TİGRİS HABER - Gubari hat sanatçısı Ömer Faruk Tekin tarafından Diyarbakırlı Seyid Kasım Gubari'ye ithafen yapılan dünyanın en küçük 33'lük ve 99'luk tespihi ile Türk bayraklı Gubari hat sanatı eserleri Diyarbakır Müzesi'nde sergileniyor.
Gubari hat sanatçısı Ömer Faruk Tekin tarafından Diyarbakırlı Seyid Kasım Gubari'ye ithafen tilki bıyığından geçirilen incir çekirdeği habbeleriyle yapılan dünyanın en küçük 33'lük ve 99'luk tespihi ile Türk bayrağı eserleri, Diyarbakır Müzesi'nde sergilenerek ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor.
İmame kısmı 22 ayar altından yapılan eserlerde Allah lafzı yer alıyor. Can fanus içinde yer alan üç eser, telefonun fanusun üzerine bırakılıp merceğinden yakınlaştırılmasıyla bakılıyor.
Diyarbakır Arkeoloji Müzesi'nin Müze Araştırmacısı Fatma Özer, Gubari'nin kelime anlamı olarak toz gibi manasına gelmekte olduğunu ve Farsça bir kelime olduğunu söyledi. Gubari hat sanatı ise gözle görülemeyecek kadar küçük işlenen yazı olduğunu belirten Özer, sanatçının bu sanatı icra ederken incir çekirdeği, pirinç tanesi, at kılı, tilki bıyığı kullanarak icra ettiğini ifade etti.
Sanatçının müzede sergilenen dünyanın en küçük 33'lük ve 99'luk tespihinde ise tilki bıyığına incir çekirdeği geçirerek meydana getirdiğini aktaran Özer, “Bu eserinde yine bu sanatın ilk temsilcisi olan ve kendisi de aslen Diyarbakırlı olan Seyid Kasım Gubari hazretlerinin manevi şahsına ithaf ederek bizim müzemize armağan etmiştir. Çok ince sanatkar gözlerle işlenen, çok naif ince bir sanattır Gubari sanatı. Müzemizde ziyaretçilerimizin yoğun ilgi gösterdiği bir parçadır. Dünyanın en küçük 33'lük, dünyanın en küçük 99'luk tespihidir” dedi.
“Gözle görmek pek mümkün değil”
İncir çekirdeği habbeleri kullanıldığını kaydeden Özer, şöyle konuştu:
“İmame kısmında yine 3 adet incir çekirdeği habbesi vardır. Üçünde de Allah lafzı kullanılmıştır. Yine imame kısmında 22 ayar altın kullanılarak tespihler meydana getirilmiştir. Yine can fanus içerisinde üçüncü parça olarak da dünyanın en küçük Türk bayrağını da ziyaretçilerimiz görebilmekte. Genelde haberdar bir şekilde gelmekteler ve gördüklerinde de çok şaşırıyorlar. Gözle görmek pek mümkün değil, telefonlarını kullanıyorlar. Telefonlarını can vitrinine yerleştirerek daha da yakınlaştırarak bu sanatı görmekteler.”
Ziyaretçilerden Murat Aytekin, çok güzel bir şey olduğunu ve ilk defa böyle bir şey gördüğünü dile getirerek, “Şaşırdım, bu kadar küçük nasıl yapılmış. Gerçekten hayret verici bir şey” ifadelerini kullandı.
Tarih öğrencisi Mızgin Akyol ise şişeyi ilk gördüğünde gözyaşı şişesi zannettiğini söyledi. Daha önceki müzelerde bu tarz şişeler olduğunu belirten Akyol, “Mezarlara konuluyor. Kadınlar, gözyaşlarını eşlerinin yanına koyuyormuş. Öyle zannettim, bilgiyi alınca da bayağı büyülendim. Özelikle bu kadar ince işçilik var. özelikle şu, gerçekten büyük emek ister. Ellerine, emeklerine sağlık. Bize böyle bir şey kazandırdıkları için teşekkür ederiz. Tarih öğrencisiyim, müzeye geldim böyle bir eserle de karşılaştığım için çok mutluyum” şeklinde konuştu. (İHA)