CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bölge teşkilatları ile toplantı yapmak üzere hafta sonu Diyarbakır’da olacak. Kürde, Türk’e, ülkeye ne kadar faydası olur bilemiyorum. Yine de gözlemlerimle mevcut durumu harmanlayıp, kafamdakini analiz edip, CHP ile ilgili birkaç kelam etmek istedim.
Hafta sonu için belki tartışma konusu olur CHP içerisinde. CHP’nin, bölgede 1990’lı yıllardan itibaren varlık nedeni tartışma konusu.
Nedenleri ve gerekçeleri farklı boyutlarda tartışılabilir. Ancak birinci derecede sayacağım nedenlere dikkatle bakmak gerekiyor;
-Kürtlerle ilgili politikalardan süratle uzaklaşılması, bu nedenden dolayı da aradaki makas iyice açıldı.
-İl yönetimlerinin sol, sosyal-demokrat anlayış mantık ve çerçevesinde politik argümanları ön plana çıkaramamış olması.
-PKK ile süreklileşen siyasi genişleme karşısındaki panik halinin geriye çekilişi doğal olarak ‘içeriye hapis’i olağan hale getirdi.
Sadece ‘Varız’ demekle yetinen yöneticilerin kendilerine yetecek ve kalkan oluşturacak kadar üye sayısı ile yetinmiş olmaları ve CHP’ye gelmek isteyenlerin önüne çekilen set, CHP’nin var olma nedenlerini ortadan kaldırdı.
Bunlar bilinen gerçekler ancak hatırlatmakta yarar var.
İhtiyaç nedir diye bakacak olursak;
Çözüm süreci ile başlayan ve halen devam eden zaman zaman ortaya çıkan belirsizliğin toplumun büyük bir kesiminde yarattığı hayal kırıklığının, iki tarafın da oyaladığı gerçeğine işaret ediyor olması son derece önemli.
CHP’nin tarihi sorumluluğu gereği mutlaka alanda olması, taraflarca yapılan ve yapılacak yanlışların ortasında durup, dengelerin nasıl kurulması gerektiği konusunda inandırıcı ve samimi politik argümanlar geliştirmesi kabul görecek bir noktada durabilir. Bunun için inandırıcı, toplumun ‘evet’ diyebileceği sol, sosyal-demokrat aktörlerin sahada olması ise son derece önemli.
Bu anlamda sahaya geç çıkılmış olması sıkıntılı olabilir, ancak denenmemiş olmasını sıkıntıların kaynağı olarak kabul etmek gerekiyor. Bölgede sadece para, aşiret, kalabalık aile gücü ve profili ile siyaset artık kabul görmüyor.
Örnek Diyarbakır’dır. AK parti ve BDP-HDP siyaset yapısının dışında kalan ciddi bir kesim var ve bu kesim alternatif arayışları doğrultusunda dokunulmamış kesimdir.
CHP açısından durulan nokta sıfır noktası olmasına rağmen, bilinir ve güvenilir yönetimlerle yol yürüyüşü başlatılabilir. Sonrası ise, Genel merkezin ve bölge için görevlendireceği isimlerle ilgilidir.
Bölgede bilinirliği olan sol, sosyal-demokrat parti meclisi üyelerinin bölgeyi çalışma alanı olarak belirlemesi ve genel seçim dönemine kadar çalışmaların ağırlığının bölge illerine verilmesinin tam zamanıdır.
Bölgede BDP-HDP’ye yönelik çok ciddi ancak üstü kapalı bir eleştiri var. AKP’nin süreçle ilgili oyalama taktiğinin farkında olan kesimler, iki tarafında oyun oynadığı şeklinde ifadelerde bulunuyor. Bu durum çok açıktan olmasa da var ve giderek yüksek sesle dillendirilecek gibi.
IŞİD’le birlikte ortaya çıkan savaş durumu ve Türkiye’ye, çözüm sürecine yansıması ve sürecin sona erme ihtimalinin varlığı da CHP’nin kendi sistematiği içinde evrensel değerler ve insan hakları çerçevesinde meseleye yaklaşımını daha da kolaylaştırır diye düşünüyorum. Ortada becerilmeyen bir durum var ve CHP’nin daha önceki söylemleri ile örtüşüyor. Ancak, bunu ‘ben haklı çıktım’ anlayışının dışında bir durum olarak algılayıp, haklılığı da satır aralarında anlatarak, CHP’nin çözüm-barış önerilerini, dünyadaki sosyal-demokrat çözüm biçimleri ile buluşturup devreye girmek en kısa sürede olmasa bile seçimlere yakın dönemler için fayda sağlayacağı gibi mevcut bir ortamın varlığı söz konusu.
Ve en önemlisi, konuştuğum bazı kesimler aynen şu ifadeyi kullanıyor;
‘CHP bölgeye ciddi yatırım yapmalıdır.’
Durumu ülkenin batısındaki işadamlarına ‘Gelin bölgeye yatırım yapın’ gibi değerlendiren bu kesimin değerlendirmelerini dikkate almakta yarar var.
Yani bıkmadan, usanmadan, kararlılıkla, varlık nedenini hissettirerek ‘Siyasi yatırım için varım’ demek gerekiyor.
Daha fazla uzatmak mümkün, ancak, öz bu
Durumun etrafında daha fazla dolanmanın, entelektüel belirlemeler yapmanın hiç lüzum yok.
‘VARIM, SİYASET YAPACAĞIM, İLKELERİM VE YAKLAŞIMLARIM DA BUDUR’ gibi bir kararlılık başlangıç için yeterli olur diye düşünüyorum.