10 gün geride kaldı, Narin’den hala ses yok.
Narin ile ilgili haberlere yayın yasağı getirildi, iyi oldu.
Belki de en başından beri yapılmalıydı.
Gazetecilik yaşamımda ilk kez bir yayın yasağına destek veriyorum.
Çünkü ipin ucu kaçtı, bir kaybolma ya da kaçırılma olayı magazinleştirildi.
Kaybolan 8 yaşında bir kız çocuğunu, ailesini, köyünde kamp kuranlar sadece gazeteciler olsa, sıkıntı yok. Araya, sosyal medyacılar, Youtuberlar sızdı.
Diyarbakır’da görev yapan arkadaşlardan sordum, ‘Abi neredeyse köyün hayvanlarıyla röportaj yapacaklar, yani durum bu kadar vahim’ dediler.
Diyarbakır basını tecrübeli, nasıl ne şekilde davranacağını iyi biliyor.
O nedenle arkadaşların rahatsızlığına tanık oldum.
Çok sayıda spekülatif haber verildi.
Ailenin yanı sıra devletin ilgili kurumları, duyarlı vatandaşlar verilen haberlerden rahatsızlık duymaya başladı. Soruşturmanın seyri bana göre ciddi zarar gördü.
Bu tür durumlarda, çok fazla tırtıklamamak, ilgili yetkililerden bilgi alıp vermek en doğrusu.
Şimdi, mutlu bir haberin gelmesini beklemekten başka yapacak bir şey yok.
Sosyal medyada tıklanma derdi olanların morali bozuldu, olsun bozulsun.
*
Dün önümüze pat diye bir haber düştü.
Sur ilçesinde özel bireyler için açılan bir okulun müdürü, öğrenciler için kayyum döneminde kamelya istemiş, belediye yönetimi de vermiş.
Bu arkadaşta; sen kamelyayı al, oturduğun lüks villanın bahçesine götür.
Villanın bulunduğu sitenin sakinleri, yöneticileri durumu Belediyeye bildirmiş.
Gitmişler, incelemişler, evet kamelya belediye ait.
Zabıta el koymuş, bahçeden almışlar kamelyayı.
Kamelyanın alınma anlarını videodan izledim, hakikaten lüks villa.
Bu arada, ilk kez kayyumun iyi niyetine tanıklık etmiş olduk!
Ancak, muhatapları konuyu ‘hırsızlığa’ evirmiş.
Kayyumun hayrı kabul görmemiş anlayacağınız!
*
Dicle Üniversitesinin Rektörü değişti.
Atama için farklı görüşler yansıdı, ancak sonuç itibariyle kentte bir karşı çıkış yok. Kamuran Eronat, Diyarbakır’da doğup, büyüyen, kenti bilen biri. Vatandaşın da yorumu böyle, ‘zaten biri atanacak, hiç olmazsa bildiğimiz biri olsun’ diyorlar.
Edebiyatçı Eronat’tan bir kentli olarak beklenti var.
Kente olan aidiyetini ispatlayacağı bir alanda, ‘içi boşaltılmış’ önemli bir kurumun başında bulunuyor.
Öncelikli işi, üniversite arazisini imar işinden uzak tutmak olmalıdır, diye düşünüyorum.