Diyarbakır kalesinden notlar-33

NACİ SAPAN
Hadi yine iyisiniz, iyi; ‘Belediyenin kültür sever’, ‘memleket sever’, ‘kent aşığı’ yönetim elemanları.
Karpuzlu eğlenceler başlıyormuş.
‘Vur patlasın, ‘ÇAL’ oynasın’! hikâyeleri de devreye giriyor.
Karpuzun irisi, dirisi, suyu, ikramı, yuvarlaması gibi faaliyetleri, yarışma, altın ve para dağıtımı derken, ortaya ciddi bir ekonomik ve sosyal faaliyet çıkacak.
Sanatçılar da gelmiş.
Bol eğlenin, aman ha boşluk falan bırakmayın, birilerinin gözü sizde, ‘Herkes ne götürdüler’ diye kıskançlık sendromunda.
Zamanda kalmadı, ayak kaydırmak için, ama yine de siz dikkatli olun.
Hayırlı olsun size ‘Ucu açık bütçe harcaması’, hatta ananızın ak sütü gibi de helal olsun!
Aman ha, yerinizde gözü olan, kalan süreyi de ‘Biz de götürsek’ diye değerlendiren bir güruh var, dikkat, fırsat vermeyin. Emekleriniz boşa gitmesin.
İhalesiz, ucu açık harcama bilançosu önemli, ucunu sıkı tutun, kaçırmayın, başka ‘meczuplar’ gelip araya girmesin.
*
Karpuzdan sonra ne var?
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları etkinliğiydi, galiba.
Sonrası 24 Kasım öğretmenler günü, en önemlisi de 25 Kasım kadına şiddete karşı mücadeleyle ilgili etkinlik. En çok da bu kısmı merak ediyorum. Harcama listesine dâhil olmaya hak kazanmış, harcama mülakatından başarıyla çıkmış olan 25 Kasım kadına şiddete karşı mücadele etkinliğinin varacağı nokta önemli.
*
Mahalle yanarken saçlarını tarayanlara duyurudur;
Duymamışsınızdır, Diyarbakır’da uyuşturucu kullanım yaşı 12'nin altına düşmüş.
Bunun içinde ciddi ve pratik çalışmalar yapmak gerekir.
Bu eğlence işleri falan bittiğinde bekliyoruz.
Şimdi yormayalım kenti yönetenleri!
İşleri yoğun.
*
Uyuşturucu, torbacı, baron gibi kelimeler yan yana gelince ‘kara para’, ardından da tefeci, faizci, bahisçiler sıralanıyor doğal olarak insanın aklına. Bunlar birbirini takip eden sıralı illetler. Bireyi ve toplumu kıskacına alıp, kanını iyice emdikten sonra sessizce bir köşeye bırakıyor.
Varlıklı ailelerin çocukları bu çetelerin kıskacında, önce uyuşturucu, sonra bahis, ardından faizle para verme, sonrası felaket… Büyük borçlar, borçların tahsili için ailelere yapılan baskılar, ödeme faslı ile ilgili rakamlardan feragat ricaları gibi süreçler yaşanıyor. Nakit ödeme yapıp, araba ve gayrimenkullerini verdiği halde yakasını kurtaramayanlar varmış Diyarbakır’da.
Öyle rakamlar, 1-2-3 milyonla sınırlı da değil.
50-100-300-500-600 milyonlu rakamlar konuşuluyor.
Bu kadar kara paranın döndüğü bir ortamın doğal olarak alıcısı da olur.
Baronlar, bahisçiler, faizciler, tefecilerde haklarını almak için piyasadaki yerlerini almışlar.
Son söz: Dikkat… Dikkat…
Diyarbakır izlemede…
Diyarbakırlılar izlemede…
Olan bitenler gerçek Diyarbakırlıların kayıtlarında…
Kayyumlardan kayyumcuklara, baronlardan baroncuklara kadar, kente zarar verenler kentin radarında.
Devlet ve halk sabrının da biteceği bir noktanın olduğunu hatırlatmakta yarar var.
*
Akit, Amedspor taraftarını ve Tigris’i hedef gösterdi.
Cevabını verdik.
Memleketin meczubu ve saldırganı bitmiyor.
Kafalarına göre takılıp, kafalarına göre suçlamalar yapıyorlar.
Her kuşun eti yenmez.
Her işe de burun sokulmaz.
Verdiğimiz cevabın özetini sizlerin de dikkatine sunuyorum;
‘Kendinden olmayan herkesi ‘terörist’ olmakla suçlayanlar, önce geçmişlerine, sonra aynaya bakacaklar, kullandıkları kelimelerin karşılığını alınlarında görecekler.’
Geniş haberini de internet sitemizde ve gazetemizde okumak mümkün.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.