Diyarbakır kaybediyor!

NACİ SAPAN

Kafamda bir hikâye kurdum, dedim ki; halkoyu, halk iradesi, ardından kayyum, sonra yine halk iradesi, hem de inadına. Şimdi, inadına kayyum tartışması başlatıldı. ‘Geldi gelecek’ diye tavşan falı bakanlar var.

Kayyum gelecek’ beklentisi içinde olan ve bu konuda yoğun çaba içinde olan bir güruh var, çalışıyor. ‘Kayyum yönetimi gelsin, hırsızlığa devam edelim’ diye ellerini ovuşturan kesim, kentin içine sürüklendiği kaostan yana derdi yok!

Sonuç; Diyarbakır kaybediyor!

Hukuk devletiyiz kardeşim.

Laik Cumhuriyet çatısı altındayız.

Uygulamanın keyfiliği, şahsiliği olur mu?

Olmaz elbette.

Yanlış, eksik varsa hukuk işler, yol yöntem çizilir, gelecek için doğru zemin hazırlanır.

Yöntem, ‘kayyum gelsin, atış serbest’ olmaz, olmamalı.

Diyarbakır kaybediyor.

Hikâyenin özünü konuşalım;

Mevcut belediye yönetimleri kayyum gelecek diye tedirgin, istim üstünde.

Belediye çalışanları işten atılma korkusu ve kaygısı içerisinde, tedirgin. İşten çıkarılanlar var, gelecek endişesi ile siyaset ve sendika bezirgânlarının kontrolüne sığınmak zorunda kalmış. Kent merkezinde belediye hizmetleri bütün çabalara rağmen eksik kalıyor.

Neden?

Hizmetten çok siyaseten çatışma zemininin tam da orta yerinde olduğumuz için. Müzakere kültürü dumura uğratıldı. Atananlarla seçilmişler arasındaki diyalog, ortak başarı hikâyesi yazmak gibi bir durumun söz konusu olmadığı bir süreç yaşanıyor. Bu da başta kentin sağlıklı yönetim biçimi etkilerken, en önemlisi turizm konusunda arzulanan düzeyi yakalama şansı da giderek zayıflıyor.

Cadde, sokak, kaldırım üstü işgaller son sürat devam ediyor. Özellikle de suriçi bölgesi, Gazi caddesi, İzzetpaşa caddesi, Melikahmet, Balıkçılarbaşı alanlarındaki başıboşluk dikkatlerden kaçmıyor.

*

En önemli mesele de minibüs ücretleri oldu. 14 TL’den ten 20 TL’ye yükseldi. İzahı zor bir durum olsa gerek. Büyükşehir Belediyesinin ilk icraatı vatandaşın cebine yönelik olmamalıydı. 6 TL zam farkı gerçekten yüksek. Halk tepkili. Halkın cebine yönelik ataklar, yapılan her zam, iktidarların aleyhine olmuştur. Merkezi de olsa, yerel de olsa bu böyledir.

Görevden alınma, işten çıkarılma sendromuna kurban edilmiş bir kent olduk, ‘kayıkçı kavgasının’ tarafları bel altı çalışıyor. Bu durumda asaletli kentin havasını, atmosferini, geçmişini, geleceğini etkiliyor.

Filler tepişiyor, çimenler eziliyor.

Diyarbakır kaybediyor.

*

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.