Haber: Ali Abbas Yılmaz
TİGRİS HABER - 8 Mart etkinliğine HDP Diyarbakır milletvekili Remziye Tosun, HDP il yöneticileri ve Alevi kadınlar katıldı. Etkinlik kadınlar için yapılan saygı duruşu ile başladı. Ardından Cemevi Kadın Komisyonu üyesi Nurşen Akbal, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Merkezi’nin 8 Mart’a ilişkin açıklamasını okudu.
8 Mart’ın tarihçesi
Dünya emekçi kadınlar gününün tarihsel anlamı üzerine kısa bir konuşma yapan Akbal, “8 Mart 1857 yılında Newyork’ta dokuma işçisi kadınların bilinçlere kazınan direnişinin üzerinden 164 yıl geçti. Onların miras bıraktığı direniş ve mücadele tarihini omuzlayarak ilerleyen kadınlar, onların yanan bedenlerinden öğrendikleri bilinçle; özgürlüğü ellerinden almaya çalışan, kadınları cinsel obje ve ucuz emek gücü olarak gören, ikincilleştiren, katleden, evlere hapseden erkek egemen sisteme karşı verdiği mücadele günümüzde de sürüyor” diye belirtti.
Kadınlara erkek şiddeti arttı
AK Parti iktidarında kadınlara yönelik cinsiyetçi politikaların arttığına dikkat çeken Akbal, “Kadınların en temel yasal haklarına göz dikiliyor. Bir kadın bakanının “AKP gelene kadar “Kadın” kelimesinin adı yoktu” dediği bu iktidar döneminde, her gün en az 6 kadının öldürülmesi haberleriyle, “Kadın ismi sıkça geçiyor. Her gün yüzlerce kadının gerek eşi gerekse akrabaları tarafından katledilmesinde verilen ceza indirimlerinde kadının ismi sıkça kullanılıyor. Tarikatlar, şeyhler, sözde kültürlü vasfındaki adamlar, kadın bedenini iştahla dillerine dolamayı meşrulaştırmış sözlerinde kadın ismi sıkça kullanılıyor. Ensar vakfı gibi çocukların cinsel istismara uğradığı olaylarda “Bir kereden bir şey olmaz” diyen kadın bakanlarla kadın ismi sıkça kullanılıyor. Çocuklarını arayan Cumartesi Annelerine meydanları yasaklamalarıyla kadın ismi sıkça kullanılıyor” ifadelerini kullandı.
Kadınlar sesini yükseltmeli
Kadınların tüm baskılara, zulme ve yok saymaya karşı durduğuna dikkat çeken Akbal, şunları ifade etti: “Yezid’e boyun eğmeyen Zeynep Ananın duruşunu, devlet zulmüne karşı bir araya gelen Bacıyan-ı Rum’un cesaretini, yüzyıllar öncesinde Hacı Bektaş-ı Veli’ye kapısını açan Kadıncık Ananın iyiliğini, “Üzgün olmaktansa öfkeli olmayı yeğlerim” diyen Ulrike’nin direncini, “Hayatın olduğu her yerde savaşmak istiyorum” diyen Clara Zetkin’nin mücadelesini, Cumartesi Anneleri’nin bitmek bilmeyen inadını, gezi direnişinde sokakları özgürleştiren sesiyle; emeğini bilinçle harmanlayarak, bugünden yarına özgürlüğünü elinden almak isteyen egemen sisteme karşı mücadele etmekten, sokaklarda, meydanlarda sesini yükseltmekten asla vazgeçmiyor.”
Kadınların birlikte mücadelesi
Akbal, konuşmasını şöyle noktaladı: “Yoksulluğun, ayrımcılığın, işsizliğin, erkek-devlet şiddetinin, tacizin, tecavüzün olmadığı bir yaşam, eşit ve özgür bir dünya, ancak bu topraklarda yaşayan Alevi, Sünni, Kürt, Türk, Ermeni, Mülteci, Çingene, her ulus ve aidiyetten kadınların birlikte mücadelesiyle mümkün!”
Açıklamanın ardından Cemevi Kadın Komisyonu üyesi Funda Atlı Aksoy, Alevi kültüründe kadın erkek eşitliğinde önemli bir yeri olan ‘Kadıncık Ana’nın önemine değinen bir konuşma yaptı. Aksoy, Hacı Bektaşı Veli’nin kadın erkek eşitliğini içselleştirmesinde “Kadıncık Ana’nın rolüne vurgu yaptı.
Aleviliğin yol kurucularından bir kadın: Kadıncık Ana
Kadıncık Ana’nın kimliğine dair bilgiler paylaşan Aksoy, “Kadıncık Ana, 1200'lü yıllarda Anadolu'da yaşayan, Baba İlyas (Babai) geleneğinden gelen Aleviliğin bugünkü Bektaşi süreğine doğru evirilen, bundan 800 yıl önce Anadolu'da Aleviliğin kök salmasını sağlayan en temel birkaç kişiden biri, Yol kurucusu kadın velidir. Kadıncık Ana Selçuklu Devleti'ne karşı Babailerin başlattığı Babai isyanından sağ kurtulan Baba İlyas müritlerinden Hacı Bektaşı Veli'yi Anadolulu Bacılarla beraber koruyan, kollayan, onunla aynı inancı paylaşan, bu inancın Anadolu'da yaşamasını sağlayan, bugünkü Hacı Bektaş Dergahı'nın temellerini atan, Yol'u bugünlere taşıması için Abdal Musa'ya el veren, ona Yol'u aktaran mücadeleci, devasa bir bilgedir. Kadıncık Ana aynı zamanda Alevilik inancına göre Ana'dır” diye belirtti.
‘Bugün Hacı Bektaş varsa bunu Kadıncık Ana'ya borçluyuz’
Bektaşiliğin kuruluşunda Kadıncık Ana’nın rolüne vurgu yapan Aksoy, “Hacı Bektaş ve Kadıncık Ana elbette bu Yol'un iki temel kurucusu, Hacı Bektaş kuşkusuz çok büyük bir değerdir. Ama bugün Aleviler Hacı Bektaş-ı bile Kadıncık Ana sayesinde biliyorlar. Bugün Hacı Bektaş varsa bunu Kadıncık Ana'ya borçluyuz. Çünkü bu Yol'un silsile halinde bugünlere gelmesini, onun "kurumsallaşmasını" sağlayan kişi Kadıncık Ana'dır. Ayrıca Alevi Yol kurucusu olan Kadıncık Ana ile İslami inançtan gelen ve eşitliği savunan Fatma Bacı gibi eşitlik mücadelesi veren izleri tarihten silinememiş yoldaş kadınlar ile bugün her inançtan eşitlik mücadelesi veren bizler aynıyız” ifadelerine yer verdi.
Kadınlardan 8 Mart halayı
Etkinlik Cemevi kadın ve gençlik komisyonunun şiir ve müzik dinletisi ile devam etti. Alevi deyişlerini seslendiren Zeynep Yavaş kadınlar tarafından ilgiyle karşılandı. Ardından ses sanatçısı Zilan Tigris, kadınlar gününe özel bestelediği ezgiyi seslendirdi. Kürtçe ve Türkçe seslendirdiği ezgilerle coşkulu anlar yaşatan Tigris’e kadınlar halaylarla eşlik etti.