Aday adaylık sınavı bitti şimdi adaylık sınavı ve de yarışı zamanı.
Parti içi yarış vardı şimdi partiler arası yarış zamanı.
Kim kaybeder, kim kazanır zamanı.
Aday adaylık süreci ilginç idi, ancak her zaman böyle olur zaten.
Ben üç kategoride değerlendiririm bu sürecin aktörlerini;
1-Yol yapanlar
2-Rol çalanlar
3-Gerçek aktörler
1 v e 2’inci kategoridekiler olacak, olmalı ki, gerçek aktörler netleşsin.
Birinci ve ikinci kategorinin elemanları siyasetin renkleridir! Hareketlidirler, sinerjileri yüksektir, Ankara'nın ve Genel merkezlerin yolunu en iyi bilenlerdir. Kendileri için çalıştıkları gibi, başkalarının aday olması sürecine de katkıda bulunurlar.
Bir başka kesimde her zaman ‘Hakkımdı vermediler’ diye düşünenlerdir. Siyaset koridorlarında sürekli dolaşırlar, Parti, ideoloji de onlar için çok önemli değil. Onlar, her zaman ‘Vatanperver’, ‘Memleket severdir’!
Bulunduğu alanlarda başarılı olan ya da olduğuna inanan bir kesim var ki, en sıkıntılı kesim. Kendi alanlarını yönetirken ülkeyi de yönettiğine inanan, bireysel egolu kesimdir. Dar alandaki yönetim tarzının ülke yönetiminde de yeterli olacağına inanır, kendini hazır ve yeterli bulur.
Toplumsal fayda ibresi yüksek olanlar vardır bir de…
Hem bireysel hem de toplumsal fayda ibreleri yüksek olan adaylar var, tamamını şahsi tanıma olanaklarımız yok, ancak Diyarbakır ölçeğinde bildiklerim var, öncelikli onlardan söz etmek istiyorum; YSP listesinden Baro eski Başkanı Mehmet Emin Aktar, gazeteci kimliği ile yakından bildiğim Cengiz Çandar, hem akademisyen hem de gazeteci kimlikli Mülkiyeliler Birliği eski Başkanlarından Sevilay Çelenk hocamı, elbette ki yılların dostu, arkadaşım CHP adayı Sezgin Tanrıkulu’ndan söz edebilirim, şimdilik.
Söz ettiğim arkadaşlar seçilebilecek durumda ve de kente, ülkeye faydası olan, olacak isimler.
Zaten toplumsal fayda konusundaki ibreleri her zaman yüksek olan bireyler. Üçü de Diyarbakırlı, kent merkezli sol, sosyal demokrat kimlikleriyle biliniyorlar. Kazanacaklar ve Diyarbakır’a, ülkeye, ülkenin demokrasisine, bireysel hak ve özgürlük alanlarına çok ciddi katkıları olacak.
Onlar gerçek aktörler.
Halka ait olmak, halktan, emekten, özgürlüklerden, demokrasiden yana olmak, savunmak, haksızlıklara karşı çıkmak, haksızlığa uğrayanın yanında olmak önemli, çok önemli, aynı zamanda insani…
Biz, bu özelliklere sahip insanlarla yol yürüyüşünün daha anlamlı olduğuna, olacağına inanan bireyleriz. Bu yürüyüş demokrasinin kazanımı olacak, değişimin, dönüşümün işaret fişeği olacak. Elbette ki Cumhurbaşkanı seçimi de var işin içinde.
Sonuç; 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu, şimdiden ülkeye, millete hayırlı olsun.