Cumartesi günleri kendi çapımda izin yapıp, dinleniyorum. Dinlenme derken, öyle ayakları havaya dikmek, yan gelip yatmak anlamında değil. Yeni kuşak için bir şey demem, çünkü büyük bir kısmı evden çıkmıyor. Sabah kahvesi, internet derken bütün zamanı dinlenerek geçirebiliyorlar.
Diyarbakır'ın eski kuşak bireylerinin, hele ki erkek bireylerin eskiden böyle bir şansı yoktu. Kadınlar sabah kalkar, ev işlerine başlar, ayak bağı olmasın diye de evde ne kadar erkek birey varsa yallah sokağa. Tatil günleri de dâhildir bu işe. ‘Erkek kısmının ne işi var evde’ der postalanırdık.
İşte o nedenle bizim kuşak evcil bir kuşak değildir, bağlasan durmaz.
Bizi sokağa kadınlar alıştırdı.
Beni şu an evden dışarıya yollayacak bir güç olmamasına rağmen, en fazla 09-10, kendimi dışarı atıyorum.
Benim zaten 12-13 yaşlarından itibaren zamanım gazete bürolarında geçti.
Keyifliydi, hala da keyiflidir benim için.
Gazete kent merkezinde olsa, Cumartesi günü de oturacağım da, uzak. O nedenle zamanımı Sur içinde, bizim deyimimizle şehirde geçiriyorum, dolaşıyorum, sohbetler ediyorum, gündemi konuşup tartışıyorum.
26 Ağustos 2023, Cumartesi gününün sohbet konusu; Sur içinin hafta sonu kapalı olması ve Diyarbakır’ın tanıtımı için Büyükşehir Belediyesinin 25 Youtuber ve influencera sadece bir günlük paylaşımları için toplam 387 bin 500 TL ödeme hazırlığı içinde olmasıyla ilgiliydi.
Mesele Diyarbakır’ın tanıtımı olunca da doğal olarak akla ilk gelen suriçi oluyor.
Yani birilerine göre eski şehir, bize göre gerçek şehir, hakiki Diyarbakır.
Gazi caddesinin hafta sonu kapalı olması esnafı mutsuz etmiş, ancak çözülür mantığı ile yaklaşılıyor. Yani uzun vade için topyekûn bir çözüm arayışı ve çalışma yapılması isteniyor.
Youtuber ve influenceralar çözüm modeline dâhil mi?
Asla.
Yol sorunu var, temizlik, oto park, güvenlik gibi çok temel sorunlar var iken, 387 bin TL ödeme yapılarak neyin tanıtımı yapılacak?
Gereksiz bir tanıtım, haksız bir kazanç yöntemi olacak.
Kim/Kimler düşündüyse; iyi bir kamu kapitalisti, aynı zamanda kamu üzerinden paranın nasıl kazanılacağını ve kazandıracağını biliyor.
Bu kamu kapitalistleri, ‘kamu yararına’ işler yaptıkları yönünde algı yönetimini çok iyi biliyor. Uzmanlaştılar. Basın-yayın-enformasyon-tanıtım-yemek-yemekli basın toplantıları, bunlar artık ‘çağdaş yöntemler’ olarak hayatımıza sokulduğu için, tasarruf gibi konuları aklımızın köşesinden dahi geçirmemize engeller koyuyor.
Bildiğimiz o normal tacirlerin kapitalist dönemleri sona erdi gibi, piyasa kamu kapitalistlerine kaldı.
Diyarbakır ve kamu kapitalistleri kavramı da yeni, dün sabah düştü aklıma, tutarsa hep birlikte kullanırız artık. Ekonomist değilim, ekonomi terminolojisinde yeri var mı yok mu, bilemiyorum, ancak kulağa ve mantığa oturuyor.