Diyarbakır’ın DHMİ ve hava yolu şirketleri ile imtihanı mı desem, vurdumduymazlık mı, sahipsizlik mi?
Sis bastı, hayat durdu Diyarbakır havalimanında ve terminalinde.
10 günde 70’e yakın uçak seferi iptal oldu.
Dışarısı soğuk, içerisi daha soğuk.
Yani havalimanı terminal binasından söz ediyorum.
Isıtma sistemi çöktü ya, hani aylardır bir türlü yapılmıyor.
Yoğun sis, uçak seferlerinin iptal konusu bir yana da, asıl mesele; seferler iptal olmasa, uçuşlar normal olsa idi acaba ne olurdu?
Bence bu soğukta terminal alanında kıyametler kopardı.
Isıtma sistemi olmadığı için yolcular üşüyecek, hatta muhtemel rötarlardan dolayı uzun süre bekleneceği içinde büyük sıkıntılar yaşanacaktı.
Belki de DHMİ yetkileri durumdan memnundur.
10 günde 70 sefer iptali DHMİ için büyük piyango oldu.
En azından ‘bir süre içinde olsa kurtardık’ diye düşünebilirler, ancak TBMM nezdinde tartışıldıklarını da buradan hatırlatayım.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, ardından Ulaştırma Alt yapı bakanlığını takip eden bu alandan sorumlu CHP Genel Başkan Yardımcısı Sivas Milletvekili Ulaş Karasu Hava limanı ile ilgili iki ayrı soru önergesi verdi.
Ulaştırma ve altyapı bakanından Diyarbakır havalimanında ısıtma sisteminin durumunu sordular. Muhtemelen meclis açılışında konu ciddi gündem olacak. Aslında havalimanının yapım aşamasına kadar geriye dönük incelemelerin yapılması gerekiyor. Sadece ısıtma sistemi değil, terminalin geneli ile ilgili zaman zaman şikâyetlerin yapıldığını biliyoruz.
Diyarbakır havalimanı terminalinin açıldığı günden beri sıkıntılı olduğunu biliyoruz.
Yaz aylarında serinletmediği için, kış aylarında da ısıtmadığı için sıkıntı devam ediyor bu çok modern olduğu iddia edilen terminalde.
Terminal sıkıntılı da, DHMİ’yi bundan azade tutamayız. Sorumluluk onlarda.
Diyarbakır’a topyekûn eziyet çektirdiklerinin farkındadırlar sanırım.
Her ne kadar ısıtma sistemi, sisten dolayı sefer iptallerini konuşsak da, yaz aylarındaki sefer sayılarının azaltılması meselesini unutmadığımız da bilinsin istedim.
İlginç olan ne biliyor musunuz; Bu kadar şey yazılıp çiziliyor, tümü de gerçek, belgeli, kanıtlı. Ancak, her ne hikmetse, DHMİ yetkilileri, bu kentin yöneticileri, hem yerel hem de genel sorumluluğu olan zatlardan bir tek ses çıkmıyor.
Bizim bildiğimiz, devlet erkini temsil edenler, devlet adına halka karşı sorumludurlar, her alanda bu sorumluluklarını yerine getirmek ve hissettirmek zorundadırlar. Devletin kurumları hepimize aittir, yönetenlerin keyif sürdürdüğü, sürdüreceği alanlar değildir. Yurttaşın sorumluluğu kadar devlet adına devlet erkini yönetenlerin de sorumluluğu vardır.