Naci Sapan
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, uzun zamandır kaybettiği gündemi belirleme özelliğini Kürtlerin sayesinde geri kazandı. Geçtiğimiz Çarşamba gününden bu yana siyaset dünyası başta olmak üzere, bütün kesimlerde, TV ekranlarında bir numarada yerini aldı.
Bu tartışmaya kadar gündemi belirleyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’ydu. Gördüğümüz kadarıyla seçime kadar bu gündem belirleme yarışı karşılıklı devam edecek, Ana gündem de Kürt seçmenler ve Kürtler olacak gibi görünüyor.
Son tartışmaya konu olan Cumhurbaşkanının konuşması, kimine göre, çocuk sayısı konusunda PKK üzerinden Kürtlere hakaret sayıldı, kimilerine göre çok önemsenmedi, ancak gündemin ilk maddesinde; Recep Tayyip Erdoğan, PKK, Çocuk ve Kürtler vardı.
Geçtiğimiz yıllarda da tartışma konusuydu. Hassaslık içeren bir mesele, Kürtlerle ilgili nüfus planlaması fikri, düşüncesi ve uygulama stratejisinin hayata geçirilmek istenmesi. Sayın Erdoğan’ın o sözleri sarf ederken niyetini okuma şansımız elbette ki yok, ancak, yarattığı infialin sonuçlarının seçim sonuçlarını etkileyeceği kesin.
Konunun özelliğini tartışmıyorum, ancak doğru yada yanlış, Cumhurbaşkanının Kürtlerle gündemi belirlediği gerçeğini gözden kaçıramayız. Kürtler, seçimin sonucunu belirleyecek bir güç olarak şu an Türkiye’nin gündemi. Hem muhalefetin hem de iktidarın ihtiyaç duyduğu bir seçmen kitlesi var. Bu seçmen kitlesinin önemli bir kısmını HDP konsolide ediyor, ancak, Cumhurbaşkanının yaptığı konuşmaya benzer konuşmalar HDP’ye oy vermeyen Kürtlerde rahatsızlık yarattığında, o kesim için alternatif doğal olarak HDP oluyor. Şu an alternatif partiler söz konusu olduğu için CHP, DEVA ve Gelecek partisi de iktidardan rahatsızlık duyan Kürtlerin alternatif adresleri arasında bulunuyor.
Ancak, dünkü mitinge baktığımızda, bir bölümü ‘zorunlu’ davet ile gelse de, alanı dolduranların da Kürt seçmen profili olduğunu biliyoruz. Haklı görenler alanda, görmeyenler ise çok ciddi bir muhalefet gücü olarak karşıda konumlanmış vaziyette.
5-10-15 çocuk meselesine açıklık getirmesi bekleniyordu Cumhurbaşkanının, o konuya hiç girmedi. Ancak, çok farklı Kürtlük vurguları yaptı. Örneğin, Selahattin Demirtaş’ın ve HDP’nin eş başkanlarından birinin Kürt olmadığını, Kürtleri sömürdüğünü ifade etti.
E tipi cezaevi ile ilgili Müze mi, Kültür merkezi mi olacak konusu tam da merkezde bir yerde durdu. Daha önce Kültür merkezi olacağı duyurulmuştu. Tepkiler değerlendirilmiş, işin tam ortası bulunmuş. ‘Hafıza ve Kültür merkezi’ adının telaffuz edilmesi, tartışmaları şimdilik ortadan kaldırmış gibi görünüyor. E tipi cezaevinde Restorasyon sonrası yapılacak düzenleme ile beklentilere cevap verip vermediğini göreceğiz. Beklentiler, hafıza müzesi olması yönünde olduğu için, bu açıklama şimdilik yeterli görülebilir.