilerden geri alanları da söylemeden geçmeyeceğim.
Sendika işi de devreye girince doğal olarak panik başlıyor bu alanda.
İşkur üzerinden sıfırdan işçi almak varken, sendikalı, asgari ücretli, sendikal haklı işçiye ne gerek var!
Yarım asgari ücret, kredi, hibe, arsa tahsisi gibi avantajları kullan, milyon dolarlar kazan, sonra Diyarbakır’a yatırım yaptım diye minnet et, duyguları körükle.
Ne güzel dünya!
Bu genel bilgi, fazlasını kafam almadı, sonra tek tek ilgileneceğim!