TİGRİS HABER - Koronavirüsün dalgalanmasında davranışların önemine vurgu yapılan açıklamada: “Hastalığın dalgalanmasını, yükselip alçalmasını virüs değil davranışlarımız belirliyor. Aşı bulunana kadar ciddi bir salgınla karşı karşıya olduğumuzu, kendimizi ve sevdiklerimizi korumak için bireysel önemlerimizi almamız gerektiğini unutmamalıyız. Ramazan Bayramı’nda kentimizde ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından “geçmiş bayramınız kutlu olsun” ziyaretleri yapanlar maalesef ki birçok insanı da riske atarak salgının yayılmasına neden oldular. Bunun yanında düğün, taziye gibi geleneksel alışkanlıklarımızdan vazgeçmedik. Havaların da ısınmasının etkisiyle kafeler, restoranlar insanlarla doldu. Ve tüm bu bir araya gelişlerde maske ve sosyal mesafe kuralına uyulmadı. Bu davranışlarımızın bizi getirdiği nokta: Pandeminin başladığı tarihe kıyasla ilimizde daha fazla vaka bulunmakta! Bu vaka sayısı ile kışa girmek, bizi daha büyük sorunlarla karşı karşıya bırakacaktır. ” denildi.
Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Korona’ya inanmayanlardan mısınız?”
“Maalesef ki, ilimizde sıkça duyduğumuz cümlelerden biri; “ben koronaya inanmıyorum”. Haber bültenlerinden rakam olarak verilen verilerin her birinin insan olduğunu, onlardan birinin biz ya da sevdiğimiz biri olabileceğini unutmamalıyız. Virüse ve ona karşı mücadele etmemiz gerektiğine ne zaman inanacağız; kapımızı çaldığında, aramızdan sevdiğimiz birini aldığında mı? Şu an pandemi hastanelerinde sağlık çalışanları enfekte olmayı göze alarak büyük bir mücadele yürütmekte. Sokakta gerekli tedbirleri almazsak bu mücadeleyi boşa çıkarmış oluruz.
Salgından korunmak için üçlü önlem
Hastalığın bulaşmasını engellemek için tek başına hiçbir yöntem koruyucu değildir. Bulaş riskini azaltmak için maskemizi doğru şekilde takmalı, hijyen kuralına uymalı, sosyal mesafemizi korumalıyız. Hastalık oranı, maske takan ve sosyal mesafeye uyan toplumlarda daha düşüktür.
Elbette bayramlar sevdiklerimizle bir araya gelip özlem giderdiğimizde anlam kazanır. Ancak bu bayram sevdiklerimizin sağlığını korumak onlara yapabileceğimiz en büyük iyiliktir. Bu yüzden;
• Kurban Bayramı’nda ev ziyaretleri yerine ailenizi ve sevdiklerinizi telefonla arayın.
• Maske doğru şekilde kullanıldığında bizi korur:
a) Maskenizi burnunuzu kapatacak şekilde kullanın.
b) Defalarca aynı maskeyi kullanmayın.
c) Maskenizi kullanmadığınızda kolunuza, araç dikiz aynasına asıp tekrar yüzünüze takmayın.
d) Maskenizi takmadan önce ve çıkarırken ellerinizi su ve sabunla yıkayın.
e) Virüsler maskenin ön yüzünde toplanabileceğinden bu kısmı ellemeyin.
f) Maskenizi askılarından tutarak çıkarın ve mutlaka kapalı bir çöp kutusuna ya da bir poşete koymak suretiyle çöpe atın.
• Bulunduğunuz her ortamda insanlarla aranıza en az bir metre mesafe koyun. Damlacık yoluyla bulaş riskini azaltmak için belli bir mesafe hayati önemdedir.
• Ellerinizi sık sık su ve sabunla 20 saniye boyunca yıkayın, ellerinizle yüzünüze dokunmayın.
Bayramda yapılacak her ziyaretin hastalığın bulaşma riskini arttırdığını unutmayın. Bayramlaşmak her zaman iyi şeylere vesile olmalıdır.
Bayramlaşmak sevdiklerimizi riske atacaksa, hastalığı arttıracak ve ilimizin hem sosyal hem ekonomik yaşamında olumsuz etki yaratacaksa yüz yüze değil, gönülden gönüle yapılmalıdır.” (Haber Merkezi)