Naci Sapan (Haber Analiz)
TİGRİS HABER - Diyarbakır adına futbol üzerine analizi yapmak istedim. Bu analizi birkaç ayak üzerine oturtarak yapmak istiyorum. Taraftar-seyirci, futbolcu-yönetici-kulüp ekseni üzerinden biraz geriye giderek, şimdi gelinen noktaya işaret koyup, ne yapmalı sorusuna hep birlikte cevap arayalım istiyorum.
En başta belirteyim, Türkiye, başta futbol olmak üzere bütün spor alanlarında çok gerilere düşmüş vaziyette. O nedenle Diyarbakır veya benzer kentlerin geriye düşmüş olmasını bu durumdan azade düşünemeyiz.
Konumuz futbol ve Diyarbakır.
Özetleyerek yürüyorum; Diyarbakır spor bitti (Daha doğrusu bitirdiler), futbolda bitti. Bitmenin ya da bitirilmenin nedenlerini tartışmıyorum, ancak ehil ellerde olmadığı için, birilerinin ‘EGO’ tatmini aracı olarak kullanıldığı için bitiş noktasına getirilen Diyarbakırspor efsanesi bir daha geri gelir mi, bilemem, ancak, Diyarbakır’da futbol ve kulüpçülüğün yol yürüyüşünün de iyi olmadığını söyleyebilirim.
Neden iyi değil sorusunun cevabı herkese göre değişebilir. Belki Diyarbakırspor efsanesi devam ederken de herkesi memnun etmek mümkün değildi, ancak, samimiyet, inanmışlık, fedakarlık, kente karşı sorumluluk duyguları birleştiği için Türkiye’de, hatta dünya’da en çok konuşulan takımlar arasındaydı Diyarbakırspor.
Şimdilerde AMED spor konuşuluyor, tartışılıyor.
Tam Diyarbakırspor mu?
Değil.
Devam eden Diyarbakırspor da, Diyarbekirspor’da aynı kategoride değil. Diyarbakırlı futbolseverler, taraftar veya seyirci Amedspor’u içselleştirdi, yanında yer aldı, sonsuz desteğini sundu. Bir süre sonra da kent aidiyeti oluştu. DİSKİ takımından Amedspor’a uzanan güzergâhta çok önemli mesafeler kat edildi. Başarılar elde edildikçe tribünler ful çekti, deplasmanlarda taraftar sıkıntısı yaşanmadı, eski Diyarbakırspor’un yaşadıklarına benzer zamanlar yaşandı.
Amedspor’un kurumsal yapısı söz konusu, hem kente hem de taraftarına karşı bir sorumluluğu yükümlülüğü var. Başarısız olunduğu zamanlarda ‘Vur abalıya’ mantığı söz konusu değil. Görev devri söz konusudur ki, bu durumda gelenlerle gidenler arasında rekabetten çok birlikteliğin devamını sağlar.
Yine de Amedspor’da kırılmalar söz konusu. Yönetimin değişmesi isteniyor. Zaten yönetim görevi bırakacağını açıkladı. 25 Haziran’da kongre var, ancak başkan ve yeni yönetim konusunda netlik yok. Bu arada, ciddi maddi sıkıntıların yaşandığını da söyleyebilirim. Galiba burada da benzer olmasa da CHP’de beklendiği gibi ciddi bir yapısal değişikliğe ihtiyaç var. Sürekli aynı yöntemler denendiği için doğru sonuçlar alınamıyor.
Diyarbakırspor’dan ciddi bir ses yok. Denemeler yapıldı, sanırım doğru ataklar olmadığı için hayal edilen eski efsane günler yaratılamadı, sadece hayal dünyasında saklı duruyor. Diyarbekirspor için çok fazla bir şey söyleyemiyorum, çünkü A.Ş. Tüzel kişiliği kendilerini ilgilendiriyor. Diyarbakır’daki herhangi bir sanayi şirketi olarak algılıyorum, kazancı da kaybı da kendisine ait.
O zaman; Eksiği, aksağı ile kent aidiyeti ile Amedspor’un kurumsal yapısını sağlam temellere oturtmak lazım. Durmadan futbolcu alan, satan, şampiyonluk ve play-of söylemleri ile sezon tamamlayan bir kulüp olmaktan çok, DİSKİ zamanlarında olduğu gibi ‘fabrika ayarlarına’ doğru bir konuma dönmekte yarar var. Amatör ve profesyonel ruhu aynı potada eriten, onun üzerinden yol yürüyen bir spor anlayışı, kente de Amedspor’a da yakışacaktır.