TİGRİS HABER - Demokratik Toplum Kongresi (DTK) yönelik soruşturma kapsamında hakkında ‘örgüt üyeliği’ ve ‘örgüt propagandası’ suçlarından dava açılan Diyarbakır Barosu üyesi avukat Ruşen Seydaoğlu’nun yargılandığı davada karar çıktı. Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Seydoğlu ve avukatları hazır bulundu. Diyarbakır Barosu ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) yöneticileri de duruşmaya katılarak Seydaoğlu’na destek verdi.
Duruşmada mütalaasını mahkemeye sunan savcı, önceki celse sunduğu mütalaasını tekrarlayıp, hapis cezası talebinde bulundu. Mütalaaya karşı söz alan Seydaoğlu, “Bu yargılamanın ceza ile sonuçlanması yürüttüğüm kadın mücadelesini geçmişimi ve geleceğimi bir bütün olarak etkileyecek nitelikte. Mahkemenin bunu dikkate alması gerekiyor" diyerek beraatını talep etti.
Seydaoğlu’nun avukat Resul Tamur ise, iddia makamının dosyadaki delillere temas etmeden bir mütalaa hazırlığını ve muğlâk delilleri müvekkili lehine kullanırken, net delilleri ile müvekkili aleyhine kullandığını söyledi. Sağlıklı bir savunmanın ancak yine sağlıklı bir mütalaa üzerine kurulabileceğini vurgulayan Tamur, fakat mevcut mütalaası ile savcının savunma hakkını kısıtlandığını ifade etti.
Avukat Semra Balyan’ın müvekkili Seydaoğlu’nun sanal medya paylaşımlarına ilişkin yaptığı ayrıntılı savunmanın ardından Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren söz aldı. Eren, bugün bu dosya özelinde suç olarak değerlendirilen fiillerin çözüm sürecine dair olduğunu belirterek, dolayısıyla yargılamanın o dönemin siyasi iklimine göre yapılması gerektiğini ifade etti.
Siyasi konjonktür değişince davalar açıldı
Dünün savcıları tarafından hazırlanan iddianamelerin ilk 70-80 sayfasının aynı kalemden çıkmış açıklamalarla başlayıp, sonrasında çeşitli basın açıklamaları gibi dosya şüphelileri ile aslında hiçbir bağı olmayan içerikle doldurulduğunu söyleyen Eren, Diyarbakır Barosu olarak o denem kendilerinin de söz konusu sürecin ileriye taşınması için sorumluluk aldıklarını, fakat sonrasında bugün meslektaşlarına olduğu gibi davaya dönüşmese de kendileri hakkında da soruşturmalar açıldığını kaydetti. Eren, “Öyle ki dönemin başbakanı, bugünün Cumhurbaşkanı o sürece dair ‘Çözüm için gerekirse baldıran zehri içerim’ diyordu. Aslında o dönem biz çok fazla sorumluluk almadığımız için eleştiriliyorduk. O dönem elini taşın altına koyanlar değişen siyasi konjonktür ile birlikte yargılanmaya başlandı. DTK’ye yönelik soruşturmalar, davalar da bu yöndedir. Meslektaşımızın da hiçbir örgütsel çalışması yoktur” diyerek, beraat talebinde bulundu.
6 yıl 3 ay hapis cezası
Duruşmaya verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme, oy birliği ile Seydaoğlu’nu “örgüt üyeliğinden 6 yıl 3 ay hapse mahkûm etti. Hakkındaki “örgüt üyeliği” suçlamalarına ilişkin esas dava dosyasından 1 yıl 3 ay hapis cezası verip hükmüm açıklanmasının geri bırakılmasını (HAGB) kararlaştıran mahkeme, birleşen dosyaya ilişkin ise beraat kararı verdi. Mahkeme, Seydoğlu hakkında yurt dışı yasağı kararı da aldı. (Kaynak: MA)