Salih Yeşil
TİGRİS HABER - Diyarbakır Barosu'nun Ermeni soykırımının yıldönümü nedeniyle 24 Nisan 2018 yılında yaptığı yazılı açıklamada "Ermeni soykırımı" ifadesi nedeniyle dönemin Baro Başkanı Cihan Aydın, Yönetim Kurulu üyeleri Ahmet Dal, Erhan Aytekin, Fırat Üğer, Gazal Bayram, Serdar Çelebi, Özgür Yılmaz Biçen, Ömer Şeran, Mehmet Akbaş, Muhlis Oğurgül, Teyfik Karahan'ın yargılandığı davanın duruşmasında beraat kararı çıktı. "Türk milletini ve devletini aşağılamaktan" açılan davanın Diyarbakır 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen karar duruşmasında tüm sanıklara hakkında ayrı ayrı beraat kararı verildi.
Suçlamaya karşı savunma yapan dönemin Baro Başkanı Cihan Aydın, açıklamanın hakikatle yüzleşme çağrısı olduğunu dile getirdi. O dönemde Diyarbakır'daki Ermeni nüfusunun yüzde 34 olduğunu günümüzde ise Diyarbakır'daki Ermeni sayısının 10-15 olduğunu dile getirerek, "Bizim cevabının aradığımız soru, Ermeni nüfusuna ne olduğu sorusudur. Biz meseleye böyle bakıyoruz. Bu açıklama, hakikat ve yüzleşme çağrısıydı. Biz meseleye siyasetçiler gibi konjonktüre göre bakmıyoruz. Biz meseleye hakikat ve yüzleşme açısından bakıyoruz. Bizim açıklamamız bu coğrafyada yaşayanları barışçıl bir şekilde bir arada yaşamaya sevk eden bir açıklamaydı" diye konuştu.
Savcı beraat talebinde bulundu
Savunma yapan Baro Yönetim Kurulu üyeleri de açıklamanın düşünce ve ifade özgürlüğü sınırlarında kaldığına işaret etti. Savunmaların ardından Cumhuriyet Savcısı, suçun yasal unsurları oluşmadığı için sanıkların beraatini talep etti.
Sanık avukatlarından ve Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren de Diyarbakır Barosu'nun rolüne işaret ederek, Diyarbakır Barosu'nun toplumsal sorunlara duyarsız kalmadığını ve kalmayacağını dile getirdi. Açıklamanın da olayın bu toplumsal niteliğinden dolayı yapıldığını vurgulayan Eren, her 24 Nisan'da gözlerin Diyarbakır Barosu'na çevrildiğini belirterek, "Uluslararası açıklamalar da bir şekilde Diyarbakır Barosu üzerinden tepkiye dönüştürülüyor. Diyarbakır Barosunun hakikatle yüzleşme talebi birilerini rahatsız ediyor."
Beraat kararı ifade özgürlüğü üzerine kurulmalı
Eren, Diyarbakır Barosu'nun önceki yönetiminin de aynı suçlamadan yargılandığı ve suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle beraat ettiğini hatırlatarak, ama bu sefer verilecek beraat kararında suçun yasal unsurunun oluşmamasına dayandırılmamasını isteyerek, mahkemenin, düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında bir beraat kararı kurmasını istedi.
Savcının mütalaasında beraat talep ederken "ifadeler her ne kadar rahatsız edici olsa da" ifadesini kullandığını hatırlatan avukatlardan Mehmet Emin Aktar, "Evet rahatsız edicidir. Rahatsız edeceğiz, avukatlık mesleğinin kendisi rahatsız edicidir" dedi.
Avukatların savunmalarının ardından kararını açıklayan mahkeme, suçun yasal unsurlarının oluşmadığına kanaat getirerek, sanıkların ayrı ayrı beraatına karar verdi.