Kayyım, falan-filan derken, bir seçimi geride bıraktık. Diyarbakır ve bölgedeki belediyelerin atanmış, Türkiye genelindeki belediyelerin ise seçilmiş ‘Kayyım’ lar tarafından soyulduğuna, borçlandırıldığına tanıklık ettik. Bence 2’inci yüzyılın en ilginç hikâyesi de, bu ‘Soygun’ hikâyesi.
KAYYIMLARA DAVA AÇMAK
Herkes kendinden, kendi ilinden sorumludur.
Ben, diyorum ki, biz başlayalım Diyarbakır’dan, örnek olsun Türkiye'ye.
Yurttaşlık hakkımızı kullanalım, rızamız dışında gayrimenkullerimizi sattıkları için, ayrıca Vakıfbank’tan 1 milyar 805 milyon TL kredi alıp, bizi yıllara sarih borçlandırdıkları için davacı olalım, dilekçe verelim savcılığa.
Böyle bir Anayasal hakkımız var.
Daha önce de söz etmiştim, tekrar gündeme getiriyorum.
Özellikle de DTSO Başkanı Mehmet Kaya’nın gündeme getirdiği, 300 sanayiciye yetecek kadar büyük kredinin alınıp, alınmadığı, alındıysa nereye ve nasıl kullanıldığı, bu kadar büyük bir parayı bankanın hangi yatırıma karşılık verdiği konusunu gündeme getirerek, rızamız dışında borçlandırıldığımız için dava açma hakkımızı kullanalım.
Kullanalım ki, Türkiye’ye, dünya’ya örnek olsun.
Evet, bu konuda DTSO ve Baro’nun hukuksal girişimlerini ve demokrasi adına öncülüğünü bekliyoruz.
*
BÜYÜKŞEHİR’İN RENKLİ MERDİVENLERİ
Büyükşehir Belediyesinin protokol girişindeki merdivenlerin görüntüsünü ve fotoğraflarını gördüm, çok caf caflı. Binanın yapılışını biliyorum, o merdivenler normaldi, bildiğimiz gibi yani. Şimdi anormal olmuş, kırılmaz cam merdivenler, yetmemiş, ışıklı, allı, morlu, caf-caflı, rengârenk bir yürüyüş güzergâhı. Bu nasıl şatafatlı bir anlayış? Tamamen para harcamaya yönelik, har vurup harman savurma mantığı.
Halkın parasıyla, Devletin, Milletin parasıyla şahsi saltanat, şatafat olur mu?
Milyonlarca iki el yakalarında olacak.
*
BAŞKAN KIBRISTA MI?
Kıbrıs'ta TRT temsilcisinin sahte diploma nedeniyle tutuklandığı gözüme çarpınca, aklıma orada olduğu iddia edilen Bağlar eski Belediye Başkanı geldi. Hüseyin Beyoğlu'nun, seçimden kısa bir süre önce Kıbrıs'a gittiği bilgisi gelmişti. Oralarda yatırımları varmış!
Döner mi, dönmez mi, bilinmez, ama Diyarbakır'da davasının devam ettiğini, hatta önümüzdeki günlerde davanın görüleceğini hatırlatmak isterim. Yardımcılarının ‘Rüşvet’ davası vardı ya, işte o dava. Yurt dışına çıkış yasağı konulmuştu. Sanırım Kıbrıs yurt dışı sayılmıyor. Belki de talimatla alınır ifadesi.
*
Dicle Üniversitesi ile ilgili imar, imarcılık işleri konusunda iddialar hala gündemde. Gerçi atı alan Üsküdar’ı geçmiş gibi görünse de, keyfilik de devam ediyor. Daha önce DİSKİ’NİN kanalizasyon hattındaki güzergâhta engelleme yapmışlardı, şimdi doğal gaz hattı konusunda sıkıntılar söz konusu imiş. Bu yönde ciddi şikâyetler oldu, ben de gündeme getiriyorum.
Neden izin yok, acaba?
İmarlı araziye mi denk geliyor?
İmar önemli!