Salih Yeşil - Özel
TİGRİS HABER - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır Cezaevi'ni kültür ve hafıza merkezi yapacaklarını açıkladı. Mağdurlar açıklamayı olumlu bulurken model olarak Ulucanlar Cezaevi gibi müze yapılmasını istedi. Ulucanlar modeline katılan AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi Orhan Miroğlu ise, bunun bir yüzleşme adımı olduğuna işaret ederek, "Yüzleşme böyle başlıyor" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,"The Times gazetesine göre "Dünyanın en kötü şöhretli 10 cezaevi" arasında yer alan Diyarbakır E Tipi Cezaevi, darbe dönemindeki ismiyle 5 No'lu Askeri Cezaevi'ni içinde müze, hafıza merkezi bölümlerinin olacağı kültür merkezi yapacaklarını açıkladı. 1981 ve 1984 yılları arasında cezaevinde 34 kişi öldüğü ve onlarca insanın Filistin askısı, dışkı yedirme, lağım çukuruna atma, köpek kulübesinde yatırma, tecavüz gibi akla hayale gelmeyen işkencelerden geçirildiği 5 No'lu Cezaevi'nin mağdurları, yıllardır cezaevinin müzeye dönüştürülmesi mücadelesi veriyor. Erdoğan'ın kararını olumlu bulan mağdurlar, bu konuda oldukça temkinli.
AK Partili Miroğlu: Yüzleşme konusunda aynı yerdeyim
AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi ve aynı zamanda Diyarbakır Cezaevi'nin işkence mağduru Orhan Miroğlu, "Bende değişmeyen konulardan biri hafızamdır, toplumun kolektif hafızasıdır. Geçmişle yüzleşme konusunda aynı yerdeyim. Hiçbir değişim yaşamadım. Buradan sağ çıktığıma çok sevindim. Bu konuda kitaplar ve makaleler yazma fırsatı bulduğum için çok mutlu ve gururluyum." dedi.
AK Parti Merkez Karar Yürütme Kurulu Üyesi Orhan Miroğlu
'Ulucanlar gibi olmalı'
Diyarbakır Cezaevi'nde yaşananlar yüzleşmek için Meclis araştırma komisyonu kurduklarını bu komisyonun 2018'e kadar çalışma yürüttüğünü ancak erken seçim nedeniyle çalışmaların durduğunu ifade eden Miroğlu, bu konuda mağdurlara maddi ve manevi tazminatı öngören bir raporu da komisyona sunduğunu aktardı. Cezaevinin kültür ve hafıza merkezi olacağını belirten Miroğlu, "Bir bölümü kültür merkezi olacak, bir bölümü hafıza merkezi olacak, bir bölümü müze olacak, bir bölümü ise Kürt edebiyatının kendini bulduğu konferans ve seminerlerin düzenleneceği alanlar olacak. Ulucanlar gibi bir hafıza merkezi olmalı" ifadelerini kullandı.
'Hafızama ihanet etmediğim için mutluluk duydum'
Miting öncesi Diyarbakır Cezaevi'nden çıktıktan 41 yıl sonra döndüğünü hatırlatan Miroğlu, "41 yıl sonra döndüğümde bir muhasebe yaptım. Hafıza ihanet etmediğim için büyük bir mutluluk duydum" sözleriyle işkencelere uğradığı mekâna geri döndüğünde hissettiklerini anlattı.
Atılan adımla birlikte sorumluluklarının arttığının altını çizen Miroğlu, başka bir açıdan sorumluklarının yeniden başladığını dile getirdi. Miroğlu, cezaevinde yapısal değişimlerin olduğunu ama bazı mekanların korunduğunu aktardı. Bu cezaevinde 34'ü darbe döneminde 9'u daha sonra olmak üzere 43 kişinin öldürüldüğünü anımsatan Miroğlu, "Ben oradan sağ çıktığım için çok mutluyum. Birçok arkadaşımız bu şansı yakalayamadı. Onları rahmetle anıyorum" diye konuştu.
'Cumhurbaşkanına anlattım'
Merkez Yürütme Karar Kurulu'nun tanışma toplantısında Diyarbakır Cezaevi'ne ilişkin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bilgilendirmede bulunduğunu, bu konudaki kitaplarını ve kurulan komisyon çalışmalarını aktardığını söyleyen Miroğlu, Erdoğan'a başka kişilerin de Diyarbakır Cezaevi'ni anlattığı ve bu konuda yeteri kadar bilgi sahibi olduğunu anlattı. Erdoğan'ın konuşmasından sonra özel olarak görüştüğünü, teşekkür ettiğini kaydeden Miroğlu, "Çok faydalı bir adım oldu, dedim. O da 'İnşallah ' dedi" sözleriyle Cumhurbaşkanıyla aralarında geçen diyalogu anlattı.
'Başında Kemal Yamak'ın olduğu bir projeydi'
Kararın Kürt sorununda ne anlama geldiğini anlatan Miroğlu, şunları aktardı:
"Diyarbakır Cezaevi eski Türkiye'ye ait bir mekân. Eski Türkiye'yi yönetenlerin icat ettiği bir şey. Ankara'dan planlanarak yapılan ve başında Kemal Yamak'ın olduğu bir proje. Demokratik ve sivil hedeflerle yola çıkmış Kürt hareketini kriminalize etmesi hedeflendi, maalesef bunda da başarılı oldular. O dönem sivil faaliyetleri yürütenler tasfiye edildi. Bu cezaevi Kürt toplumun hafızasında derin bir iz bıraktı. Bir müze yapılmasıyla bunun edebiyatı, sanatı yapılacak. Çeşitli şekilde bir yüzleşmeye yönelik adımlar atılacak. Yüzleşme dediğimiz süreçler zaten bu şekilde başlıyor."
İnsan Hakları Müzesi olmalı
Askeri darbe döneminde Diyarbakır Cezaevi'nde birçok işkenceden geçen 78'liler Derneği Yürütme Kurulu Üyesi Gani Alkan, Erdoğan'ın açıklamasına toptan karşı olmadıklarını, olumlu baktıklarını ama içeriğinin görülmesi gerektiğini söyleyerek, şunları kaydetti:
"Biz yuvarlak sözlerin altının doldurulmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanı daha önce bir kısmının müze bir kısmının kültür merkezi yapılacağını söyledi. Biz sadece müze olmasını istiyoruz. Ulucanlar Cezaevi nasıl müze yapıldıysa Diyarbakır Cezaevi de aynı şekilde müze olmalıdır. İkinci bir işlevi olmamalıdır. İnsan Hakları Müzesi adıyla müze olmalı. İyi bir adım olur müze olması, ama içeriği bizim için önemlidir. Biz, vicdani ve insani bir durumdan bahsediyoruz. Gerçekten bir samimiyet varsa, 12 Eylül işkencelerine bir tepki, bir yüzleşme isteği varsa orasının İnsan Hakları Müzesi olması lazım."
78'liler Derneği Yürütme Kurulu Üyesi Gani Alkan
'Gecikmiş bir adım'
Aynı cezaevinde kalan Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bayram Bozyel, açıklamaya temkinli yaklaşmak gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanı Kürt meselesinin çözüm yolları ile ilgili bir şey söylemedi. Eldeki mevcut oyları korumak için bir çaba olduğunu gözledik. Siyaseten manevra alanlarının daraldığını görüyoruz. Bu anlamda dağ fare doğurdu diyebiliriz. Cezaevi ile ilgili ise, gecikmiş bir adım olarak değerlendiriyorum. 2010’dan beri gündemde olmasına rağmen bir adım atılmadı, ancak şu an atılmış adıma da sevindim. Ancak temkinli yaklaşmak gerekiyor. Bu anlamda da biraz burukluk var. Cezaevinin nasıl dizayn edileceği önemli. Kütüphane gibi olacaksa bir anlamı yok. Önemli olan aynı şeyleri yaşayan ülkelerin örnek alınmasıdır. Bu cezaevinde yaşananların gelecek nesillere aktarılması gerekiyor ki, bir daha aynı şeyler yaşanmasın. Takipçisi olacağız, yapılanları gözleyeceğiz. Dediğim gibi geçmiş ve gelecek hafızasına hitap etmeli, Ulucanlar Cezaevi gibi."
Kürdistan Sosyalist Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bayram Bozyel
'Hafıza silinecekse hiç gerek yok'
Diyarbakır Cezaevi'nde 7 yıl 6 ay kalan ve bu anılarını 'E-Tipi Hilton' adıyla kitaplaştıran İsa Tekin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamasını samimi bulmadığını dile getirerek, "Restorasyonla cezaevinin geçmişe dönük hafızası silinecekse hiç gerek yok. Kültür merkezi ile müzeyi karıştırıp ortaya anlamsız bir yapı çıkacak gibi. Ankara’daki Ulucanlar Cezaevi gibi hafızaya hitap edecek ise sorun yok. Ancak hafızayı silmeye dönük bir müze ve kültür merkezi ise kabul edilemez." diye belirtti.
(Soldan) İsa Tekin, Naci Sapan