Diyarbakır kalesinden notlar-56

NACİ SAPAN

Kale notları formatı farklı olmasına rağmen, Narin meselesine girmeden olmuyor.

Çünkü herkes soruyor,

Diyarbakır soruyor,

Türkiye soruyor,

Dünya kamuoyu soruyor;

NARİN’i kim öldürdü, neden?

Neden çok önemli!

Kamuoyunda, sosyal medyada çok şey tartışıldı.

Çarpık ilişkiden, ensest’e uzanan hikâyeler yazanlar oldu.

Hizbullah, HÜDAPAR bağlantısının yanı sıra, köydeki silah ve mühimmat deposuna atıfta bulunuldu. Bölgenin konumu gereği bu tür konular ciddi bir şehir hikâyesine dönüşerek bir sarmal oluşturuyor.

Birileri bunların tamamının doğruluğu üzerinden bir alan yaratıyor, kabul görmesini sağlamaya çalışıyor.

İddialarının doğruluğu yâda yanlışlığından emin değiliz, çünkü her şey çok karışık.

Bir ayı aşkın bir zamandır cinayet çözülemediği için gerilim artıyor, sorular çoğalıyor.

Cinayetin üstünün örtüleceği yönünde de iddialar kendini var etmeye başlıyor.

Kamuoyunu tatmin edici bir sonuç açıklanmadığı takdirde, aksi ispatlanıncaya kadar bütün, dedikodular, anlatımlar geçerli olacak, kafalardaki soru işaretleri devam edecek, kalıcı hale gelecek.

Devlet, bu cinayeti kafalarda soru işareti bırakmayacak şekilde, bütün ayrıntılarıyla kamuoyuna açıklamak durumundadır.

*

Diyarbakır kalesinden bir hatırlatma yapalım.

Sahi, ne oldu Hüseyin Beyoğlu ve yardımcılarının durumu.

Unuttuk mu?

Paralar, rüşvet ağı, soruşturma, yargılama gibi adaleti ilgilendiren konuların gündem dışı olup olmadığını kamuoyu merak ediyor. ‘Yapanların yanına kar kalmaması’ dileğimizi yinelemek istiyoruz.

Narin’in katillerini unutmayacağımız gibi, kenti soyanları da unutmayacağımızı hatırlatmak isteriz.

*

Dün Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş başkanlarının basın buluşması vardı.

Konu hizmetti.

Eş başkanlar, ‘Yoğun tahribat var, onarıyoruz’ diye durumu özetlediler.

Evet, tahribatın tanıklarıyız.

Tahribatı yaratanlar denetlenmedi, 5 aylık sürede 5 müfettiş Büyükşehir Belediyesini kontrol altına almış, inceliyor.

İncelenecek bir şey de yok.

Para yok, ihale yok, alım yok, tasarruf tedbirleri var.

O zaman rahat bırakmak lazım, belediyeler halka hizmet versin.

Örneğin; bazı kurumlara devredilen Belediyeye/halka ait gayrimenkullerin iadesi ile ilgili süreci müfettişler hızlandırabilir. Belediyelerin zaten başvurusu ve talebi var.

Bütün mesele, karşılıklı güven ve samimiyete kalmış.

Amaç, halka hizmet ise, kişisel egolar ortadan kalkar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.