Diyarbakır rant üssü mü?

NACİ SAPAN

3 Valinin görev süresine denk gelen, kıymetli bir arsa üzerinden yürüyen süreç yaşadık. Arsanın tahsisi konusundaki itirazlar devam ediyor. Arsanın gerçek sahipleri olan Küçük sanayi sitelerinin esnafı, ‘Takipçiyiz’ diyorlar.

Haklılar, ‘sizin’ dediler, sonra vermediler, başkalarına tahsis edildi.

Arsanın tahsisi ile ilgili eksen kayması bilinçli mi, değil mi?

Asıl meselede bu!

Benim en başından bildiğim; küçük sanayi sitelerinin kent merkezinin dışına çıkması ile ilgili çalışma, Valilik, DTSO, DESOB ve DTB ekseninde yürüyordu. Sonra, ‘Resmi bir küskünlük’ söz konusu oldu, saflar ayrıştı, arsanın ekseninde kayma oldu. Dörtlü organizasyon bozuldu, tek’e düştü, MÜSİAD dâhil edildi.

*

Kent verimli, aynı zamanda kaos’a müsait.

Her kaos, ‘işini bilene’ rant kapısı oldu.

Küçük Sanayi sitelerine tahsis edilen ancak verilmeyen 2 bin 525 dönüm arsanın dışında ne tahsisler, ne satışlar, ne imarlar oldu bu kentte. Vakıf arsaları bile rant kapısı oldu, şahıslar üzerinden yürütülen işlemler sayesinde ‘Ara dönem zenginleri’ türedi. Bunların yanında küçük sanayi sitesine tahsis edilip de verilmeyen, başkalarına kaydırılan arsanın lafı edilmez diyeceğim, ancak, onun da yeri bambaşka…

*

Küçük Sanayi sitesi esnaflarına tahsis edildiği söylenen, ancak verilmeyen, sonrasında MÜSİAD ve şahsa ait 2 ayrı kooperatife tahsis edildiği ortaya çıkan 2 bin 525 dönüm arazinin bundan sonraki kader çizgisi hangi yöne evirilecek?

Bir Vali marifeti ya da kararı gerekiyor. Beklenen bir atama var, yakında gerçekleşecek. Bu konuda, 4’üncü valinin dâhilinin ne olacağını göreceğiz. En başta olduğu gibi; arazinin 1,2 ve 3’üncü sanayi sitelerinin sorumluluğuna mı, yoksa ‘olan oldu’ deyip MÜSİAD üzerinden paylaşımın devamına mı zemin sağlanacak?

Bekleyip göreceğiz.

*

Sanayi sitelerinin kent dışına çıkarılması projesi deprem öncesiydi, Oğlaklı bölgesi düşünülmüş, hazırlanmıştı. Deprem sonrası Oğlaklı bölgesine konut projesi uygulanınca, doğal olarak kıymetli hale geldi.

Böyle olunca da RANT gibi saygısız bir durum kendini gösteriyor.

En çirkin olanı da nedir biliyor musunuz?

Toplumsal değerler üzerinden hizmet yapıldığı izlenimi verilerek, vicdanın taca atılması, cüzdanın ise öncelenmesidir. Maalesef, Diyarbakır uzun bir zamandır böyle bir girdabın içindedir.

Son 10 yılın haksız kazanç hanesini eleğe vurursak, o kadar çok dökülen olur ki!

Evet, evet, elek altına!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.