Diyarbakır Dicle’de Maden şirketine karşı hukuk mücadelesi yükseliyor

Diyarbakır’ın Dicle ilçesinde faaliyet gösteren kurşun-çinko madeninin kapasite artırımı projesine karşı harekete geçildi. Su kaynakları, tarım alanları ve yaşam alanlarını tehdit eden proje için ÇED olumlu kararının iptali talebiyle dava açıldı.

Ardıl BATMAZ

TİGRİS HABER - Diyarbakır’ın Dicle ilçesine bağlı Kurşunlu, Kırkpınar ve Gelincik köylerinde faaliyet gösteren kurşun-çinko madeni için verilen "ÇED Olumlu" kararına karşı, bölge halkı ve çevre örgütleri hukuki mücadele başlattı. Piran Yaşam Savunma Platformu öncülüğünde, Ekoloji Derneği ve köy sakinleriyle birlikte, madene karşı iptal davası açıldı.

Söz konusu kapasite artırımıyla, mevcut madencilik faaliyet sahasının 50 kat artırılacağı belirtiliyor. Ancak bölge halkı, bu genişleme nedeniyle içme su kaynaklarının, derelerin, yoğun ormanlık alanların ve köy evlerinin zarar göreceğini belirterek projeye tepki gösteriyor.

Ölmez Doğu Madencilik'in 10 yıldan uzun süredir sürdürdüğü kurşun madeni faaliyeti nedeniyle üzüm bağlarının kuruduğu, hayvancılığın ve arıcılığın bitme noktasına geldiği belirtilirken, köylüler, evlerinin, su varlıklarının ve doğal yaşam alanlarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu vurgulayarak, projeye karşı mücadele edeceklerini ifade ediyor. Diyarbakır Barosu Çevre ve Kent Hukuku Komisyonu tarafından açılan davayla birlikte, yaşam alanlarına ve doğaya yönelik tehditlere karşı hukuki mücadele de başlatıldı.

'BİNLERCE DİNAMİT PATLATILACAK, EN AZ 24 YIL DEVAM EDECEK'

Dava dilekçesinde, şu ifadeler yer verildi:

"Faaliyet alanında; yer üstü komple sıyrılacak, binlerce dinamit patlatılacak, yer altından tonlarca madde yer üstüne taşınacak, yer üstünde kurşun da içeren cevher ve pasa şeklinde ağır kimyasal yığınlar oluşacak, bölge nakliyat, hafriyat alnına dönüşecek ve bu korkunç hacimdeki, en tehlikeli maden faaliyetlerinden biri olan kurşun madeni faaliyeti en az 24 yıl boyunca devam edecektir... Köylülerin evinin, maden sahası içinde kalması, yörenin yaşam kaynağı olan akarsuların, yer altı su kaynaklarının ve su alanı koruma mesafelerinin faaliyet alanı içinde kalması ve nefesimizin sağlandığı, yüzyıllardır yaşamı ve habitatı içinde barındıran üç bin dönüme yakın ormanlık alanın proje kapsamında yok olacak olması; kısacası, bu kadar değerli ve hassas bir alanda bu kadar tehlikeli bir faaliyetin planlanması kabul edilemezdir."

Öte yandan yüksek deprem ve heyelan riskli bir alanda bu faaliyetlerin planlanmasının, durumun vahametini daha da artırdığı belirtildi. Patlamalar ve hafriyat çalışmaları sonucu oluşan toz bulutlarının rüzgârla çevreye yayılacağı, yağışlarla birlikte kurşun içeren sıvıların toprağa ve su kaynaklarına karışacağı belirtilerek, bunun insanlar ve doğa için ciddi tehlikeler doğuracağı vurgulandı

'KANSER VAKALARI VE ENGELLİ ÇOCUK DOĞUMU ARTTI'

Dilekçede ayrıca, 10 yıldan uzun süredir devam eden faaliyetlerle dahi kanser vakalarının ve engelli çocuk doğum oranlarının yükseldiği, üzüm bağlarının kuruduğu, sebzecilik, meyvecilik, arıcılık ve hayvancılık faaliyetlerinin sona erme noktasına geldiği ifade edildi.

Davacıların birçoğunun kanser nedeniyle yakınlarını kaybettiği veya bizzat kendilerinin kansere yakalandığı belirtildi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Diyarbakır Haberleri